ÇÖZÜM SÜRECİ,SİYASİ PARTİLER,ABHAZYALI ÇOCUKLAR,FAZIL SAY VE 24 NİSAN
15:52 29 April 2013
Dipşov Mert

Türkiye,şu an çözüm sürecinden geçiyor.Ancak,insanların bir kısmının kafası o kadar karışık ki,çözüm sürecinde savunduğu fikirleri,sırf bu işin içinde AKP Hükümeti var diyerek karşı çıkma,birden bire ‘’karşındaki insanı eleştirirken karşısındaki gibi olma’’ durumunu yaşıyor.Toplumsal barış hepimizin ihtiyacı,bu süreç yaşanırken de yapmamız gereken bu işte elimizi taşın altına koyup sürece Kuban’ın dediği gibi ‘’ama’sız destek olmak[1].Geçtiğimiz günlerde,Kadıköy’de Çözüme Evet Koalisyonu Yereli kuruldu.Salı günü yapılan toplantıya gitmiştim.Tam karşımızda Nazım Hikmet Kültür Merkezi vardı.Aklıma gelmeden duramadım.İçimden sürekli karşı tarafta sol eğilimli bir partinin işlettiği bir mekandı.Ancak,kendileri sürekli işin içinde hükümet olduğu için mesafeli durmuşlardı.Çözüm için önerilerini,sürekli eylemlerde anmalarında da aynı grup ‘’Çözüm Sosyalizmdedir’’ diyordu.Ancak,çözümle ilgili herhangi bir yollarını öğrenemediklerim gibi Hrant Dink’in cenazesine de ‘’Hrant’ın Arkadaşları’’ liboş,gerici,AKP tayfası diyerek katılmayı reddetmişlerdi.Tıpkı,derin devletin yıllarca sol tarafındaki,Hrant Dink’i öldürülüşüne kadar götüren ‘’Talatpaşa Komitesi’’ üyesi Doğu Perinçek ve tayfası gibi…[2]

Gerek çözüm süreci olsun,gerekse siyasi partilerin sempatizanları olsun barış istedikleri ortada, CHP eski genel başkan yardımcısı Gülseren Onanç’ın dedikleri de ortada. Gülseren Onanç’ın Agos’a verdiği röportaja da bakarsak,’’CHP kendini devrimci diye tanıtıp,hiç devrimci olmayan bir parti’’ demişti[3].Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu,anında istifasını istedi.’’Türk ulusuyla,Kürt milliyetini eşit eşdeğerde göremezsiniz’’ diyen,Cumhuriyet mitingleri organizatörü Birgül Ayman Güler ise görevinde kalmaya devam etti.

Çözüm sürecinde Kafkasya Forumu ve birkaç  Çerkes yazar düşünür insanımızın dışında hiçbir kurumdan herhangi bir destek veya eleştiri gelmedi.Birkaç kişi,destekleyenleri o bildik ezber üsluplarla yaftaladı.Ancak,günümüz gösteriyor ki,bu yaftalamaların günümüzde kimseye faydası olmuyor.Nitekim yazı yazarken de ufacık araştırmaya dahi girmeden insanları yanlış şekillerde suçlayabiliyorlar.Bu konuya fazla girmeyeceğim,Çözüm sürecinde Çerkesler olarak oportünist davranmadan,bu sürece destek olmamız gerekiyor.Evet,hükümeti eleştirebilirsiniz ben de Taksim Meydanı,Emek Sineması,3.Köprü,1 Mayıs kararı,uzun tutukluluk süreleri,Aleviler gibi birçok konuda bir şey yapmaması,empoze etmeye çalıştığı ‘’Kutlu Doğum Haftası’’ gibi konularda eleştirenlerdenim.Bu konuya bir sonraki yazımda değinirim.Ancak,bu sürecin sonunda faydanın herkese geleceğini söylüyor ve herkesin işin bir ucundan tutması gerektiğini söylüyorum.

