Demokrasinin inşası, biz Çerkeslerin’de görevi az biraz.

Erhan Hapae 09 May 2016
MİLLİ MESELE asıl AVRUPADA ÇÖZÜLDÜ

 

Dönüş hareketinin ve Çerkes devrimcilerin hiç dönüp bakmadığı yer Avrupa’ydı. Hadi Dönüşçüler Anavatan dışında hiçbir yere bakmazdı da, sırf milli mesele nedeniyle sosyalist olmuş ben gibiler neden bakmadık?

 

Karşılaştırma yapabilsek, doğru verileri kıyaslasak, ufkumuz çok daha açık olurdu muhtemel. Avrupa’yı şöyle görüyorduk; Eski sömürgeleri nedeniyle zenginleşmiş olduğu için artık kendi halkını özgür ve zengin yaşatıyordu. Yani Batı Avrupa halklarının mutluluğunun temeli eski zalimliklere dayanıyordu. Bakışımız buydu. Hala da sömürüyordu hiç sömürgesi kalmamış olmasına rağmen??? Amerika kadar değildi de pek, daha az kötüydü. Şablon bu.

 

Mesele paraysa, Suudi halkı niye özgür değil diye sorsaydık, daha etraflıca düşünmek zorunda kalırdık herhalde.

 

Milli meseleyi çözse çözse sosyalizm çözerdi, başka kimse değil.

 

Hakkını teslim edelim Sovyet’te şeklen çözülmüş görünüyordu. Ne kadar çözülmüş olduğunu yeni yeni görüyoruz. Putin, 15 ayrı cumhuriyet kuran Lenin’e ve 14’ünü salıvermiş Yeltsin’e pekte iyi bir gözle bakmadığını belirtti bir konuşmasında.

 

Gelelim Avrupa’ya.

 

Bizler, Sovyetlerin Milli Meseleyi ( Milletlerin özgürleşmesi) çözüş şekline hayranken, ora ne durumdaydı? Sovyetlerin gasp ettiği doğu Avrupa hariç, milli mesele çözülmüştü çoktan. Biraz İrlanda ve birde Bask sorunu kalmıştı o zamanlar ki onlarda çözüldü daha sonra.

 

80 binlik Andorra’dan, 5 milyonluk Danimarka-Norveç gibi ülkelerin özgürlüğünden ve saygınlığından şüphe duyulabilir mi bu gün?

 

Norveç ülkesi çok mu gerekliydi diye düşünülebilirdi, yok olsa haritadan çok şey mi kaybederdi  dünya?  Yoo. İngiltere’ye bağlanıp gitseydi ya yani. Öyle bakmadı Avrupa, oranın da kendi özel kültürü ve kendi kendini yönetme kabiliyeti var, özgürlük içinde yaşasın dedi. Öyle yaşıyor şimdi.

 

Letonya, Litvanya gibi eski Sovyet cumhuriyetleri eskiden mi mutluydu, yoksa AB üyesi olduktan sonramı daha mutlu. Örnekleri çoğaltabiliriz.

 

Baltık ülkeleri iki sistemde birden yaşadıkları için önemli. Mukayese çok daha somut.

 

Avrupa’nın,  Çerkeslerden (diaspora dahil tabi) çok daha az nüfuslu milletleri özgürleştiler ve zenginleştiler. Bu, sadece savaşların değil, açık toplumun, yani demokrasinin eseridir.

 

Çerkesler komşu ülkede sürgünler. Türkiye yarı özgür, Rusya’da özgürlük yok (bütün o uydurma batı istatiksellerine rağmen, böyle). Dün başkaydı belki ama bu gün Çerkeslerin temel sıkıntısı budur.

 

Çerkesler İspanya’dan Fransa’ya sürülseydi 150 yıl önce ve yine komşu ülkelerde yaşıyor olsaydı , bu gün çok daha özgür olurduk dil ve kültürümüzü yaşatmakta herhalde. Çok bir problem olmazdı,  illa da bir devlet kurmamız gerekiyor demiyor idiysek. (ve hatta AB buna da pek itiraz etmezdi gibi geliyor bana). Bunu demokrasi ile izah edebiliriz ancak. Ne yazık ki öyle bir coğrafyada yaşamıyoruz.

 

Kaseyko Eyüb’ün kritik sorusuna cevap şu olabilir belki; Çerkeslerin yaşadığı dört ülkeden sadece Türkiye yarı özgür, diğerlerini hiç sorma.

 

Türkiyenin Demokratikleşmesi çok önemli ilk elden ve biz Çerkeslere de önemli sorumluluklar düşüyor. Ve sonra Rusya’nın demokratikleşmesini beklemek. Bu konuda bizim, Çerkesya’da yaşayanlarda dâhil yapabileceğimiz pek bir şey yok.

 

Demokrasi derken; Çerkeslerin nasıl bir düzen kuracağından bahsetmiyorum ben, nasıl isterlerse öyle kursunlar. Zor kullanarak ya da Putin’in suyuna giderek haklarımızın ve toraklarımızın iade edileceğini iddia eden varsa buyursun. Hakların genişlemesi biz Çerkesler için ancak İnsan hakları meselesiyle olur. İnsan haklarına ise demokrasi yüz veriyor sadece, başka şekiller değil.

 

Ne Türkiye uzun bir zaman sürdürebilir bu yarı özgür halini, nede Rusya diktatörlüğü ilelebet sürer.

 

Enseyi karartmayalım Çetin Altan’ın deyimiyle.

 

Yalnız; Demokrasinin inşası, biz Çerkeslerin’de görevi az biraz.

 

En başta Türkiye’de.

 

CARI.

Comments are closed.