Kafkasya Forumu: Melih Özel Ubıh
0:51 9 May 2013

Guşıps: Kürt sorunu ‘nun çözüm aşamasına girmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Melih Özel Ubıh: Bu bir ilk değil.Daha öncesinde de bu tür dönemeçler yakalanmıştı;ancak şu anki iktidar büyük bir tabana hitap ettiğinden bu süreç ülkede büyük bir zemine yaslanmaktadır.Son Kürt isyanı olarak literatüre geçen PKK,eylemleriyle kitlesel Kürt kimliğinin politik bir zemine yansıtılmasında dolaylı ya da doğrudan büyük bir etkiye sahip olmuştur.Kürtler açısından düşünüldüğünde politik ya da sıradan Kürt kimliği Türkiye siyasi arenasında görece anlamlar kazanmıştır.Bu göreceli durumun ilk kazanımı aktif Kürt siyasi hareketidir.Kapatılıp açılan partiler,çoğalan meclis dışı muhalefet ve STK’lar ile, sıradan kimlikle politik kimlik iç içe geçmiştir.Bir bakıma Kürt halkı baştan ayağa politize olmuştur.Bir diğer göreceli durum ise Kürt’ün karşısında konumlanan,Kürt kimliği ile diyalektiğini inşa eden milliyetçi Türk kimliğidir.Kürt hareketinin yükselmesi ile milliyetçi Türk siyaseti de kendini yükseltmiştir.Ancak bu yükselmeyi ortaya çıkartan şeyin paradigmasının olmadığını kabul etmek gerekmektedir.Diyarbakır Cezaevi,gözaltındaki kayıplar,gazi mahallesi olayları,OHAL,kontrgerilla;Kürt kimliğinin karşısında konumlanan bir diğer milliyetçiliğin dayanak noktası oldu.Kontrgerilla,OHAL ve baskılar karşısında politize Kürt hareketi tepkisini ortaya koymakta gecikmedi.Legal ve illegal şekillerde ortaya konan eylemler;bizzat karşıtının canlanmasını sağlamıştır.Bir bakıma gruplandırmak istersek PKK’nin karşısında ordu,OHAL,Özel Harp Dairesi,kontrgerilla varken politize Kürt halkı karşısında ise milliyetçi Türk kimliği bulunmaktadır.İşte bu karşıt durumlar sonucunda siyasi ve askeri birçok rant elde edilmiş,ülke modern dünya ve onun siyasetinde rolünü oynayamamış;hatta herhangi bir politikaya sahip olamamıştır.Batı’da potansiyel Yunan gerginliği,Doğu’da Ermeni,Güneydoğu’da ise Kürt gerginliği ile devlet kendi toprakları üzerinde –kurumları ile- adeta yedi düvele karşı savaş vermeye çalışmıştır.Bu çaba,ülkenin kendi dinamiklerini ve potansiyelini savaş üzerinden tüketmiş;toplumsal,kültürel ve ekonomik göstergelerini bir basiretsizliğe terk etmiştir.

Tüm bu genel-geçer perspektif üzerine modern-ötesi devlet;artık ilkel savaş politikalarının devletin tüm performansını etkilediğini er yada geç fark etmek zorunda kaldı.Bunun için karşılıklı birçok kayıplar,acılar yaşandı.Son tahlilde, serbest piyasa rüzgarı ve küresel kapitalizm politikalarında coğrafyasının model gücünü ortaya koymak isteyen devlet,bu kangrene dönen sorunu çözmeye yönelmektedir.Bu durum halkın,postmodern anlamda,kendini rahat,özgür ve bilinçli bir biçimde tanımlamasını ve hayatını şekillendirmesini sağlayacaktır.Devlet ve halk;yılların gerginliğini bir kenara bırakırken,bizim umudumuz,hayatının niteliği üzerine daha çok düşünecek ve onu anlamlı kılmaya daha çok zaman bulabilecektir.

Guşıps: Çözüm sürecinde PKK lideri Abdullah Öcalan’ın siyasi bir figür olarak muhatap alınması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Melih Özel Ubıh: Kabul edilsin ya da edilmesin Abdullah Öcalan,Türkiye’yi uzun süredir meşgul eden silahlı Kürt hareketinin örgütsel önderi.Bunun yanında Öcalan,Nevruz alanlarını dolduran binlerce silahsız Kürt’ün de toplumsal önderi konumundadır.Bu durumda muhatap olarak kabul edilmesi gereken kişilerden biridir.Ancak Kürt halkı dendiğinde salt Öcalan üzerinden politikalar üretilmesi,sürecin kısırlaşmasına sebep olacaktır.Büyük ölçüde de karşıt ve koşut kimliklerin farklı refleks ve söylemlerini de ortaya çıkartacaktır.Bu bağlamda diğer politik Kürt hareketleri,toplum önderleri de sürece ortak edilmelidir.Öcalan,Kürtler açısından sembolik bir anlam ifade etse de tablo sadece kendisiyle tamamlanmamaktadır.Bugün için feodal Kürt toplumunun yapısı,korucular,itirafçılar,ağalar,ticaret ilişkileri gibi farklı farklı onlarca kimliğe sahip kişi ve kurumların da muhatap alınması gerekmektedir.Hülasa Abdullah Öcalan,sürecin önemli muhataplarından biridir.

Guşıps: Kafkasyalı sivil toplum örgütlerinin işleyen süreç hakkında  tavrı sizce ne olmalı?