Buradan,TRT’nin yaptığı Abhazya ayıbına gelelim.TRT bu sene 23 Nisan şenliklerine,Abhazya’yı kendi adıyla davet etmişti.Ancak,Gürcistan’ın baskısı ve Dışişleri Bakanlığı’ının talimatıyla Abhazya’nın statüsü değiştirilerek listeye konuldu.Birçok,Kafkas STK’sı TRT’yi kınadı.Bunun üzerine TRT,Abhazya’yı listeden çıkardı.CHP Sakarya milletvekili Engin Özkoç konu ile ilgili TBMM kürsüsünden konuştu.Kısa,yetersiz geldi bana ancak aynı görüşten olmasam da Engin Özkoç’u tebrik ederim etmesine ancak bu iş sadece AKP veya CHP ile ilgili değil ne yazık ki,bu iş NATO’nun ‘’Gürcistan’ın SZÖDE toprak bütünlüğü’’ ile ilgili bir durum…CHP’nin seçim bildirgesine bakarsanız NATO’ya karşı bir söylemini bulamazsınız.Eski CHP milletvekili İnal Batu’nun da bir tv programında Abhazya ile ilgili birkaç ay önce söyledikleri ortada.Alper Hraça’nın da Abhazya’nın yapması gereken makalelerini de bulabilirsiniz[4].20 Nisan Cumartesi günü saat 20.00’de herkesi,Kadıköy Caferağa Spor Salonu’nda ‘’Abaza’’ Çocuk Grubunun gösterisini izledim.Bir kesimin adeta kendi siyasi propagandasını yaptıklarını gördüm.Muhalif milletvekili olmakta kolay diyemeden kendimden geçemedim.Ama tabii,bu etkinlikte de TRT ayıp etmiştir.

Son günlerde tartışılan bir konu ise Fazıl Say’a verilen hapis cezasıyla ilgili tartışmalar.Ömer Hayyam’ın bir rubaisini Twitter’da paylatığı için ‘’Dini değerleri aşağıladığı’’ gerekçesiyle 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.Hiç kimse paylaştığı herhangi bir,şiir,rubai vs. ne olursa olsun ceza alamaz.Fazıl Say’ı her ne kadar görüşlerinden dolayı beğenmesem de aldığı bu cezayı tasvip edecek değilim.Ancak,son kısmındaki “Bilmem fark ettiniz mi, nerede yavşak, adi, magazinci, hırsız, şaklaban varsa hepsi Allahçı. Bu bir paradoks mu?” ise düpedüz nefret suçuna girer ve bunu hiçbir şekilde ifade özgürlüğü diye savunamazsınız.Gülay Göktürk’ün belirttiği gibi,’’Allahçılar’’ yerine,’’Kürt’’,’’Ermeni’’,’’Laz’’,’’Çerkes’’ veya ‘’Alevi’’ veya ‘’Eşcinsel’’ veya da ‘’Cemaat’’ deseniz bile aynı şekilde nefret suçudur.Göktürk’ün belirttiği gibi ‘Siyasi doğruculuğun On Emir’i Müslümanlar’ı kapsamaz’ mı?Bu gibi şeyleri,düşünce özgürlüğü olarak belirtebilir miyiz?Ama sonuçta dindar ve o her hakarete reva mıdır yoksa?Olaya buradan bakmak gerektiğini düşünüyorum.Evet,ateist veya deist,inaçsız olunabilir ancak bir karşı tarafın inancına saygı duymakta elzemdir.Hiç kimse,başkasının hakkını çiğnemyemez ona hakaret edemez ama eleştirebilir.

Bu sene ilk defa 24 Nisan Ermeni Soykırımı  anmalarına katıldım.Etrafımızı çevreleyen polis kordonu ve yan tarafta ayıklanamamış soldaki faşistlerin bize attığı sloganlarla birlikte andık.Çerkes Soykırımı’nın tanınması için uğraşanlar,Ermeni Soykırımı gibi durumlarda ya sessiz kalıyorlar ya da cılız bir ses çıkartıyorlar.24 Nisan’dan önceki günlerde Taksim Hill Otel’de ‘’Marksizm Günleri’’ ‘’1915’i Anlamak’’ konulu panelde izleyiciydim.Orada söz alıp,2009 yılında ‘’Ermenilerden Özür Diliyoruz’’ kampanyasına bir Çerkes olarak imza attığımı ve bir Çerkes olarak 24 Nisan Ermeni Soykırımı anmasına katılacağımı söylemiştim.Söylememle birlikte bir alkış aldım.Kürtler,Çerkesler,Lazlar,Arnavutlar,Boşnaklar ve diğer Müslüman unsurlar da bu soykırımda rol almışlardı.Evet,soykırımı yapan zihniyet dönemin İttihatçı zihniyetiydi,evet belki de kullanılmışlık oldu,doğrudur.Ancak,birçok yerde şu anda,Ermenilerin yaşadığı yerlerde,evlerde,arsalarda,onlar kullanıyor ve onlar yaşıyorlar.’’Azı Karar,Çoğu Zarar’’ programında,konuk olan Rober Koptaş,Kürtlere binaen söylediği ‘’Şu an Kürtler kendilerine bir sorsun,bugün niye Diyarbakır’da Ermeni kalmadı diye?’’ Aslında,bir Çerkes olarak ben de hatta tüm diaspora,Samsun’da,Düzce’de,Adapazarı’nda,Kayseri’de,Tokat’ta kısacası yaşadığımız yerlerde ‘’Bugün niye Ermeni yok?’’ diye kendine sorması lazım.Soykırıma uğramış bir halk olarak,Anadolu’da soykırıma uğramış Ermenileri anlamamız lazım.Yoksa,Ermeni Soykırımı’nı anlamayan,Çerkes Soykırımını da anlayamaz.[5] [6]

