Abaza Dernegi Mahalli Dans Çalışması
21:05 Dün

İstanbul  Abhaz Derneği’n de 14 senedir mahalli dans faaliyetlerini sürdüren  Şamil Yaşba ile mahalli danslarımızı ve bugünkü durumlarını konuştuk. Şimdiye kadar yaklaşık 800 kişiye Apsuva Koşara ve Tleperuj öğretmiş olan Şamil Yaşba hedefinin 1000 kişiye bu dansları öğretmek olduğunu söylüyor. 

Guşıps: Dernekte kaç senedir mahalli ekibiniz var?

Şamil Yaşba: Bu dernekte 1998 yılından beri mahalli ekip var.Dönem dönem yaş ortalaması değişiyor.Bazen düşüyor,bazen daha yükseliyor ama 1998 yılından beri sürekli olarak mahalli oyunu,Apsuva Koşara’yı ve Tleperuj’u öğretmeye çalışıyoruz bildiğimiz kadarıyla.Hepimizin bildiği üzere derneklerimizin kültürel olarak şu an yegane aracı oyunlarımız yani dans. Biz burada ekip oyunlarından daha fazla mahalli oyunları göstermeye çalışıyoruz.Bunla beraber örf ve adetlerimizi,Aleyfa-Akabza’mızı içine katarak,en azından oyun oynanırken, oynanabilmesi için çalışmalar yapıyoruz.Tabi ilgi zaman zaman değişiyor. Bazen bir sezonda 3 kişi oluyor,bazen 13 kişi oluyor,bazen 20 kişi oluyor.Benim  3 kişi gelene kadar gider ve çalıştırırım diye kendi kendime sözüm var. Amacım 1000 kişiye bu işi öğretmek.

Guşıps: Peki,1998’den beri siz mi çalıştırıyorsunuz?

Şamil Yaşba: Evet,mahalli ekibi ben çalıştırıyorum.14 sene oldu.

Guşıps: Adapazarı,Düzce yöresi oyunları heralde ağırlık?

Şamil Yaşba: Genelde evet.

Guşıps: Kaç öğrenci katıldı şimdiye kadar kurslarınıza?

Şamil Yaşba: Yanılmıyorsam 800’ü geçtik.

Guşıps: 800 öğrenci Apsuva Koşara’yı düğünlerde oynayacak hale geldi mi?

Şamil Yaşba: 800 değilse bile yarısının oynayabileceğini düşünüyorum.Şöyle söyleyim,bu işe ilk başladığımız yıllarda mesela  1998’de İstanbul’da,mızıka çalan arkadaşımız yoktu.Ben müzisyen arkadaşı Hendek’ten getiriyordum.Bugün bana yardımcı olan Kadir Kapba,benim ilk öğrencim,bugün kendisi hem oynuyor,hem çalıyor,hem de öğretiyor. Tevfik Esenç ölmeden 1 yıl önce onla oturup 4-5 saat muhabbet etme fırsatım olmuştu. Ubıhça’nın yok olmasıyla ilgili sohbet ediyorduk ,Ubıhlara ait bir atasözü söyledi.Tam köken olarak bilemem gerçi ama ‘’Bir tohum ekersen bir yıl,bir fidan ekersen on yıl,bir insanı yetiştirirsen etkisi ömürlerce sürer’’ dedi.Ben yetiştirecek adam bulamıyorum diye üstüne basa basa hatta gözünden yaş gelerek anlatıyordu.Ben,o gün  dedim ki ‘’Biz bir insan yetiştirelim.’’Bu işe başladığımızda ilk  burada  4-5 tane arkadaşı yetiştirdik.Sağolsunlar,ürettiler bugün bize bu kurslarda  da yardım ediyorlar. Hem çalıyorlar,hem oynuyorlar,hem de gerektiğinde hocalık  yapıyorlar.Rahmetli Tevfik Esenç’ten esinlendiğim,duyduğum şey bende yara olmuştu.Dedim ki elimden bir şey geliyorsa yapacağım Esenç’in yaşadığı o sızıyı yaşamamak için bu işe başladım.Bugün yanılmıyorsam İstanbul’da,8-10 tane mızıka çalan arkadaşımız var.Onlarca da hocamız var.Hoca işini çözdük gibi.  Çok iddialı değilim.Ama 800’ü geçtiğim içinde mutluyum.

Guşıps: Mahalli dans grubu sahneye çıkıyor mu hiç?

