Kemalizm, Leninizm’ in soysuz versiyonuydu ve daha yumuşaktı haliyle. Lenin’ in kaç heykeli kaldı Rusya’ da tam emin değilim ama Mustafa Kemal bütün ülkeyi kapsayan bizzat kendi heykelleriyle baş başa bırakıp bizi, ideolojisini de orduya teslim ederek gitti. Bizlere kalan yegâne mirası bu.

Erhan Hapae 27 November 2013
KEMALİZM / ÇERKESLER / DEMOKRASİ

 

Modernizmin uç noktası olan sosyalizm ya da sovyetizmin demokrasi ile ilgili durumlarını konuşmaya çalıştık önceki yazılarda. Yaşadığımız ülkeye dönüp bakacak olursak demokrasi ile ilgili, Çin – Sovyet düzeni kadar olmasa da ciddi sıkıntılar olmuş. Ve biz Çerkesler ne kadar etkilendik bu yeni durumdan.

 

İmparatorluk ruhu gereği bir çeşit federalizmdir. O çağda büyük coğrafyaları bir arada tutmanın başka bir yolu da yoktu belki. Padişah, Eflak – Boğdan’ ın hangi dili konuştuğu ile ilgilenebilir belki ama bu sadece oraya atayacağı valinin seçimi ile ilgilidir. Tebaasında o dili bilen bir yönetici var mı anlamında. Onun esas derdi merkeze aktarılacak servetle ilgilidir. Vergi.

 

Bulgar topraklarını 545 yıl yöneten Osmanlı, onlara Osmanlıcayı öğreteceğim kaygısına kapılmadığı gibi, Bulgarcayı unutturacağım kaygısına da hiç kapılmamıştı muhtemel. Merkeze vergi vermek kaydıyla çoğu yöneticiler yine bizzat Bulgarlardan oluşmuştu. Bu ise o halk için bir özgürlük alanıdır. Bulgar Bulgar kalmış Yunanda Yunan. Yani? Asimilasyon yok.

 

Biz Çerkesler bunu derinlemesine yaşamış bir toplum değiliz. Padişahın topraklarında sadece bir altmış yıl kadar sürmüş yaşamımız ( 1864-1923 arası). Onun için derinlemesine federalizmi bilemeyiz pek.

 

Bu arada Çarın hükmünü kabul edip orada kalsaydık fena olmazmış diyesi geliyor insanın.

 

Neyse.

 

Cumhuriyeti ilan eden kadroların, Fransız avangartlardan ve Sovyet öncü kadrolarından etkilendiği kesin. Demokrasi kavramından zerre etkilenmediği de kesin. Rıza Pehlevi vari bir Şahlık (geride soylu bir aile yok) aklına gelse Mustafa Kemal’ in, onu uygulardı belki de, padişahı tasfiye edip yeni bir şahlık kurmaya kalkması kendine bile garip gelmiş olsa gerek ki Cumhuriyet demiş. Sakıncası yok, sadece Monarşi değil anlamına geliyor bu kavram ve despotluğun önünde hiçbir engel yok.

 

Yedi düvele karşı kazanıldığı iddia edilen ‘Kurtuluş savaşı’ndaki şehit sayısının, Kürt isyanlarında verilen ölü sayısından çok daha az olması, Padişahı tasfiye etmekten ibaret olan bu ayaklanmanın halkla pek bir alakası olmadığının önemli bir göstergesi.

 

Mustafa Kemal, iktidarı padişahtan alıp halka vermedi. Mutlak iktidar oldu kendisi (ülkenin en zengin bireyi oldu o dönem – İsmail Cem) ama azaltılmış imparatorluğun en yoksul topraklarına Lozan şartları gereği razı kalmak zorunda kalmıştı. Kalmıştı kalmasına ama topraklar yoksuldu ve hala milli açıdan çok problem vardı, ulus devletin tek tipleştirmesine pek uymayan.

 

Ermeniler ‘hal’ edilmişti 1915′ te Allahtan da, Ortodoks Rumlar vardı hala ve Kürtler ve Çerkesler ve Lazlar ve Şunlar ve Bunlar işte. Rusya’ da ne kadar dil konuşuluyor ise o kadar dil konuşulan bir Anadolu idi devralınan. O kadar dile yasak geldi ansızın, Hepiniz Türk’ sünüz – Hepiniz modern.

 

Sonra şapka devrimi vs.

 

Halide Edip ‘Gardrop devrimciliğidir bu’ deyince kendini Hindistan da buldu.

 

1923 – 1930 arası bir tehcir daha gerçekleşti Anadolu’ dan. Bir buçuk milyona yakın Anadolu Rum’u tehcir edildi ve beş yüz bin Batı Trakya türkü geldi ülkeye. Sürgünlerin hepsi pek mutlu oldular. (Rembetiko yönetmen: Costas Ferris)

 

Sonra Manyas – Gönen Çerkes sürgünleri, Dersim Katliamı, Varlık vergisi, 6 – 7 Eylül servet gaspı, Aşkale ve sonra bitmez tükenmez darbeler silsilesi.

 

Kemalizm, Leninizm’ in soysuz versiyonuydu ve daha yumuşaktı haliyle. Lenin’ in kaç heykeli kaldı Rusya’ da tam emin değilim ama Mustafa Kemal bütün ülkeyi kapsayan bizzat kendi heykelleriyle baş başa bırakıp bizi, ideolojisini de orduya teslim ederek gitti. Bizlere kalan yegâne mirası bu.

 

Roma dönemi heykellerine itirazım yokta pek, daha sonra yapılmış heykellere ısınamıyorum bir türlü.

 

CARI.

Yorumlar (1)
  1. kabardey selo on said:

    Guşips yazarları Kaffed seçimlerini yazmayacak mı acaba?