Evet birtakım Ermeni çetelerinin baskınları,katliamları olmuştur.Doğrudur.Evet,Asala terörü olmuştur,doğrudur.Evet,Hocalı gibi bir soykırım var bu da doğrudur.[7]Ancak,bunların hiçbiri tehciri ve soykırımı tabi kılmaz!!!Ancak,bu da bir Hocalı’nın yıldönümünde,ırkçı bir sloganı meşru kılmaz.Halbuki,dünkü anmada olsun,Hrant Dink eylemlerinde olsun hiçbir şekilde,ırkçı-faşist sloganlar atılmadı.Ermeni Diasporasına baktığımızda da,bizim Çerkes Diasporası gibi çok parçalı yapı mevcut.Ancak,bizden farkı hepsinin ‘’Soykırım’’ sözünde birleştiği,ama maalesef bizde hala ‘’soykırım’’ söylemine direnen birçok kişi ve yapı mevcut.Evet,onlarda da lobi yapanlar mevcut.Lobi faaliyetleri birtakım tavizlere,kirli pazarlıklara izin verebiliyor.Ancak,Kafkasya Forumu gibi bazı inisiyatifler ise lobi faaliyetinden uzak bir şekilde,ırkçılığa,kirli pazarlıklara ve tavizlere cevaz vermeden ‘’Soykırım’’ mücadelesi veriyorlar.Tıpkı,22 Nisan Pazartesi günü DurDe Girişiminin düzenlediği panele katılan Ermeni Hayır Kurumları Genel Birliği (Union Générale Armenienne de Bienfaisance – UGAB) kurumu da bu şekilde ‘’Soykırım’’ mücadelesi veriyor.Bu mücadele verilirken,insan hakları ve demokrasiye de önem vermemiz.Kendi dışımızdaki halkların sorunlarına da kulak vermemiz ve onlar için de haykırmamız gerekiyor.Gürcistan’ın Çerkes Soykırımını tanıtan ve lobi faaliyeti yapan kurumlar,Gürcistan’ın Abhazya konusundaki tutumuna sessiz kalarak bu işi yapmaları,tıpkı Kafkasya Dersleri’nde bize Ermeni Diasporasını anlatan Rober Koptaş’ın bahsettiği,’’Ermeni Soykırımını bazen İslamofobi ile birlikte kullanıyorlar.Bundan açıkçası ben de rahatsız oluyorum.’’ Demişti.Lobi faaliyetinin benzerliklerini burada bulabilirsiniz.

Bir ülkenin,bir halkın geçmişiyle hesaplaşması,geleceğe umutla bakmasını getirir.Geçtiğimiz çözüm sürecinde de aynı şekilde Türkiye’nin ve halklarının 1915,Pontus-Rum,Varlık Vergisi,Dersim,6-7 Eylül,Sivas,Maraş,Çorum gibi katliam ve soykırımlarla yüzleşerek barışa ulaşabileceğini anlamamız gerekir.Çözüm sürecine destek olarak,bu şekilde yönlendirmemiz lazım.Aksi halde,amalı bakış,mesafeli durma bunlarla yüzleşmemize de engeldir.

Wuzınş’ev

Dipşov Mert

 

KAYNAK

[1] http://www.gusips.net/columns/2443-cozume-dogru.html

[2] http://www.marksist.org/haberler/6069-hrantin-arkadaslarina-saldiran-kemalistleri-taniyalim

[3] http://t24.com.tr/haber/chpli-onanc-chp-devrimci-degil/217007

[4] http://www.gusips.net/columns/1618-abhazya-nereye-donsun.html

[5] http://www.agos.com.tr/makale.php?seo=kurtlerin-suc-ortakligi-meselesi&detay=375

[6] http://www.agos.com.tr/makale.php?seo=yine-kurtler-ve-1915-ustune&detay=509

[7] http://www.agos.com.tr/makale.php?seo=hocali-sorumlulugu&detay=409

Gülay Göktürk’ün makalesi için ise: http://www.bugun.com.tr/bilmem-fark-ettiniz-mi–yazisi-597141

 

Comments are closed.