Hele bir soykırımı ilk tanıması gerekenler tarafından “sıradanlaştırılıyorsa” soykırımın halen devam ediyor olması dışında bir anlamı olamaz.

Erdoğan Boz 07 June 2016
KANI BOZUK TÜRKLER: ÇERKESLER

 

“Kanı bozuk,” “kanına dokunmak,” “kansız,” “kandaş,” “kanında var,” “aynı kanı taşımak,” vs. Türkçe’de sık kullanılan kanla ilgili terimler. Bunlara yeni bir tanesi de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından geçtiğimiz günlerde katıldı: “Kanını laboratuar testinden geçirmek.”

 

Evet! Almanya parlamentosu tarafından Ermeni soykırımının resmen ve neredeyse oy birliğiyle tanınmış olmasının ardından Almanya Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir için ettiği bir sözdü bu.

 

Ve hiç de göz ardı edilecek bir söz de değil. Hele 21 yüzyılda etnisite, millet, milliyetçilik gibi kavramlar üzerine bunca büyük bir külliyat varken, ırkçılık ve kandaşlık üzerinden kurgulanan milliyetçiliğin bugüne kadar dünyada yol açtığı sonuçlar çok net bir şekilde gözlerimizin önündeyken, “kanın” “deri renginin” “kafatası boyutlarının ve şeklinin” referans alındığı ırkçı hareketler bütün dünyada tam bir baş belası ve yaşanan pek çok katliamın faili olmuşken sarf edilen bu sözler bir kısım insanın “kanını donduracak” ifadelerdi. Kendisini medeniyetin beşiği olarak gören bir ülkenin cumhurbaşkanının sözleri olması da duruma üst düzey bir boyut kazandırdı.

 

Diğer taraftan kimin kanını test edersek edelim sonucun ne olacağı çok iyi biliniyor aslında. 140’tan fazla ülkeden 780 bin katılımcıyla yürütülen “Genografik Projesi”[1] aslında hepimize malum olan şeyi bilimsel olarak da gösterdi: “inan yok farkımız birbirimizden.”

 

Ermeni soykırımın gelince, tartışmayacağım. Bir şeyler oldu ama soykırım mıydı değil miydi tartışmasının kendisi dahi, 100 yıl önce katledilen 100 binlerce insanın anısına hakaretten başka bir şey olamaz. Mesele, çiçeği burnunda cumhurbaşkanı vekili Yıldırım’ın ifade ettiği gibi “savaş şartlarında yaşanmış sıradan bir olay” hele hiç olamaz. Soykırımların parlamentolar tarafından tanınması ne kadar politikse, tanınmaması da en az onun kadar politik bir tutumdur. Hele bir soykırım ilk tanıması gerekenler tarafından “sıradanlaştırılıyorsa” soykırımın halen devam ediyor olması dışında bir anlamı olamaz.

 

Cem Özdemir’e geri dönecek olursak, Tokatlı Çerkes bir ailenin Almanya’da doğmuş büyümüş çocuğu. Avrupa’da yaşayan Çerkesler tarafından bilinen bir isim. 2006 yılından itibaren Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen Çerkes Günleri’nin organizasyonlarında katkısı olmuş.

 

Bu bilgiyi de tazeledikten sonra gelelim biz Çerkeslerin meseleyle ilgili tepkilerine. Her sene 21 Mayıs’ta sokaklarda, Rusya temsilciliklerinin önlerinde, kapalı salonlarda, derneklerde kısaca var oldukları her alanda Çerkes soykırımını anan ve Rusya’nın bu konudaki inkârcı politikalarını protesto eden Çerkeslerin, kendileriyle benzer durumda olan Ermeni halkı söz konusu olduğunda bu kadar devletçi bir tutum sergilemesi, çok değil daha birkaç ay öncesine kadar gurur duydukları Cem Özdemir’i hain ilan etmeleri ilginç. Daha da ilginç olanı Cumhurbaşkanı Türklüğünden kuşku duyduğu için kan testi isterken, Çerkeslerin de Özdemir’in Çerkesliğini sorgular hale gelmiş olması.

 

Çerkez Reşit, Çerkez Kasım, Çerkez Ahmet Aşım, Çerkez Şakir, Yakub Cemil gibi Ermeni katliamında birebir rolü olan Çerkesler için de bu sorgulamanın olmasını bekleyebilir miyiz? Hiç sanmıyorum. Sanmıyorum çünkü ucu biz Çerkeslere de dokunacak bir mesele ve Baskın Oran’ın daha önce farklı bir konuda Çerkesler tarafından düzenlenen bir panelde dile getirdiği gibi biz “Çerkesler henüz buna hazır değiliz.”

 

Ama bütün bu olan bitene en güzel cevabı yine Cem Özdemir’in kendisi bir yıl önce 2015 yılında vermiş:

 

“Hakkaniyet veyahut vicdan sahibi olmanın herhangi bir köken, dini aidiyet ve cinsiyet gerektirdiğini düşünmüyorum. İstanbullu bir annenin, Kafkas göçmeni Çerkes bir babanın oğlu olarak, Ermeniler başta olmak üzere Anadolu’da yüzyıllardır birlikte yaşamış bütün kadim hakların uğradığı katliamların, yaşadığı sürgünlerin acılarını paylaşmak ve yaşanmış insanlık trajedilerini yüreğimin derinliklerinde hissetmek için insan olmam yetiyor.” (21 Nisan 2015)[2]

 

[1] https://genographic.nationalgeographic.com/
[2] http://www.diken.com.tr/cem-ozdemir-ermenilerin-acisini-paylasmak-icin-insan-olmak-yeter/

Comments are closed.