Şamil Yaşba: Bazı dönemlerde çıktı.İlk kez ,1998 yılında Caferağa Spor Salonu’nda, ilk mahalli oyun ekibi olarak tahtasıyla beraber çıkardık.Türkiye’de bir milattı,25 kişilik bir ekibimiz vardı.Salon tıklım tıklım doluydu.Mahalli oyun ekibi olarak hem deju yaptılar,hem Abaza oyunu,hem Tleperuj oynadılar.Hem de Avraşa yaparak,3 tane otantik oyunu sahneledik.Hoşumuza gitti.Dönem dönem ekip gösterilerinde mahalli oyunları sahnelemeye başladık. Bazı dönemler mahalli ye danslara talep çok olursa sahneye alıyorlar, bir dönem almıyorlar. Ama o esinlemeden sonra mahalli oyunlarımızın ekip gösterilerinde sahnelenmesi hoşuna gitti herkesin .Sadece benim ürünüm değil tabi bu. Abhazya’dan bir hoca gelmişti,onla beraber bir koreografi yapmıştık 1988 yılında. Biz bunu 10 sene sonra İstanbul’da uygulama şansı bulduk.O zaman insanlar açtı bu oyunlara, mahalli oyunlara gerçekten açlık vardı.Herkes o zaman gönülden geliyordu.Şimdi,ekiplerde oynanmaya başlandı,düğünlerde oynanmaya başlandı.Bilen çoğalınca çok talep görmese de,bazı derneklerimizde de bizim gibi mahalli dans eğitimi veriliyor. Bu bizim için kaybedilmemesi gereken bir şey ben öyle düşünüyorum.Kesinlikle ekip oyunlarını küçümsemiyorum ama bize ait değerleri korumamız gerektiğini düşünüyorum.


 

Guşıps: Aslında sahne dansları ile karşılaştırdığımızda bize ait olan mahalli yani köyde oynadığımız danslar.

Şamil Yaşba: Kesinlikle Bu mahalli oyunları Kafkasya’da da bir sürü ekip oynamaya başlamış.Ben,Abhazya’ya gittiğimde,1 ay bunun dersini verdim.Kafkasya’dan buraya gelipte,Adigey’e,Kabardey’e giden arkadaşlarımız oldu,onlarda aynı şeyi yaptı ama mızıkanın,aguapalanın,tahtanın ve sopanın,dejunun sesi burdaki kadar kulağımıza tatlı gelmiyor.Bunun yeri burası,bunun yeri aslında köylerimiz.Bu yüzden,ne kadar bunu yayabilirsek,bence bunu geri  kazanacağız.Tabi burda sadece dans etmeyi değil bazı kurallarıda gösteriyoruz.Aralarda veya derslerin başlarında anlatıyoruz,özellikle mahalli oyunlarda kızların pantolonla oynamaması gerektiğini,erkeklerin önünü iliklemesi gerektiğini araya sıkıştırmaya çalışıyoruz.Öyle bir güne geldik ki danslarımızı bayanların pantolonla oynaması çok normal gelmeye başladı.Aslında normal değil, bunlara dur dememiz lazım.Oyunlarımız aslında çok güzel kıymetini bilmemiz lazım. Ben 24 saat oyunlarımızı Tleperuj’u,Abaza oyununu,mahalli Şeşen’i,mahalli Qafe’yi sabaha kadar seyredebilirim zevkle.Biz de burda  bu güzellikler kaybolmasın diye çaba harcıyoruz.

Guşıps: 800 tane öğrenci yetiştirdiniz.Adapazarı-Düzce’de oyuna çıktıklarında ‘’Şamil’in Talebesi’’ diye sizi anıyormuş herkes.

Şamil Yaşba: Biraz böyle oldu açıkçası. Bir de şöyle bir şey geliştirdik biz,bu oyunun çabuk öğretilebilmesi için bir iletişim uzmanıyla beraber 1 yıl çalışma yaptık.Oyunları çektik videoya,bu oyunun ısınma hareketlerini kategorize ettik,3 saatlik 5 çalışmayla öğreteceğime inanıyorum şu anda ben oyunlarımızı.Evet hiç oynayamayan bir insan,üçer saatten 5 çalışmayla oynatacağımı iddia ediyorum. Şu an çalışan arkadaşlarımın 2.Haftası 3 hafta sonra düğünlerde çıkıp oynayacaklar.Her düğünde,ayak figürlerimiz,bizim gösterdiğimiz stil belli oluyor.Ben bir erkeğin önü açık oynamasını tavsiye etmiyorum.Oynarken;girişi,çıkışı,selam verişi,tahtaya uzaklığı,yakınlığı ile fark edebiliyorlar.Bu,Şamil’in öğrencisi diyorlarmış. Ben de bunu başkalarından öğrendim.Bu yüzden,ben de bunu bir adım ileri götürmeye çalışıyorum.Benden sonraki de bir adım öne götürürse umut ediyorum ki inşallah kaybolmayacak oyunlarımız.

