Bunları Çerkesler’ in küçük yayın dünyasında dillendiriyor olsaydı pek önemsemeyecekti Rusya. Ulusal çapta konuşulur hale gelince sıkıntı geldi ki - getiren o.

Erhan Hapae 08 February 2013
FUAT UĞUR

1991 yılında Nalçik’te tanıştım. Eşi Nüsa’yla birlikte o yıl yapılan Çerkes Festivaline davet edilmiş, onlarda Ankara’dan kalkan otobüsle Batum’a, oradan adeta Hint filmlerinde rastladığımız benzeri otobüslerle Daryal geçidini geçip ve toplam 60 saat süren yolculuktan sonra Nalçik’e ulaşmıştı. Bizim kuşağın geç Çerkeslerinden biriydi ama hepimizden etkili oldu sonuç olarak. O yıllar medya kavramı yoktu henüz, Babıali yokuşunda Çerkes olduğunu saklamayan bir tek o vardı. O Nalçik ziyaretinden sonra çalıştığı Güneş gazetesinde, 5 gün üst üste tam sayfa Nalçik günlerini yazdı. Kaberdey Cumhurbaşkanı Koko Veleri ile ilk belki de tek ropörtajı o yaptı bir Türkiyeli gazeteci olarak. Dönüşten birkaç gün sonra gazeteden ayrılıp Star Tv’ye geçtiğini öğrendim.

 

Nalçik yaklaşık 500 Adıge-Abaza’yı ağırlıyordu her ülkeden. Benim görüp göreceğim en görkemli Çerkes günleriydi ve Kültür Bakan müsteşarı Betuvan Avez tarafından Almanya – Ürdün – Suriye’den seçilmiş 30 kişilik küçük bir gurupta birlikteydik. Sonra onlar Kültür bakanının torpili ile ancak ayarlanabilmiş bir Batum uçağı ile bizlerden bir-iki gün önce ayrılmıştı Nalçik’ten.

 

Kısa bir süre sonra Nalmes geldi İstanbul’a. Babıali de güveneceğimiz tek kişi oydu. Önümüze düştü, tek tek dolaştık ağır gazetecileri. Ahmet Altan’dan Neşe Düzel’e, Yavuz Donat’tan Tufan Turenç’e hatta Doğan Hızlan’a bile. AKM de gösteri öncesi Nalmes’in sanat direktörü Amerby ile canlı yayını ilk o yaptı Çerkes dilinde.

 

Medya dünyasının sıkıntılı yıllarında bir süre uzaklaşmış o dünyadan, o günlerini iyi bilmiyorum çünkü bende Samsun’da sürgündeydim o zaman.  Demokratik Çerkes Platformu’ nun kurucuları arasında yer aldı. Çerkes dünyasında sesin sedanın kesildiği yıllar iyi bir tartışma ortamı yarattı DÇP. Ordaydı.

 

O yıllar National Geographik dergisi adına Kafkasya’yı dolaştı gözlemlerini yazdı, ropörtajlar yaptı. İyi değildi, Fuat’a yakışmıyordu dosya. Çok daha iyi dosyalar yapmış biriydi. Nedenini yıllar sonra başkasından öğrendim, gittiği her yerde ve özellikle Nalçik’ te dünyasını dar etmişler meğer. Filmlerini yazılarını elinden almışlar havaalanında. Oradan birisinin kefaletiyle bırakılmış kapıdan. Tek kelime etmedi.

 

Sonra yine döndü medya dünyasına.

 

Beraber çalıştığı arkadaşları çok daha detaylı şeyleri anlatabilir onunla ilgili. Ben Çerkeslerle ilgili uğraşılarıyla ilgiliyim elbet.

 

Geçen yıl İzmit’te düzenlenen Çerkes Çalıştayı bizzat onun eseridir. Tabi ki bir ekip çalışması bu, ama o olmadan olmazdı. O Çalıştay, ulusal çapta Çerkeslerle ilgili düzenlenmiş en iyi – en değerli çalışmadır, benim gözümde. Bizim kendi kendimize yaptığımız propagandaların mühim bir değeri olmadığını o zaman anladık. Çerkesler’ e anlatmak kolaymış, diğerlerine zor.

 

 

Keskin bir tartışmacı olarak bilinir.  Çerkes kurumlarını harekete geçirmek için ufak tefek kışkırtmaları göze almaktan çekinmez. Bu böyle ama nerede bir Çerkes hareketlenmesi varsa akla gelen ilk isim odur ve oda oradadır. Son dönem Çerkesler arasında tespiti sıkıntılı olan ‘Rusya ile ilgili gerçekleri’ daha dillendirir oldu. Tabi bunları yazılı ve sözlü medyada dillendiren biri, görünen ve tanınan. Bunları Çerkesler’ in küçük yayın dünyasında dillendiriyor olsaydı pek önemsemeyecekti Rusya. Ulusal çapta konuşulur hale gelince sıkıntı geldi ki – getiren o.

 

O zaman bir tehditte ona yapalım demişlerdir, Kuban Kural’dan sonra.

 

İşin tuhaf tarafı bizim Çerkesler’ in bir bölümü inanmıyorlar böyle şeylere. İnanç meselesi olsa (din gibi mesela) kolayda,  aracısı belli-kendisi belli somut bir tehdit’e dönüşünce durum, bunun inançla ne ilgisi kalır. İnanmayanlar inanmasın ama Türk Emniyeti inandı ve Kuban Kural,10 uncu derece gibi (çok yüksek bir derece imiş) bir tedbirle korunmaya alındı. Onların bilgi alma konusunda bizlerden epey bir farkı olduğunu kabul edelim. Bütün bu nedenlerle de işsiz kaldı. Hangi işveren, peşinde bir siville dolaşan birisini çalıştırmak ister, işveren bir üniversite bile olsa?

 

Sana büyük geçmiş olsun diyorum Fuat, ipleme, daha neler görürüz kim bilir.

 

CARI.

 

Comments are closed.