
Ne günlere kaldık.
Kala kala ona kaldık. Aklımızın ucundan geçer miydi?
Kürtlerle-Dindarlar yapsın yeni anayasayı, hem yeterli oyları var ( % 60), hem de Cumhuriyetin başından beri mağdurlar, iki tarafın pazarlığından,olabilecek en demokratik anayasa çıkar diye düşünürken, başımıza gelene bak.
Sayın Erdoğan’ın kasıp durduğu ‘Başkanlık Sistemi’ şartnamelerini sadece o yumuşatabiliyor bu gün. Başkanın yargılanması için 413 oy gerekli diyen Erdoğan’a 330 yeter’i kabul ettirmesini diliyoruz. KHK çıkarma yetkilerini kısabilecek tek güç yine Bahçeli.
İlk tavizi koparmış, Başkanlık değil Cumhurbaşkanlığı. (Bak sen)
Bütün Gazetecileri tıkalım içeri kararnamesi çıkarmaya kalkarsa, Bahçeli’den beklentimiz; ‘Fetöcü ve PKK’lı gazetecilerin hepsini tıkalım, Laik ve liberalleri sadece üçte biriyle sınırlı tutalım’ direnişine umut bağlamış durumdayız.
‘Memleketi kurtaran Koraltan’dır Koraltan’*
Bundan üç sene önce AKP’ye en yakın parti HDP idi, en uzağındaki parti ise MHP.’ İpiniz mi yoktu’ diye bağırıyordu mitinglerde. CHP ise ‘Oslo’da hangi tavizleri verdiniz’in peşindeydi. ‘İlk Kürt dosyasını biz hazırladık’ demek dışında (o dosyayı okuyan CHP’li var mı çok kuşkuluyum) ve o dosyadan kamuoyu iki cümle bile duymadan ‘bölücülük’ işliyordu, MHP’den bir gram farkı olmadan.
Ne olduysa oldu, MHP; AKP yi (destek vaadiyle) ehlileştirme görevini üstlendi.
HDP yapsaydı ya bunu.
Kültür bakanlığını verin bana yeter, Orhan Pamuk’u öneriyoruz ona da karışmayın deyip. Hükümete girmemize gerek yok, hükümetinizi kurun, siz yönetin dese, Bahçeli’ye mi kalırdı bu iş? Her an hükümeti düşürebileceği için pazarlık gücü nasılsa yüksek.
HDP Kandil’in sekreterliğinden sıyrılıp bunu yapabilseydi SİYASİ PARTİ olurdu gerçi, geçmiş olsun.
Bahçeli’nin hamlesini Kürtlerin yapmasını dilerdim. Başkanlığa itirazlarımı var? Apo’ya, Başkanım derken.
Olmadı CHP yapsaydı hadi.
Gerçi HDP ve MHP, CHP’ye göre daha bir parti. İcraatları felaket ama hiç olmasa bir ideolojileri filan var. Eskişehir hariç, CHP’de ikisi de yok, ne fikir ne zikir. İdeolojisi İTİRAZ.
Laik bir ilkeyle AKP’yi kucağına çekip, ona istediği ‘bazı şeyleri’ vererek kontrol altında tutabilirdi belki. Atatürk ve İnönü başkandı nihayet, başkanlık genlerine çok mu uzak?
Ak Parti çok kere yön değiştirdi. CHP de öyle, evet ama AKP ne dediyse karşı çıkarak. Buna siyaset mi diyeceğiz şimdi? Bir fikir söylesin; nasıl özgür ve nasıl daha iyi bir hayat yaşayabileceğimize dair. Varsa tabi bir akıl.
Diyelim ki AKP kötü. Muhalefet peki?
Erdoğan’ı Bahçeli’nin kucağına iten kim?
Şanghay Beşlisi’ne de bir şey dede Sayın Bahçeli, memleket siyaset görsün.
Ne günlere kaldık.
CARI.
Erhancığım
“Diyelim ki AKP kötü. Muhalefet peki?” diye sorabiliyorsun. Peki aynı halkımızın sorunlarına gelindiğinde neden bu yaklaşımın uzağına düşüyorsun?
Diğiyorsun çünkü “Peki dönüş yanlış, dönüşçüler kötü sizin gelecek kurgunuz nedir sorumu yadırgıyorsun. Bakın asıl olan kişinin hareketin örgütün partini kendi politikası imiş.
Yinelersem haşkımız için gelecek kurgusu olmayanıni olup bunu deklere etmeyenin, deklere edip gerçekleştirme çabası içinde olmayanların helkımızın geleceğine ilişkin söz söyleme hakkı yoktur. Yğksa bak senin tanımladığın CHP durumuna düşerler….
Ama bu hasatalık yalnız sende değil çok yaygın aydınımsılar arasında. Belki anımsayacaksın ben buna olmayana ergi yöntemi demiştim. Geometride doprudan ispat edilemeyen teoremler için uygulanan bir yöntem.
Olasıkların yanlış olduğunu kanıtlayıp kendi tezlerinin doğru olduğunu iddia etmek.
Ancak bunda bile doğrudan ispat edilemiyor olsa bile bir tez, doğruluğunu kanıtlamak istedikleri bir tez var. Dönüşe lu ya da bu şekilde karlı olanlar da tez yani gelecek kurgusu da yok önemlisi geometrideki bu yöntem sosyaş politik olaylarda hiç de geöerli değil…