Guşıps: Mahalli dans kursuna gelenlerde yaş ortalaması nasıl?

Şamil Yaşba: Yaş ortalaması,bu sene 9 yaşından 50 yaşına kadar,sürekli gelenler var.Kimi az öğrendi,kimi çok öğrendi.Ama içerideki coşkuyu görmüşsünüzdür, İnsanlar mutlu oluyorlar.Mızıka sesiyle,müzikle,ritimle mutlu oluyoruz toplum olarak böyleyiz.Kültürlerine bir şey katmış oluyorlar.Biz ne kadar bilirsek bilelim,siz ne kadar bunu söylerseniz söyleyin,bunu yapmak isteyen,bunu yaşamak isteyen bir toplum bulamazsak fayda etmiyor.Bunu çok önemsediğim için bu işi 3 kişi kalana kadar götüreceğim.

Guşıps: 9 yaş ile 50 yaş arası grup aynı yerde mi çalışıyorlar ?

Şamil Yaşba: Aynı yerde çalışıyorlar, aynı kültürle yoğuruluyorlar.Çünkü,büyük küçüğe sevgiyi,küçükte büyüğe saygıyı gösteriyor. Anne baba çocuk birlikte öğreniyor.Baba oynarken,kız baba yanlış oynuyorsun ya da hatalı diye birbirlerini uyarıyorlar.Bu da çok güzel birşey.Bir arkadaşımız evde baba sen yanlış oynuyorsun diye kızından fırça yediğini söylüyor.Bu kültürün böyle bir makası var. Abazalıkta,Adigelikte  ‘’Büyük olmadan küçük,küçük olmadan büyük olmaz.’’ diye bir laf var.Biz,burda bu karışımla bunu yapmak istiyoruz aslında.Çünkü,küçükte bir gün büyüyecek o da inşallah Allah ömür verirse 50 yaşına gelecek.Burda gördüklerini uygulayacak.Bu yüzden ben,yaş kategorisini daha açık tutmaya çalışıyorum burada.

Guşıps: Peki sizce gençler daha çok mahalliye mi ilgi gösteriyorlar,yoksa ekibe mi?

Şamil Yaşba: Benim gözlemim mahalliye pek yakın durmuyorlar.Onları da aslında anlıyorum.O kıyafet değişik bir haz veriyor insana.Ama,ben dansçılarımızdan değil hocalarımızdan biraz şikayetçiyim bu konuda.Hoca arkadaşlarımıza serzenişte bulunarak, ekibin bazı yerlerinde öyle enstanteler yaratın ki,bizim kültürümüzün bir parçası sürekli öyle olsun diyorum.O zaman otantik olur. Bu şuna benziyor,mavi boya kutusuna herkesi sokup  çıkarıyorsunuz.Herkes mavi oluyor ama mahalli oyunlaro formülize edersek renk biraz daha çoğalır.Daha hoş olur.Eskiden gösterilerde mesela Gönen’de görmüştüm böyle bir şeyi.Ekip oyunu içinde kıyafetle mahalli oynamışlardı. Bizim eskiden yaptığımız mızıkayla,ahuabalayla mahalli oyun yapılmıştı.Seyirciye baktığımda,en çok coşkuyu orda gördüm.Yine aynı şeyleri bekliyorum.Ama biz mi anlatamıyoruz,onlar mı yapmak istemiyor bilemiyorum?

Guşıps: Ekip hocaları veya oyuncularla konuştuğumuzda gösterilere ilginin azaldığından bahsediliyor. Bunda seyircilerin kendilerinden bir şeyleri sahnede göremeyişlerinin etkisi olabilir mi?

Şamil Yaşba: Evet,biraz konumuzun dışı belki ama ben hocalarla şunu tartışırım sürekli. Mesela Qafe bana göre dünyanın en iyi müziklerinden birisi bunu Borusan Orkestra Şefi’de bana söyledi.Ben böyle bir müzik duymadım dedi.Ama bizim ekiplerimizde Qafe oynuyor arkadaşlar,öyle bir ritm,öyle bir müzik çalıyorlar ki orada sen Qafe müziğini duyacağım diye kulağını patlatasın geliyor.Biraz sade olsun, Qafe adam gibi çalsın.Ağlatan Qafe’nin yarattığı hüzün ve kenetlenmeyi duymak istiyorsun,ama ekiplerimizde diskoda mıyım yoksa Qafe çalan ekipte miyim anlamıyorum.Bu Şeşen’de de ,Apsny Apsuva’da da oldu.Modernize edeceğim derken,en güzel ritmleri,en güzel müzikleri boğuyoruz sürekli.Bakıyorum,sahneye bir garmon veya akordiyoncu yanında basıyla çıkıyor.Garmon sesini duyamıyorum.Özlemini  duyduğum için abartıyor olabilirim ama gördüğüm bu.Bunu biz bir türlü aşamadık. Müziği duyamayan, dansı anlamayan kendinden birşeyler bulamayan seyircinin de hevesi kalmıyor.

