Kafkas Vakfı: Yusuf Altunok
0:10 1 February 2014

Guşıps: Soçi Olimpiyatları konusunda düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Yusuf Altunok: Soçi Olimpiyatları utanç demek. Çeçenya’da yüz binlerce insanın katili olan Putin’in ihtirasları uğruna, soykırım toprakları üzerinde, dünyada insan hakları ihlallerinin en yoğun görüldüğü yerlerden biri olan Kafkasya’da yapılacak olması. Bütün bunlara ve benzeri görülmemiş çevre katliamlarına dünyanın göz yumması sadece utanç demek.

Guşıps: 2006 yılından beri diasporada Soçi Olimpiyatlarına karşı ciddi bir muhalefet yürütülüyor. Siz de bu muhalefetin destekçileri arasındasınız kurumsal olarak. Bu çabaların sonuç verdiğini ve konunun yeterince gündeme getirildiğini düşünüyor musunuz?

Yusuf Altunok: O tarihten bu yana pek çok şey yapıldı aslında, önemli sonuçlar da alındı. Diasporanın kitlesel eylemlerle tanışması ve oldukça da başarılı olması, farklı ülkelerdeki insanlarımızın ortak projelere imza atması, sosyal medyayı kullanma becerisi geliştirebilmemiz, medyada yankı bulmayı başarmamız hep Soçi Olimpiyatlarına karşı duruşumuzun kazandırdıkları. Bu da tabi ki karşı duruşumuzun temelini oluşturan, soykırım toprakları üzerinde olimpiyat yapılamayacağı iddiasının haklılığı ve gücüyle oldu. Yani sık sık altını çizerek söylediğimiz gibi ‘atalarımızın mezarları üzerinde’, barış ve dostluk gibi insani değerler atfedilerek oyun oynanmasına isyan etmenin haklılığı ve gücüyle oldu. Özellikle Çerkes Soykırımının yıldönümleri çok hareketli dönemler oldu. Bu dönemlerde insanlarımızın düğün ve cenazelerde soykırım, Soçi Olimpiyatları gibi meseleleri konuşur olduklarını gördük. Çerkes sivil toplumu hem diasporada hem de Kafkasya’da önemli bir ivme yakaladı.

Yapılanların ve sonuçlarının yeterli olup olmadığına bakmak için önce bütün bunları hatırlamakta yarar var. Ama evet, gerçekten çok güçlü gerekçelere sahip olduğumuzu düşündüğümüz zaman, daha fazla ilgi görmesi beklenebilirdi. Diğer taraftan, söylemimizin bazı noktalarını kamuoyuna ve kendi insanlarımıza tam olarak aktaramadığımızı düşünüyorum. Özellikle 150 yıl önce yaşadığımız acıların orada nihayete ermediğini, tekrar tekrar yaşandığını, halklarımızı katleden, defalarca sürgüne gönderen elin Kafkasya’da hala kan akıttığını, yakıp yıktığını anlatamadık. Kısaca soykırımı önemli ölçüde gündeme getirdik ama bitmediğini vurgulayamadık.

Guşıps: Soçi Olimpiyatları nedeniyle Rusya’nın Kafkasya’da ciddi baskılar uyguladığı biliniyor. Soçi Olimpiyatlarından sonra Rusya’nın Kafkasya politikasıyla ilgili öngörüleriniz nedir?

Yusuf Altunok: Baskının çok arttığı, gerilimin son haddine geldiği dönemlerden sonra kısmî bir yumuşama beklenebilir. Dindarlara karşı uygulanan baskılar bağlamında konuşursak, en iyimser senaryoyla dozaj biraz düşebilir, 2012’de şahit olduğumuz gibi, çatışmaların sona ermesine yönelik, küçük de olsa bazı sivil girişimlere imkan verilebilir. Tabi Olimpiyatların kazasız belasız geçtiğini varsayarsak. Her halükarda genel olarak Rusya’nın Kafkasya politikasında kayda değer değişimler beklemek şu aşamada olası gözükmüyor.

Guşıps: Kafkasya Emirliği Soçi Olimpiyatları öncesi yaptığı açıklamalarda Olimpiyatlar esnasında saldırılar gerçekleştireceğini açıkladı. Kafkasya’da özellikle sivilleri hedef alan saldırıların olma ihtimali var mı gerçekten? Bu saldırıların bölgeye nasıl bir etkisi oluyor?

