Onun için Mursi’nin ne büyük hatalar yaptığını sayıyorlar bilip bilmeden. Bilmezler çünkü bizim laik aydın ve laik gazeteciler Müslüman dünyayı hiç bilmez.

Erhan Hapae 08 July 2013
MISIR DARBESİ ve TÜRKİYE KANAAT ÖNDERLERİ

 

Mısır darbesi, kendi koşulları içinde ve demokrat bir vicdanla değerlendirebilse keşke.

 

Türk laiklerinin hiç ilgi göstermeyeceği bir konuyken, insan haklarını ayaklar altına alan darbeyi önemsizleştirme çabalarının nedeni, kendilerinin belki de farkında olmadığı darbeciliğe yatkın olma hallerinden kaynaklanmıyor sadece. Darbe’nin ‘Gezi Direnişi’nin hemen akabinde oluşması da etken. Bir süre en azından laik kesim içinde ele geçirdikleri psikolojik üstünlüğün yitirilmesi korkusu.

 

Onun için Mursi’nin ne büyük hatalar yaptığını sayıyorlar bilip bilmeden. Bilmezler çünkü bizim laik aydın ve laik gazeteciler Müslüman dünyayı hiç bilmez. Bölgeden epeyce haberdar olan Fehim Taştekin ise Radikal gazetesinde çalışıyor. Yeni Şafak’ta çalışsaydı, aynı ‘kafa karıştırma’ işlevine devam eder miydi emin değilim. Ben yine de Sayın Taştekin’in darbeden mutlu olduğu kanaatinde değilim asla.

 

Ama mutlu olan çok. Umutları ise Tayyip Erdoğan’ı ürkütmek.

 

Baaak, sonun böyle olur işte.

 

Türkiye bir diktatörlük olsaydı eğer, Zaman gazetesi bile yayın hayatını kapatırdı ben size söyleyim. Bırakın Sözcü-Yurt-Aydınlık gazetesini falan.

 

Yine de ‘satırlı adam’ a bu gösterdikleri tepkiyi umutla karşıladım. Vandallığa karşı tavır alacaklar demektir bu.

 

Diğer yandan Mısır darbesini kıskandılar, Türkiye’de oluşmaya başlayan muhalefetin balonunu söndürür bu diye. O muhalif Y kuşağının elinden alacaklardı elbet oluşacak nimetleri. Biraz söndürdü de bence, Kadıköy meydanı neocumhuriyet mitingcileriyle doldu taştı dün gece. Seyircisi kalmamış ihtiyar müzisyenler eski kötü şarkılarını çaldılar, tiyatrocu eskileri eskimiş içi boşalmış şiirleri okuyup durdular meydanda. Olsun bunlar iyi işte. Sandıktan da çıkarlarsa bir güzel, bize onların meşruiyetlerini savunmak kalır.

 

Yalnız Y kuşağının, ne o geçen çağdan kalma şarkıcılara nede o tiyatrocu eskilerine yüz vereceğini hiç sanmam.

 

Silivri sanıklarına özgürlük isteyen, Mustafa Kemal’in Askerleri ’ne. Yüz vereceklerse sıkıntı var.

 

Bu böyleyken başka bir şey daha oldu; Cumhuriyetin torunları iken ve onun nimetleriyle büyümüş olmalarına rağmen son 20 yılda liberal demokrat bir çizgi ile ülkenin demokratikleşmesine ciddi katkıları olan bir kısım entelektüel, Gezi – Mısır Darbesi hendeğinde tökezledi fena bir şekilde. Cengiz Çandar’dan Şahin Alpay’a vs.

 

İktidar onları önemsemez hale gelince ‘halkı önemsemiyor bu’ diye ortaya çıktılar.

 

Bir çok hendeği doğru aştıkları için değer kazanmışlardı oysa ama bu hendeğin başına gelip durunca eski seçkinlikleri geri geldi akıllarına. Müslümanlara demokrasiyi layık göremediler.

 

Hasan Cemal, Gezide biraz kışkırtıcı gibiydi neredeyse ama Darbe’de durumu kurtardı. Etyen Mahçupyan, Ali Bayramoğlu, Gülay Göktürk, Hilal Kaplan iyiydiler, sınıfı geçtiler yine.

 

Dindar yazarlar Darbe konusunda çok net tavırlar aldılar ama onlar öyle yapmalıydılar zaten. Onlar için sınav başka bir yerde başka zamanda olur, burada değil.

 

CARI.

Yorumlar (1)
  1. Özgür on said:

    Volahi bu Fehim Tastekin bizi kafkasya konusunda zihin açıcı yazılari ile sevindirdi ve bizde ortadoguda da ayni performansi bekledik. Fehim eş durumundan olsa gerek kafkasya konularinda gazeteci kalabildi ama ortadoguda, Irak işgalini güzel göstermek için amerikalilarin kullandigi embedded journalist’lerden farki olmadigini gördük.

    Gezi deki olaylarina paralel bir sekilde Misirin kemalistlerinin darbe ile iktidari yeniden ele almalari ister istemez ortadogudaki sinir uclarinin bir yerden uyarildigini izlenimi bizlere veriyor.

    Gezi parki olaylarina göre siyasi pozisyon alan kafkayalilar ortada vadede acikta kalacaklar gibi görünüyor, keMalın askleri olacaklarsa ona birsey diyemeyiz.

    Yazilarinizi zevkle okuyoruz selametle…