Seni davet edeni sen bizden iyi bilirsin. Bilmiyorsan da öğrensen iyi olur.

Erhan Hapae 26 January 2014
SAYIN BAŞBAKAN SOÇİ’ye GİTME

 

Bilirsin bilmezsin bilmiyoruz ama 2014 Çerkes Soykırımının 150’inci yılı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kış olimpiyatlarının yapılacağı Kbaada vadisi, yeni ismiyle Krasnoya Polyana, Çerkes milletinin son savaşının ve o ünlü katliamın yapıldığı yer. Onun için ismi Kızıl Çayır’dır yani Kanlı Çayır. Teslimiyetin ve sürgünün başlangıç noktası.

 

Bütün bunları biz sürgün çocukları bile yeni yeni öğrendik, siz nereden bileceksiniz.

 

O vadide mezar kaldı mı bilemiyorum ama ölümüz çok. Dedelerimizin toprağa karışıp yok olduğu yer orası. Soyumuzun kırıldığı.

 

Sen hassas bir adamsın, dedenin mezarının üstünde şenlik yapılsın ister misin?

 

Üstelik sen, Kürt’lere yapılan her tür zulme zaman zaman gözyaşı dökmüş birisin gidip karınla birlikte. Bu ülkede Kürtleri hayatımıza duhul etmekle uğraşıyorsun eşitlenelim diye. Belki de başına gelenlerin çoğu bu yüzden.

 

Seni davet edeni sen bizden iyi bilirsin. Bilmiyorsan da öğrensen iyi olur.

 

Dünya, Çeçenya ile bir gram ilgilenseydi eğer – hiç olmasa şu Suriye kadar orada o işkencelerin hangi mislinin ortaya döküleceğini görürdük insanlık olarak.

 

Çeçenlerin ‘ele geçeceğine’ intiharı tercih etmesinin nedeni neydi ki sence? Neler yaptı o neler. 20’li yaşlarında kendini Moskova’da – Leningrad ve Volgagrad’da orada burada patlatan ‘Kara Dullar çetesi’ neyin eseri?

 

20 yaşında genç bir kadın ölümü neden böyle seçsin?

 

Kızlarından birinin ‘Kara dullar Çetesi’ üyesi olmasını ister miydiniz Allah korusun? Benimde bir kızım var ben istemem, muhtemel ki sizde istemezsiniz.

 

O Çeçenler üç sürgün yaşadı yüz elli yıl boyunca. İlki, 1864 biz Çerkeslerle birlikte, ikincisi, ikinci harp sonrası hayvan vagonlarıyla orta Asya’da telefat ve birde Putin dönemi ki en felaketi. Bir milyon sürgün, 250 bin ölü. He pi topu bir buçuk milyondu oysa.

 

Bunlar yeni, belki hatırlarsın.

 

Birde, biz Çerkeslerin dünyasını dar etmekle meşgul son yirmi yıldır. Çerkesya’da kalan kılıç artıklarımıza uyguladığı şey, eski Türkiye’nin güneydoğusu gibi bir şey bu gün. 200 yıldır süren olağan üstü hal.

 

Buradan gidenlerin sesini kısmak için elinden geleni ardına koymuyor O. Buraya gelip Medet Ünlü’yü vurduruyor, genç çerkes muhaliflerini tehdit ediyor.

 

Oralılar için daha da beter.

 

Belki senin için hassastır söyleyeyim; Cuma namazına gideni fişliyor önce, gözaltına alıp sorguya çekiyor, bazıları ansızın öldürülüyor sonra. Nalçik’te hafta da bir, Dağıstan’da her gün olduğu gibi.

 

Bir gaz – petrol alıyorsun diye oradan, sanki bedava.

 

Onla, hangi siyasetin uyuşuyor ki davetine icabet ediyorsun, dedelerimizin kemiklerini sızlatma pahasına? Suriye siyasetimi yoksa İran ‘mı hangisi ha? O bir halk düşmanı.

 

Soçi’ye gitme.

 

Gönül koyarız.

 

CARI.

Yorumlar (2)
  1. Cumhur. on said:

    ne demek gönül koyarız? kurduğunuz dil, sayın başbakan için ne kadar da sevgi dolu farkında mısınız? güncel tiranlığın, zalimliğin türkiye ayağını oluşturan, kendi elitini oluşturup diğerlerini öteleyen böylesi kirli bir figür için gönül koymak demek, sanırım az da olsa O’nun yaptıklarına gönül vermek demek değil midir? yoksa kelimeler ve cümleleri biz mi yanlış okuyoruz? gönül koyulan, helbet “gönüle giren” kişi değil midir?

    • Bislan Taner on said:

      Cumhur Bey,
      Yazarın diğer yazılarına göz atarsanız, sanırım gönlündeki aslanı bulursunuz, selamlar…