Yusuf Altunok: Bu ihtimali tamamen göz ardı edemeyiz, ama Emirliğin, yerel destekçilerden mahrum olduğu ve güvenlik önlemlerinin olağanüstü olacağı Soçi’de bunu gerçekleştirmesi bence zayıf bir ihtimal olarak görünüyor. Saldırıların ne getirdiğine gelince; savunmasız masum insanların can verdiği olaylar felaketten başka ne getirebilir ki? Volgograd’daki son patlamaların ardından, bütün benzer olaylarda olduğu gibi mağdurları arasında gerçekten silahlı direnişçilerin yanında, öldürüldükten sonra militan ilan edilen sivillerin de olduğunu operasyonlar geldi, dindar insanlar üzerindeki baskı ve bütün Kafkasyalılara karşı nefret arttı. Bunları şimdiye kadar gerçekleştirilen patlamaların arkasında Emirlik olduğu iddiasıyla söylemiyorum. Volgograd’daki son patlamaları, olaylardan çok sonra Dağıstan Cemaatinin üstlendiği haberi geldi, yine aynı şehirde aylar önce gerçekleştirilen saldırıyı kimse üstlenmedi ve arkasında istihbarat birimlerinin olabileceğine dair oldukça şaibeli izler vardı.

Guşıps: Kafkasya’da özellikle dini hassasiyeti olan insanların “ekstremizm” suçlamasıyla baskı altına alındığı, yapılan bu baskıların Olimpiyatlar öncesinde daha da arttığı biliniyor. Rusya’nın bu baskılarının ne gibi sonuçları oluyor bölgede?

Yusuf Altunok: Yeri gelmişken bu ekstremist yaftasının nasıl bir şey olduğu hakkında bir iki örnek vereyim. Mesela çok kısa bir süre önce Dağıstan’ın başkenti Mahaçkale’de izinli bir protesto gösterisi yapıldı. Asılsız gerekçelerle hakkında dava açıldığını düşündükleri bir Çeçen avukata destek ve ayrımlığa karşı dayanışma eylemiydi sadece. Daha sonra bu eyleme katılan 150 kişi tek tek evlerinden ve işlerinden alınıp ekstremist oldukları şüphesiyle sorgulandı. Bir süre önce de en çok rağbet gören ve uzmanlarca en başarılı bulunan Rusça Kuran meali ekstremist yayın listesine alınmıştı. Ekstremist yaftasının ne kadar ucuz olduğunu vurgulamak için bu örnekleri verdim. Ekstremist denilen bu insanlar, çoğunlukla da gençler sürekli takip ediliyor, defalarca sorgulanıyor, sürekli bu baskıyla yaşamaya çalışıyorlar. Kendilerine İslama uygun bir hayat ve bu doğrultuda bir sivil toplum kurmalarına izin verilmiyor. Ve dediğiniz gibi durum Olimpiyat öncesinde iyice zorlaştı. Birçok kişi bu dönemde Türkiye’ye ya da başka yerlere sığınmacı olarak gelmek zorunda kaldı. Birçokları Kafkasya’yı terk edip Rusya’nın büyük şehirlerine kaçmaya çalışıyor. Ve tabi güven içinde yaşama şansı verilmeyenlerin bir kısmı da çözümü silahlı gruplara katılmakta buluyor. Bu da çatışmaların devam etmesi, ölümlerin devam etmesi demek.

Guşıps: Olimpiyatlara yaklaşık bir aydan az bir zaman kaldı. Şimdiden sonra ne tarz çalışmalar yapılabilir sizce farkındalık oluşturabilmek için? Sizin bu konuda çalışmalarınız olacak mı?

Yusuf Altunok: Doğrusu bir ay yeni çalışmalar tasarlamak için kısa bir süre. Gerçi parlak fikirler ve dinamik ekipler için her zaman yeterli vakit vardır ama, genel olarak mevcut planlarımızı en başarılı şekilde hayata geçirmeye odaklanmalıyız. En önemlisi de artık bu sürecin sonuna geldiğimize göre bütün enerjimizi kullanmalıyız. 2 Şubat’ta Rusya Konsolosluğu önünde yapılacak eylem bu açıdan çok önemli. Kafkas Vakfı olarak biz bu süreyi farklı alanlarda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarını Soçi Olimpiyatları konusunda bilgilendirerek değerlendirmeye çalışacağız.

Guşıps: 2014 yılı aynı zamanda Çerkes Soykırımının 150. yıl dönümü. Çerkes Soykırımının duyurulması konusunda neler yapılabilir? Sizin bu konuda bir hazırlığınız var mı?

Yusuf Altunok: Bizim bir uluslararası sempozyum hazırlığımız var. 150. yıl olmasının verdiği sembolik değer, bu defa bütün kurum ve organizasyonlar olarak daha verimli işler çıkarma fırsatı veriyor bize. İyi değerlendirebilirsek karşılığını alacağımıza da inanıyorum. Daha öncekilerden çok farklı neler yapılabilir bilemiyorum. Ama daha yoğun çalışmalıyız. Mesela en azından belli başlı kurumlarımız Soykırımın 150. Yılı anısına mümkün olduğunca çok eser yayınlamalı, kendi vakıf ve derneklerimiz dışında daha fazla konferans yapılmalı diye düşünüyorum.

Guşıps: Sorularımıza verdiğiniz cevaplar için teşekkür ederiz.

Yusuf Altunok: Ben teşekkür ederim.

Comments are closed.