Kasabaya gelen toplam 10 adet Taraf gazetesinden bir tane bulabilmek için market- market dolaşıp duruyoruz Mithat’la. Birde, 80 öncesi Cumhuriyet okumakla aynı riskleri taşıyorsa bu, gizli-saklımı okuyacağız gibi kaygılara kapılıyoruz. Abartıyoruz tabi.

Erhan Hapae 16 April 2013
ALAÇATI OT ve BEYAZ TÜRK FESTİVALİ

Önde güzel sarışın gencecik bir kız, arkasında Mudanya’dan getirilmiş Belediye Bandosu, kasabanın daracık sokaklarını onuncu yıl marşıyla inletip geçerken, kenarda ellerinde Türk bayraklarını sallayıp marşın bütün beyitlerini eksiksiz söyleyen karavel saçlı orta yaşlı kadınlar ve onların hafif kele kaçmış kocaları; ot yemeği yarışmasına girecek olan amatör aşçıları, aşçı önlüğü giydirilmiş 7-8 yaşlarında sevimli çocukları, çiçeklerle süslenmiş rengârenk dört Wolswagen otomobili, ot yüklü bir traktörü ve kır saçlı babayiğit görünümlü Belediye başkanından oluşan korteji alkışlarla karşıladılar.

 

Öğleden sonra eski kilise-yeni caminin avlusuna kurulmuş platformda klasik müzik konseri vardı, epeyce genç bir kadro tarafından icra edilen. Kenarda ev ürünü otlu yemekleri tezgâhlayan kadınlar, otlu Boşnak börekleri, enginarlı beğendiler, 150 çeşit ot topladığını iddia eden köylü kadınlar.

 

Çoğu İzmirli mahşeri kalabalık Alaçatı’nın bütün kahvelerini, bütün pansiyonlarını, bütün meydanlarını, bütün otoparklarını doldurmuş durumda. Yine de kalender bir şenlik sayılır şekil şemal yönünden. Beyaz Türkler sokaklarda diye siyah Türklerin mesaisine (inşaat işçileri) ara verilmesi istendi. Gürültü yapmayın. Olur dedik biz, bu gün beyaz günü. Çıktık açık alınla.

 

Bizim Troçkist Sabri’nin ofisinin karşısındaki Noni’nin meyhanesi, iki gün boyunca Yunan-Arabesk’inin bütün parçalarını yüksek bir volümle çaldı durdu hep. Ben anladım ki Ege, Türk arabeskini sevmiyor, Yunan arabeskini seviyor. E fena değil, bu da bir şey. Anadolu’nun eski-esas sahiplerinden birini seviyor hiç olmasa, bu iyi. Diğer kadim sahipleri Kürtlere aynı sempatiyle bakmıyor, bu kötü. Yine eski sahip Ermenilere karşı duygularını Nişanyan’a yaptıkları muameleye göre ölçersek iyi bir sonuç çıkmıyor. En azından kuşkulu.

 

Çeşme amatör fotoğraf kursiyerlerinin mütevazı bir meyhanede düzenledikleri geceye, bir yanılgıyla tesadüfen düşmüş Midilli köylüğünden kargaburunlu bir Rum güzeli çok ilgi gördü. Allah için o da bunu hak etmek için elinden geleni yaptı o gece. Masaların üstünde rakı bardağının etrafında sirtaki yaptı derin bir ciddiyetle. Kıracak tabak bulamadık. Yine Midilli eyaletinden vapura binip gelmiş ve Kurtuluş mahallesi Rumları gibi Türkçe konuşan, Batı Trakya’lı Türk sevgilisi ile sahneyi işgal etti. Sevgilisine sarılıp; ben Afrodit’im dedi o ise Tanrı. Alkış.

 

Ahmedo Berivan’ı alıp gelse aynı muameleyi görür müydü tam bilemiyorum tabi, ya da Kevork sevgilisini alıp gelse? Ama Afrodit’in o akşam ki havası iyiydi, belki 85 yıl önce sürülüp gittikleri için bütün bir halk. Kürtler de 25 milyon nüfusları ile çekip giderlerse bir yere,  50 yıl sonra sevebilirler kim bilir? Egede sıkıntı var.

 

Kasabaya gelen toplam 10 adet Taraf gazetesinden bir tane bulabilmek için market- market dolaşıp duruyoruz Mithat’la. Birde, 80 öncesi Cumhuriyet okumakla aynı riskleri taşıyorsa bu, gizli-saklımı okuyacağız gibi kaygılara kapılıyoruz. Abartıyoruz tabi.

 

İnşaatlarda ve servis sektöründe çalışanların çoğu Kürt. Şaşırtıcı derecede kibarlar. 30 yıl öncesinin laf anlatılamaz garibanları değil. Senden benden daha iyi proje okuyan genç bir kuşak var, İran sınırından gelmiş. Alaçatı mütevazı taş evlerinin nasıl onarılacağına dair fikirleri benim gibi tekaüt mimarlardan daha tutarlı. Benim çocukluğumun geçtiği Kaseyhable’lilerin komşuları Kürtlerden çok daha bilgili ve çok daha becerikli. Gizli gizli seviniyorum, ne yalan söyliyim.

 

Bodrum 80’lerde ürkütülmüş entelektüellerin sığındığı bir mekandı, neden böyle bir vaha bırakılmışsa onlara? Onlar Bodrum’u inşa ettiler. Etmekle de kaldılar.

 

Alaçatı Beyaz Türklerin kasabası anladığım kadarıyla. Boşnaklar’ın, Arnavutlar’ın, Giritli-Sakız’lıların, Selanik’li mübadillerin, Yörük’lerin vs. Kendilerine Türk diyorlar.

 

Kürtler inşa ediyor sadece, kasaba onların değil.

 

Ama şimdilik.

 

CARI.

 

Yorumlar (1)
  1. Mİne Bağ on said:

    Güzel zihin cimnastiği.Siz de buyrun bir yaşam reçede edin de öyle yaşasın insanlar bari sevgili Erhan. Hiç senin gibi hissetmiyorum üzgünüm. Ben de burjuva yaşamı sevmedim hiç ama aleyhlerinde propaganda da yapmadım. Ayrı dünyalarda yaşarız olur biter. Herkesi kendi haline bırakmak gerek.