Melih Özel Ubıh: Biz,Kafkasya Forumu olarak,çözümden yana olan tavrımızı kişisel yada örgütsel olarak pek çok noktada beyan ettik.Yakın zamanlarda oluşumunu tamamlayan “Çözüme Evet Koalisyonu”na destek ve katılım sağlamaktayız.Çözümün Kürtler özelinden çıkarak Türkiye Halklarının genelinde büyük bir ilerleme sağlayacağını düşünmekteyiz;çünkü devlet,ucube ulus devlet fetişizminden uzaklaşmakta;böylece kendisini üzerinde inşa ettiği diğer kimliklerin de hareket alanını çoğaltan bir fikre doğru eğilmektedir.Belirttiğimiz gibi bu eğilme,daha çok bükme olarak gerçekleşmiş,birçok kayıp ve zarar yaşanmıştır.Ancak süreç,devletin salt kendisinin bekasını yücelten kibirli yapısında bir kırılma yaşatarak yurttaşını bizzat –kendisini tanımladığı şekilde Kürt,Çerkes,Alevi,Putatapar,Mecusi yada Eşcinsel- kendi niteliği ile dinlemeye sevkedecektir.İşte yine bu noktada Kafkasyalı örgütlerin de sürecin demokratik ve çoğulcu tavrını görmesini,bu çoğulculuğun yaşatılmasında büyük bir rol alması desteklenmelidir.Örgütler,devletin bekası için değil;bireyin mutluluğu ve kendini tanımlayabilmesi için vardır.Çerkesler özelinde düşünürsek;devletin bürokratik,askeri ve ekonomik satıhlarında bir kayırmanın Çerkesler lehinde olduğunu kabul etmek gerekmektedir.Osmanlı İmpratorluğu’ndan günümüze Çerkesler,gerek askeri gerek siyasi ve gerek ekonomik olarak önemli noktalarda olmuştur.Ermenilerden devraldığı tebaa-ı sadıka sıfatını cumhuriyet döneminde de devam ettirmiştir.Ancak bu devam durumu,ulus devlet fetişizminin uluslaştırma süreçlerinde Çerkeslerin kimlik niteliğinde ve ekseninde büyük kaymalar yaşatmıştır.Çerkesler,”apolitik “bir kimlikle,devletin bürokratik bir unsuru olmuştur.Devam eden rüzgarla birlikte Çerkesler süreçte ve sürecin sonrasında politik olarak kimlik siyasetine evrilerek kazanımlar elde etmiş bir halk olabileceklerdir.İşte bu açıdan Kafkasyalılar olarak sürecin destekçisi olmalıdırlar.

 

Guşıps: Silahların bırakılmasıyla birlikte yeni anayasa sürecininde hız kazanacağı söyleniyor. Sizin yeni anayasadan beklentileriniz neler?

Melih Özel Ubıh: Yeni anayasa,bir bakıma klasik Türk milliyetçilerinin zihnine kazınan teşkilatçı yapıyı zedeleyecektir.Devlet olgusu Türk tarihi açıdan kutsal bir konumdadır.Toplum tüm unsurları ile devlet için varolmaktan bu süreç ile çıkacaktır.Bir nebze devletçilik ve mülk sahibi olmak hazzından ödün verecektir.Çünkü tam bu noktada,Çerkesler,Kürtler,Aleviler,Lazlar,Ermeniler devlete ve herkese “Biz Varız!” demektedir.Özellikle biz,Kafkasya Forumu olarak YAP bünyesinde,yeni anayasa projelerine düşünsel ve eylemsel olarak katılım sağlamaktayız.Yine yukarıda da değindiğimiz üzre “Çözüme Evet Koalisyonu”na da destek vermekteyiz. Bu anlamda halkın taleplerinin dikkate alınacağı bir anayasanın gerçekten sivil ve demokratik bir hüvviyet kazanacağı kanaatindeyiz.

Süreçle sarsılmaz kalıpları törpülenecek olan Anayasa,devlet ve mülk sahibi hâkim Türk milleti algısından bir nebze uzaklaşacak,belki de kapısını örttüğü komşularını,ötekileştirdiği diğer kimlikleri anlamaya çalışacaktır.Belki de,sosyal ve hukuk devleti iddiası birkaç mesafe birden atlayacaktır.Ulus devlet fetişizminin Türkiye’ye kaybettirdiği can,mal ve itibarın geri dönüşümü ya da tedavisi yeni anayasa ile gerçekleşmelidir.Kişiler,devletin hâkim anlayış ile değil de toplumsal uzlaşı ile özgürlüğünü kazanabilir.Yukarıda da değindiğimiz üzere yeni anayasa süreci halklar üzerindeki uluslaştırma prangalarının atılacağı,toplumsal ve kültürel özgürlüğün sağlanılabilir olduğunun gösterileceği bir zemine sahip olmalıdır.Ölü diller mezarlığı olan Türkiye’de diller akademik ve resmi ünvanlarına sahip olmalı;evlat acılarının ağıdı olan devlet;yaşam ve toplumsal-kültürel özgürlüğün garantisi olmalıdır.Devlet,yeni anayasa ile baskı unsuru olmaktan çıkıp bireylerin toplumsal,kültürel lojistiğini sağlayan bir yapıya evrilmelidir. Herkesin huzur bulacağı ve özgürleşeceği anayasa ancak bu şekilde gerçekleşebilir.

Comments are closed.