Guşıps: Modernizasyonda özden uzaklaşmamak gerekiyor yani?

Şamil Yaşba: Kesinlikle.

Guşıps:Mahalli kursuna gelenler hiç bilmeyerek mi geliyorlar?

Şamil Yaşba: Şu anda oynayanların içinde çok az bilen yani en fazla  4-5 kişi vardır.Gerisi,inanın ki ilk kez geliyorlar.O kadar mutlu olarak geliyorlar ki ben inanamıyorum.Ben 50 yaşında olsam gelirmiyim diye düşünüyorum.Ama onlar gelmekten  oynayıp terlemekten çok memnunlar.Biz mahalli müziği özlemişiz diyorlar.Şu müziğin her dakika çalıyor olması onları mutlu ediyor.Benim algıladığım,görebildiğim bu.

Guşıps: Genelde ekip dansçıları köy düğünlerine gittiklerinde yaşlılar tarafından beğenilmezler. Sizin gruptan gidenlere yaşlıların bakış açısı nasıl?

Şamil Yaşba: Biraz daha iyi tabiki. Şöyle bir şey var ayak hareketleri Çerkeslerde zariftir,mahalli ekibe taşınırken maalesef ayakları hesaplamadılar.Ayaklar öyle atılıyor ki,yarım metreden atılıyor.Oyunun ana teması aşılıyor.Buna baktığımız zaman,büyüklerimizin oyunları daha kibar,ayaklar daha az açılıyor.Ama bizim oyuncularımızın özellikle bayanlarımızın ayakları vücut eksenlerinden yarım metre daha az açılıyor tabi köylerde bu nereden öğrendi oynamayı diye söyleniliyor.Biz ekibimle birlikte Kayseri’de bir festivale gittiğimiz zaman,mahalli oynadılar tabi.Dernek başkanı o zaman Mecit abi idi ‘’ Yaa Şamil ben böyle ekip oyunu görmedim.’’ dedi. Dikkat edersen,çalışmalarda herkesin ayağını tutmaya çalışıyoruz.Ayak,oyunun  kibarlığını gösterir.Yoksa ayağını serbest sallayabilirsin.Duruşumuzu bozmayan,görüntü kirliliğini sebep olmayan en nihayetinde ayak hareketleridir.Ama ekiplerde,koyverip gittiği için mahalli düğünlerde çok sırıtıyorlar.Bu bir şikayet midir? Evet şikayettir aslında.

Guşıps: Mahallinin özünü bozmadan sahneye taşımaları lazım diyorsunuz sanırım?

Şamil Yaşba: Kesinlikle.

Guşıps: Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey varmı diye sorayım.

Şamil Yaşba: Eyvallah.Ben,Çerkesim.Bununla da gurur duyuyorum ve istiyorum ki Dünya var oldukça,Çerkeslerde var olsun.Ama,kültürleriyle var olsun.Deyimleriyle var olsun.Bunun için ben de dahil olmak üzere büyük iş düşüyor hepimize.Gençlerimizi çekmek çok kolay değil,biz dernek yönetimi ve bu işte daha çok emeği olanlar,60’lı 70’li yaşlarında olanlar,hizmet etmiş insanlar bu konuda biraraya gelipte,kararlar almamız lazım .Bir mahalli oyun nasıl oynanır,bunun yazılı şekli nasıl ortaya çıkartılır.Bunları istememiz önemli,dediğim gibi, bizim duruşumuzda oyunumuzda çok farklı,bizim bunu kaybetmememiz lazım.Yetiştirebilirsem,bir projem daha var  yöresel olarak yaşayan bütün örf ve ananelerin,kız isteme olsun,cenazeye giriş olsun,bir düğünün nasıl başladığı,nasıl devam ettiği,bununla ilgili bir senaryo yazıyorum.Bunu başarabilirsem,burada uygulayacağım ama bu çok uzun süreçli.Bide derneklerde mahalli oyunun doğrusu nasıl öğretilir,tek bir yerden çalışıp,beraber hareket ederek karar almamız lazım.Benim önemsediğim bu.Bu tarz çalışmalar ne kadar artarsa o kadar uzun süre var olacağız…

 

Yorumlar (1)
  1. Nur Saroğlu on said:

    Size ulaşacağım bir telefon numarası verirmisiniz.
    Iyi günler.
    Nur Saroğlu