Çözüm, Barış, Demokrasi
23:59 8 May 2013

Devlet ile toplum arasında her zaman sorun oldu bu ülkede. Toplumun endişelerini, değerlerini, hayallerini, sevinçlerini ve hüzünlerini değil, kendi bekasını önceleyen bir mekanizmaydı Devlet. Adalet ve demokrasi gibi kavramlar dillerden hiç düşürülmese de cumhuriyet tarihinde fiiliyata geçtiklerine çok az şahit olduk. Toplum, kendi önceliklerini devlet sistemine, yani yönetime yansıtmaya çalıştığında ise hep silahı gördü muhatabı olarak. Devlet ise o silahın arasında duran dev bir mekanizmaydı.

Devlet şiddeti yeni şiddet mekanizmalarını doğurdu kendi karşısında. Çeşitli toplum kesimleri tarafından kurulan her cümleyi silahını kullanarak bastıran bir devlet pratiği, militarizmi toplumunda büyük ölçüde içselleştirmesine sebep oldu.

Ülkede yaşayan etnik grupları tektipleştirici ve asimilasyonist uygulamalarla büyük ölçüde sindiren devletin karşısına, onu dinlemeyen ve “kimliğimi sana ezdirmem” diyenlerde çıktı. Şiddetin şiddeti doğurduğu bir atmosfer de son 30 yılda çoğu Kürt halkından olmak üzere yaklaşık 50 bin gencini kaybetti ülke.

Kaybedilen canların ötesinde bir çok sorunun konuşulamadığı, derdi olanın sesini duyuramadığı diğer kimliklerinde sesinin kısıldığı bir dönemdi yaşadığımız. Bir çok konunun üzerini örten şiddet dalgası vesayetçi bürokratik düzenin devamlılığını sağladığı gibi, ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel sermayesinin de heba olmasına sebep oldu.

Kaybedilen bunca şeye rağmen şimdi önümüzde akıp giden ve adına Barış süreci denen bir dönem yaşıyoruz ve son 4 aydır ölen genci yok bu ülkenin. Savaştan yorulan toplumun şimdiye kadar duyulmayan çığlığına, uluslar arası konjenktürel etkilerde dahil olmuş olacak ki siyasetin önünün açıldığı silahların ise en azından şimdilik kullanılmadığı bir dönemi yaşıyoruz.

Savaşan tarafların konuşup müzakere ettikleri böyle bir dönemde geniş toplum kesimleri ise süreci sessizce izliyor. Çerkes diasporası ise kendisini yakından ilgilendiren böyle bir konuda maalesef sessizler kervanındaki yerini almış durumda. Bir çok siyasi tartışmanında süreç ile birlikte gündeme geldiği bu dönemi daha iyi anlamak ve yorumlayabilmek için Guşıps Mayıs ayı dosya konusunu “Çözüm, Barış, Demokrasi” olarak belirledi.

Çözümün muhatapları olan ve Barış masasının iki ucunda oturan Ak Parti ve Kürt siyasi hareketinden etkin isimler ile görüştük.

BDP Diyarbakır milletvekli Altan Tan ile sürecin işleyisini, Başkanlık tartışmalarını konuşurken, kendisine “sonradan gelenler ile buralı olanların” hakları konusunu sormayı da ihmal etmedik.

Ak Parti MKYK (Merkez Karar Yürütme Kurulu) üyesi ve Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay’a ise sürecin Ak Parti cephesinden nasıl göründüğünü sorduk. Ak Parti’nin gündeme getirdiği başkanlık önerisi, siyasi dilin Türk- Kürt eksenli söylemi ve Türkiye’de Ulus Devlet paradigması ile ilgili sohbetimizde Prof. Dr. Yasin Aktay tüm açıklığıyla sorularımızı cevapladı.

Dünya’da iç çatışma yaşayan ilk ülke Türkiye olmadığı gibi muhtemelen son ülkede olmayacak. Her ülkenin yaşadığı coğrafya, yaşanan siyasi süreçler ve toplumsal kültür farklı olsa da Dünya’daki barış süreçleri çatışma çözümlerinde herkes için ciddi tecrübeler içeriyor. Bu konuda hazırlanmış detaylı çalışmalardan biri de Vıcenc Fısas’ın “Barış Süreci – El Kitabı” . Oldukça hacimli olan çalışmanın Dünya’da on farklı ülkedeki barış sürecini incelediği kısmını Guşıps okurlarının ilgisine sunuyoruz.

Birikim, yaklaşık 40 yıldır Türkiye’nin meselelerine eğilen konuları entelektüel açıdan ele alan Sosyalist Kültür Dergisi. Ömer Laçiner ise derginin Genel Yayın Yönetmeni ayrıca Türkiye’de Sol deyince ilk akla gelen isimlerden. Birikim Dergisi’nde kendisiyle görüştüğümüz Ömer Laçiner Çözüm sürecini, Başkanlık tartışmalarını ,Demokrasi olmadan Barış olmaz söylemini, Çerkesler’i ve Türkiye’de Sol’un geleceğini Guşıps okurları için değerlendirdi.

