“Her şey Çok Güzel Olacak” mı bilmem, ama yarın dünden daha farklı, daha güzel olacak, olmalı…

Nurdan Şahin 08 May 2019
BU KADARI DA OLURMUŞ MEĞER!

 

31 Mart gecesi, birden bire veri akışı durunca, yok canım, bu kadarı da olmaz; herhalde bir teknik arıza var diye düşünmüştüm. Ama veriler sabaha kadar akmadığı gibi, sonuçlar belli olmadan Binali Yıldırım belediye başkanlığını ilan etmiş, İstanbul’ un dört bir tarafı teşekkür afişleriyle donatılmıştı. O kadarı olmuştu yani!

 

Seçim sonuçlarının açıklanması bayağı uzun sürdü; CHP ekibi ve binlerce gönüllü uykusuz geceler geçirip sandıklara sahip çıktılar ve nihayet seçimin gerçek galibi, Ekrem İmamoğlu, 17 Nisan’da mazbatasını aldı. İşte olmuştu; hep savunduğum gibi Türkiye’de seçim sisteminin, baraj yüksekliği, adayların belirlenme yöntemi vb kötü olsa da,  sandık görevlileri ve müşahitler görevini tam yaptığı zaman, sonuçları belirlemede düzgün işleyen bir sistem olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştı.

 

Derken Cumhur İttifakından itiraz sesleri yükselmeye başladı. İtirazların bir mesnedi yoktu; bir şeyler oldu ama ne oldu tam bilmiyoruz gibi gerekçelerle seçim yenilenmezdi canım… Eninde sonunda YSK’da yüksek yargıçlar veriyordu kararı. Bu arada, Anadolu’nun çeşitli kentlerinde, özellikle de HDP’nin yaptığı itirazları kabul etmeyen YSK, aday olmalarına olur verdiği KHK’lıların, seçilince başkan olamayacaklarına hükmetti. Bu kararlar pek içe sinecek gibi değildi ama en son itiraz noktasına yani bizzat kendi kontrolünde oluşturulan sandık kurullarının şaibeli olduğu iddiasına YSK herhalde pabuç bırakmazdı. Üstelik işin hepten garip tarafı, bu sandık kurulları önünde, belediye seçimleri için, hepimiz ayni zarfın içine dört adet oy pusulası koymuştuk: Belediye meclisi seçimi, ilçe belediyeleri seçimi, muhtar seçimi ve büyükşehir belediye başkanlığı seçimi için tercihlerimizi gösteren 4 adet oy pusulası. Şimdi, sandık kurullarının sayıp karara bağladığı bu dört seçimden sadece biri için iptal talebi vardı. Yani, şaibeli olduğu söylenen sandık kurulları, ayni zarftan çıkan 3 oy pusulasını sayarken kusursuz, sadece büyük şehir belediye başkanı oylarını sayarken kusurlu olacaklar! Koca koca yargıçlar böyle bir karar verir mi, hiç olacak şey mi diye düşünüyor, seçim yenilenirse konuşmalarına, aklınıza bile getirmeyin diyorduk- ben ve benim gibi düşünenler.

 

Ama bu kadarı da olurmuş meğer!

 

Dün akşam, YSK başkanının açıklamadığı YSK kararını, yani sadece İBB başkanlığı seçimlerinin yenileneceğini, Ak Parti temsilcisinden öğrendik. Seçim tarihini de…

 

69 yıllık demokrasi tarihimizin en hayati işi olan seçimleri yapmış diğer YSK başkanlarının adları da pek bilinmiyor…Ama adlarının bilinmemesi işlerini iyi yaptıklarının bir işareti.

 

Elektrikler yanar, sular akar ve seçimler yapılır, bu hizmeti borçlu olduklarımızın kim olduğunu ancak yokluklarında fark ederiz.”

 

demiş Yıldıray Oğur , Ankara’nın Adları Bilinmeyen Hakimleri(1) adlı yazısında.

 

Muhtemelen bu YSK kararı tarihe geçecek ve Başkanının adı da unutulmayacak.

 

Peki, şimdi ne mi olacak? Paşa paşa gidip yeniden oy vereceğiz. Bu kez, nasıl olsa bir şey değişmez diye geçen sefer oy vermeyenler de verecek. Çünkü bir şeyler değişti. Çünkü bütün eşitsiz koşullara, haksız rekabete rağmen seçimi 3 partinin adayı olan ve 4. Partinin de desteklediği aday Ekrem İmamoğlu kazandı ve mazbatasını aldı. Çünkü bir eşik aşıldı. Aşılan eşik artık geri döndürülemez. İmamoğlu İstanbul’un seçilmiş, meşru belediye başkanı oldu. Onun dışında hiçbir aday, artık bu ülke halkının içine sinmeyecek. 23 Haziranda seçimi kaybetse bile, İmamoğlu da, muhalefet ittifakı da hiçbir şey kaybetmez; bir daha sefere çok daha güçlü olarak çıkar. Üstelik kazanma ihtimali de gayet yüksek- yine bu kadarı da olmaz artık dedirtecek bir şeyler yaşanmazsa tabii.

 

“Her şey Çok Güzel Olacak” mı bilmem, ama yarın dünden daha farklı, daha güzel olacak, olmalı…

 

(1)  http://serbestiyet.com/yazarlar/yildiray-ogur/ankaranin-adlari-bilinmeyen-hakimleri-849014

 

 

Comments are closed.