Savaşırlar, sonra dönüp dans ederler. Aşk-Maşk yok.

Erhan Hapae 27 April 2016
SİMGELER, BAYRAKLAR ve ÇERKESLER

 

70’ li çocukluk yıllarımda, Kafkasya ile ilgili imajım üç aşağı beş yukarı şöyleydi;

 

Elbruz Hoca’nın (Nur içinde yatsın) dans topluluğundakine benzer kıyafetlerle, yalçın dağ yamaçlarında yağız atlar süren, sırtlarında yamçı ve başlarında kalpak, kaması-fişeği-tüfeği ile her an savaşa hazır erkeklerin ve ince belli güzeller güzeli narin kızların yaşadığı bir memleketti hayalim.

 

Savaşırlar, sonra dönüp dans ederler. Aşk-Maşk yok.

 

Dağlı olmakla neredeyse övüneceğim bir çocukluk.

 

Annem mızıkacıydı ve hiç fena sayılmazdı o vakit Kaseyhable havalisinde. Babamın (Hapae Zulhac) öyle, zerre bir kabiliyeti yoktu.

 

Kıskançlığından olabilir belki; ğıntı-sıntı derdi, tek sıra, epey bir yıpranmış Hohner mızıkadan çıkan armoniye. Mırın-kırın yani. Horgörü.

 

Diğer yandan; haftada bir gün, yarım saat süren ve ‘’Hakurnehable kolhozu, patates toplama yarışması birincisi olarak, kızıl yıldız nişanı alan Kuşu Asiyet’’ şerefine çalınan müzikleri dinlemeyi ilk keşfeden de oydu, o Sovyet radyosundan. O günü ve o saati hiç kaçırmazdı, üç dut ağacının dibinde. Hayal kırıklığına uğrar mıydı pek hatırlamıyorum. Renk vermezdi de pek.

 

Facebook herkese olduğu gibi biz Çerkes milletine de kendini ifade etme özgürlüğü sağladı.

 

Her sabah açtığımda; Oniki yıldızlı yeşil bayrağa sarılmış kalpaklı yeşil gözlü güzel kızlar, hazerli kamalı kasıntı portreler, atını dağlara sürmüş kalpaklı ‘İnce Memed’ ler, ve Karadeniz üzerine ya da Sürgün üzerine ağıtlar hepsi,hepsi.

 

Oysa Maykop Kuban kenarına kurulmuş bir ova şehri. Nalçik’te öyle. Çerkeska’yı (kıyafet) Nalmes gösterisine giderseniz sahnede görürsünüz ancak. Normali de bu.

 

Atlar??? Onlar, dağlarda başıboş ya da Kaberdey’de, İbrahim Yağan’ın kontrolünde.

 

Türk bayrağına sarılmış yeşil gözlü güzel kızlar neyi ifade ediyorsa anıtkabir önünde ya da Abdülhamit ve haremi nasıl giyiniyor’a ilgim ne kadarsa ya da mehter takımına hangi gözle bakıyorsam hemen hemen aynı duygular içindeyim bunlara karşı.

 

Benimde var öyle resimlerim, yanlış anlaşılmasın. Öyle ama…..

 

Nejan Huvaj’ın, yanında ODTÜ’den dört zemin mekaniği öğrencisiyle, Colombia Üniversitesinde icat çıkarmaya ant içmiş bir inatla çekilmiş fotoğrafı daha iyi değil mi?

 

Ya da Kuyoko Nalbiy’in zeki aforizmaları ya da Tanbiy Cimuk ya da Orhan Pamuk’un Çerkesliğiyle ilgili konuşsak falan?

 

Afgan Başbakanı Karzai ya da Paki milletinden Benazir Butto’nun (onunda mekânı cennet olsun) kıyafetini etkili bulurdum uluslararası toplantılarda ne yalan söyleyim. Ama kavgayı çağrıştırmazdı benim için.

 

Bizim resimler KAVGA.

 

Bayrakları bayrak yapan her neyse ne, tamam da, birde heykeller filan üstüne.

 

Bizimkiler heykele geçmediler henüz, tanrıya şükür. Bayraklara sarılıyoruz.

 

Yine de ne bileyim, biraz sıkıntı.

 

Belki de ben yanlış düşünüyorum.

 

CARI.

 

 

Comments are closed.