Önümüzde akıp giden bir süreç var ve bu süreç belki de Türkiye tarihinin en önemli aşamasına tekabül ediyor. Ancak bu ülkede 149 yıldır yaşayan Çerkesler’in bu tarihi süreçte söyledikleri kısıtlı. Özellikle sivil toplum örgütleri bu konuda oldukça ketumlar. Guşıps olarak sivil toplum örgütlerine süreç hakkında benzer sorular yönelttik ve cevaplarını talep ettik. Jıneps, Kafkas Dernekleri Federasyonu, Kafkasya Forumu, Abhaz Dernekleri Federasyonu, Kafkas Vakfı ve Çerkes Hakları İnisiyatifi’nden temsilciler sorularımıza açık yüreklilikle cevaplar verirken Çerkesya Yurtseverleri şimdilik sorularımızı cevaplamayı uygun görmedi.

Türkiye’nin 30 yıldır gündeminde olan Kürt Sorunu’nun çözümü tartışmalarının ülkede herkesimi ve herkesi ilgilendirdiğinden yola çıkarak bütünlüklü bir dosya hazırlamaya çalıştık bu ay. Barış ve Demokrasi’ye giden yolda Çerkesler’in alacakları tavırda etkili olması dileğiyle.

Söyleşi
Barışın iki tarafı var çünkü çatışan iki güçten bahsediyoruz. Çözümde barışta savaşta bu iki unsur arasında gerçekleşiyor. Masanın bir tarafından devlet adına Hükümet varken diğer tarafında Kürt siyasi hareketi oturuyor. İslamcı kimliği ile BDP saflarında siyaset yapan ve sürecin başından beri içerisinde ...oku
Söyleşi
Prof. Dr. Yasin Aktay, Stratik Düşünce Enstitüsü'nün Başkanı aynı zamanda 2012 yılından beri Ak Parti MKYK(Merkez Karar Yürütme Kurulu) üyesi. Yani sürecin siyasi aktörlerinden Ak Parti'nin poltikalarını ve bakış açısını en iyi yansıtacak isimlerden birisi de sayın Aktay.. Strataejik Düşünce Ensitüsü ...oku
Söyleşi
Ömer Laçiner, Türkiye'de Sol denince ilk akla gelen isimlerden. Birikim Dergisi Genel Yayın Yönetmenliğini de sürdüren Ömer Laçiner yıllardır Türkiye'nin meseleleri ile ilgilenmiş bir kalem. Ülke gündeminin Barış ve Çözüm sürecine kilitlendiği bir atmosferde ilerleyen sürecin dinamiklerini, Barış- Çözüm ...oku
Makale
Türkiye'de Kürt Sorununda ne zaman adım atılacak olsa diğer ülke tecrübeleri gündeme gelir. Her ülkenin özel şartları, kültürel,sosyal ve ekonomik özellikleri farklı olsa da Barış süreçlerinde dünya tecrübeleri her zaman önem arzeder. Vıcenc Fısas “Barış Süreci - El Kitabı” adlı eserinde dünyadaki barış ...oku
Söyleşi
Genel olarak STK' ların varlık nedenı,tüm farklılıkların, kendi farklılıkları ile barış ve demokrasi içinde doğaya, çevreye, birbirlerine saygılı ve tahamüllü olarak içiçe yasayan bir toplumsal doku oluşturmaktır. Bu bağlamda ...oku
Söyleşi
Kafkasya Forumu olarak,çözümden yana olan tavrımızı kişisel yada örgütsel olarak pek çok noktada beyan ettik.Yakın zamanlarda oluşumunu tamamlayan “Çözüme Evet Koalisyonu”na destek ve katılım sağlamaktayız.Çözümün Kürtler ...oku
Söyleşi
Kafkasyalı sivil toplum kuruluşlarının hem kendi çıkarları açısından,hemde Türkiyenin çıkarları açısından bu sürece destek olmaları gerekmektedir.Türkiye yeniden yapılandırılırken Kafkasyalı sivil toplum kuruluşlarının kendi ...oku
Söyleşi
Barış getireceği varsayılan her türlü girişimi bu yönüyle desteklemek gerekir diye düşünüyorum. Bu hükumetteki partiye angaje olmayı gerektirmez. Eminim ki barış ve toplumsal huzur olan bir ortamda gerek kişi hak ve ...oku
Söyleşi
Bu süreç, doğal olarak Türkiye'deki tüm insanlar gibi Çerkesleri/Kuzey Kafkasyalıları da doğrudan etkiliyor ve ilgilendiriyor. Kuzey Kafkasyalı sivil toplum örgütleri belki sürece doğrudan müdahale edebilecek bir konumda ve ...oku
Söyleşi
Barışı ve yaşamı savunmak; ölümlerin durması, gençlerin yaşamaya devam etmesi anlamına gelir ki ülke genelinde destek görmesi gereken bu yaklaşıma Çerkes sivil toplum örgütleri ve inisiyatifleri de sessiz kalmamalı. Barış ...oku