Gezi Parkı, Taksim Meydanı’ nda herkesin gelip geçtiği gündem dışı bir mekandı. Tâ ki az sayıda eylemciye polis müdahale edip çadırlarını yakana kadar.
Bir anda, sosyal medyanında etkisiyle kitleselleşen eylemleri, polisin saldırgan tutumu ve hükümetin diyaloğa kapalı üslubu tüm ülke sathına yaydı diyebiliriz. Çevre ve kent hassasiyeti ile başlayan eylemler hükümetten rahatsız olan tüm farklı kesimleri bir anda aynı mekanda birleştirildi. Öyle ki, Mustafa Kemal posterli Türkiye Bayrağı ile Abdullah Öcalan’ lı PKK bayrağının aynı noktada polise karşı geldiğine şahit oldu gözlerimiz. Her şartta yeni bir sosyolojiyi yansıtan eylemleri anlamak ve anlamlandırmak oldukça güçtü. Sosyologlar, siyasetçiler, aydınlar her kes kendi perspektifinden konuyu ele alarak değerlendirdi. Hala tam olarak anlaşılamadığı kabul edilen eylemler hakkında Beyaz Türk İsyanı diyende vardı, apolitik sanılan ve Y Kuşağı olarak adlandırılan gençlerin düzene karşı isyanı olarak değerlendiren de. Dünyada son on yılda gerçekleştirilen kitlesel eylemlerle benzerliklerini ön plana çıkaranların yanında Ergenekon’ un son umudu olarak görenlerde vardı Gezi eylemlerini.
Değerlendirmelerin yada gözlemlerin değil inanılanların öne çıktığı toplumsal zeminde; Uluslararası güçlerin dahliyle örgütlenmiş, planlı ve nihai hedefi hükümeti devirmek olan karşı bir devrim olduğuna inananların dışında, hükümetin özellikle Başbakan’ ın buyurgan tavrına ve yaşam tarzına müdahale eden uygulamalarına karşı doğal, kendiliğinden ve haklı bir isyan olarak inananlarda vardı ülkede.
Toplumsal siyasi olaylara kendi kimlikleri ile dahil olma tecrübesi oldukça zayıf olan Çerkesler’in gündemine Gezi olayları da büyük ölçüde bireysel olarak girerken, Çerkes Sivil Toplum örgütleri bir kaç istisna dışında bu süreci sessiz geçirmeyi tercih etti. Guşıps dahil olmak üzere bir çok Çerkes yayın organında köşe yazıları yazılmış olsa da toplumsal reflekse evrilmeyen bireysel tepkiler hala sıcaklığını koruyor. Son tahlilde neredeyse tüm Türkiye’de olduğu gibi diasporada da herhangi bir konu, Gezi Parkı’na bağlanmadan değerlendirilemez halde.
Olayların başlangıcından bu güne kadar yaklaşık 4 ay geçmiş olmasına rağmen gerek siyasi partiler gerekse entelijansiya tarafından halen tartışılan “Gezi Direnişi”’ni bu ay Guşıps’ ın de gündemine aldık.
Eylemler sırasında duyduğumuz ve halen kamuoyu tarafından anlamlandırılamadığını düşündüğümüz Taksim Dayanışması’ nın ne olduğu, ne şekilde örgütlendiği, olayların öncesinde gezi parkını da içine alan Taksim Yayalaştırma projesine karşı yürütülen çalışmaları, eylemlerin söylemini ve geleceğe yansımalarını irdemeye çalıştık hazırladığımız dosyada. Bu konuda kendisi DSİP (Devrimci Sosyalist İşçi Partisi) Genel Başkan yardımcısı olan ve Taksim dayanışması içerisinde de bulunan Meltem Oral ile uzun ve detaylı bir söyleşi gerçekleştirdik. Tüm samimiyetiyle sorularımızı cevaplayan Meltem Oral söyleşisinde “Gezi’de ne oldu” sorusunun cevabını aradık.
Ayrıca Çerkes sivil toplum örgütlerinin Gezi Direnişi ile ilgili düşüncelerini yansıtıp tarihe not düşmek arzusuyla Kafkas Dernekleri Fedrasyonu, İstanbul Çerkes Derneği ve Kafkasya Forumu’ nun eylemler sırasında yaptıkları açıklamaları bütün halinde sizlere sunuyoruz bu ay.
Eylemlerin asıl muhatabı olan Ak Parti Hükümeti’ nin olayları nasıl okuduğu konusunda bir çok farklı görüş dillendirildi kamuoyunda. Özellikle Başbakan’ın halen kullanmakta olduğu dil bu konuda yüzeysel bir veri sağlıyor takip edenler açısından. Ancak Türkiye gibi siyasetin zik zaklarının oldukça keskin ve ani olduğu bir ülkede siyasi partilerin salt söylemlerine bakarak siyasetlerini anlamlandırmak pek mümkün olmuyor. Siyasetçilerin ve siyasi partilerin olayları nasıl değerlendirdiklerini yada değerlendireceklerini anlamlandırmak için daha derinlemesine çalışmaları incelemek gerekiyor. Hükümete yakınlığı ile bilinen hatta çeşitli mahfillerde “hükümete iskele kuran” yapı olarak adlandırılan Seta’ nın (Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı) raporu, Ak Parti’ nin gezi olaylarını nasıl değerlendirdiği ve bundan sonraki süreci nasıl yöneteceği konusunda ciddi veriler sağlıyor bize. 4 aylık bir çalışmanın sonucu olan bu raporu Guşıps okurlarının ilgisini çekeceğini umarak taşıdık sayfalarımıza…
Gezi parkı eylemleri konusunda ülkede oluşan külliyata katkı sunacak kadar iddialı değiliz ancak dosyamızın yaşananları anlamak isteyen okuyucularımıza bir katkısı olacağını düşünüyoruz….
