Soçi’nin 2014 Kış Olimpiyatları’na aday olma süreci ve Çerkes Muhalefeti
20:28 17 June 2013

2006 yılında Soçi’nin, Rusya Federasyonu tarafından Kış Olimpiyat Oyunları’na aday gösterilmesi gerek diasporada gerek Kafkasya’da Çerkesler tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Bölgenin Kafkasya’da bugün hala süregiden pek çok çatışmanın ortasında yer alıyor olması nedeniyle olimpiyat adaylığı, Çerkesler tarafından gerçekçi bulunmamıştı. Çerkesler açısından asıl şaşırtıcı olansa, Rusya’nın adaylık kampanyasında kullandığı söylemdi. Rusya’ya göre Soçi, tarihi bir Rus şehriydi ve Rus medeniyetinin geleceğe ve dünyaya açılan bir kapısıydı.

Çerkesler’in tarihi başkentleri Soçi ve çevresi, 19. yy.’ın ve dünyanın en büyük soykırımlardan birinin gerçekleştirildiği, acı hatıralarla yüklü bir katliam bölgesidir. Yüz binlerce Çerkes’in sürgün edilmek üzere bekletildiği, salgın hastalıklarla büyük bölümünün öldüğü bir bölgedir aynı zamanda. Bölgenin tarihi sahipleri Ubıhlar büyük oranda yok edildiler ve bugün sürgün sonrası yerleştikleri Türkiye’de az sayıda bir nüfusla varlıklarını sürdürüyorlar. Dilleri ise tamamen tarihe karışmış durumda.

Çerkesler’in vatanı ve Kafkasya’ya açılan liman şehri Soçi’nin nüfusu, Rusya’nın işgal sürecini tamamladığı 21 Mayıs 1864 sonrası yine Rusya tarafından gerçekleştirilen ilk nüfus sayımına göre 98 kişiydi. (http://en.wikipedia.org/wiki/Sochi) Olimpiyat adaylığının Çerkesler’i yaralayan bir diğer özelliğiyse; olimpiyat köyünün binlerce Çerkes’in katledildiği Çerkeslerin diliyle Kbaada, üzerine dökülen kana ithafen Ruslar’ın Krasnaya Polyana (Kızıl çayırlık) olarak adlandırdığı bölgede yapılacak olması idi. Bölgenin UNESCO’nun koruma alanı ilan ettiği bir alanda olması ve pek çok bitki ve hayvan türünün, yapılacak inşaat çalışmaları nedeniyle tehdit ediliyor olması sebebiyle, çevre örgütlerinin de yoğun tepki gösterdiği adaylık sürecine Çerkes tepkisi de gecikmedi.

2006 yılında Türkiye’de başlatılan Olimpik Soykırım kampanyasında, Soçi adaylığına Çerkes itirazını dillendiren bir mektup toplanan binlerce online ve ıslak imzayla birlikte Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne iletildi. Komite tarafından, Soçi’nin ev sahipliğinin netleşmesinden sonra verilen yanıtta, endişe ve eleştirilerin Soçi Olimpiyat Komitesi’ne iletileceği, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin süreci takip edeceği belirtiliyordu.

Adaylık sonrası Rusya’nın ve Çerkes Diasporası’nın Tutumu

Rusya tam da adaylık sürecinde ilan ettiği poltikaya uygun olarak, şehrin tarihini gizleme çabasıyla harekete geçti. Rusya’nın ilk adımı Çerkesya’da ortaya çıkan ilk itirazları bastırmak oldu. Olimpiyat muhalifleri, evlerinin kundaklanması, fiziksel saldırılar ve ailelerin tehdit edilmesi gibi yöntemlerle sindirildi. Çerkes diasporasında gösterilen tepkiler ise uluslararası güçlerin manipülasyonuyla ortaya çıkmış bir girişim olarak lanse edilerek hareketin kendiliğindenliği ve meşru zemini sorgulatılmaya çalışıldı.

Çerkesler ise ilk tepkilerinin gözardı edilmesi ve anavatanlarında muhalefetin bastırılmasının ardından, diasporada geniş bir örgütlülük arayışıyla Nosochi2014 kampanyasını başlattılar. 2009 yılında 21 Mayıs soykırım protestolarıyla birleştirilen olimpiyat muhalefeti giderek genişleyen kitlesel destekle, Türkiye, Ürdün, ABD, İsrail, Suriye ve Avrupa’ya yayıldı. Çerkesler, farklı ülkelerden pek çok inisiyatif örgütleyerek, ortak bir söylem ve politika geliştirme hedefiyle uluslararası bir örgütlenmenin de ilk adımlarını attılar.

Küresel ve Bölgesel aktörlerin tutumu ve Çerkes diasporasının tavrı

Gerçekleştirilen protesto ve çeşitli kampanyaların doğrudan bir sonucu olarak Çerkes tepkisi uluslararası ajansların gündemine girerken, dünya medyasından da ilgi görmeye başladı. Kampanya politik çevrelerde de yankı buldu. Uluslararası lobilerin de gündemde tuttuğu Çerkes Soykırım’ı birçok ülkenin gündemine girmiş durumda.

Uluslararası muhalefeti yürüten nosochi2014 ve may21 inisiyatifleri ise, küresel ve bölgesel aktörlerin meseleyi uluslararası angajmanlarla bir pazarlık meselesi haline dönüştürmesi endişesiyle lobi faaliyetlerine mesafeli yaklaşmayı tercih ediyor. Çerkes diasporası soykırımın bir parçası olarak sürgün edildiği coğrafyalarda yoğun bir asimilasyon süreci yaşasalar da varlık mücadelelerini hala sürdürüyorlar. Bir yandan kendi tarihleriyle yüzleştikleri bu süreçte bu defa da küresel ve bölgesel çatışmalarda bir pazarlık aracı olarak kullanılmak istenmiyorlar. Çerkes soykırımı meselesinin Çerkes halkının her şeyden önce kendi gerçeğiyle yüzleşmesi anlamına geldiği düşüncesiyle hareket eden inisiyatifler, bağımsız ve kendiliğinden hareket prensiplerinden ödün vermiyor.

Olimpiyatlara doğru

Uluslarası bir örgütlenmeyi programına alan ve hazırlıklarını sürdüren nosochi2014 ve may21inisiyatifleri, 2014’e dek 21 Mayıs protestolarının yanı sıra, pek çok aktivasyonu gündeme almış durumda. Medya, akademi ve sivil siyaset üçgeninde gerçekleştirilecek faaliyetlerle kamuoyu etkisini arttırmayı hedefleyen inisiyatiflerimiz sivil-demokratik değerlerle örgütlenmiş bir diaspora kültürü oluşturmak istiyor. Yaşadığı ve vatandaşı olduğu ülkelerde, demokratik ve sivil değerleri evrensel anlayışla savunacak bir toplumsal dinamik oluşturabileceği umudunu taşıyor.

Comments are closed.