Biz Ailecek Amerikancıyız
19:09 5 April 2013
Tuğuj Ayşen Yüceyurt

Gözlerini kapayınca gündüzün gece olacağını ciddi ciddi zanneden insanlar var. Yazık! Hepimiz meritokratik[1] sistemin eleyip bir yerlere savurduğu insanlarız. Her ne kadar bu sistem Foucault’nun söylemleri paralelinde değerlendirilirse, başarılı olanlarımız ya da sistemde başlarda yer alanların “en iyi kul ve görev adamı” olduklarından dolayı o makama gelmiş kişiler olduklarını söylemek pek de yanlış sayılmaz.   Zaten sistem o derece acımasızca ve kararlı bir şekilde işlemektedir ki bu fıtrata sahip olan kişiler (halk arasında bozguncu, anarşist, marjinal olarak lanse edilenler) otomatik olarak toplumdan dışlanır ve söz söyleyemez hale getirilir. Bu itibarsızlaştırma politikası tüm iktidar odakları tarafından kullanılan bir silah olagelmesi bağlamında sloganlaşmış “Amerikancı” yaftasının üzerinde durmakta fayda var.

Muaviye İktidarı “Batı’nın Taşeronları”

Batının taşeronluğu ya da Amerikancılık yaftası, günümüzde Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir çıkarımı olarak paranoid duygu yoğunluğu şeklinde gerçekleşmekte. Paranoyanın hâkim olduğu toplumlarda linç kültürünü bir toplumsal algı olarak değerlendirilirken ırkçılık ve körü körüne saflaşma toplumsal değerlerin ruh hallerini oluşturmakta. Bu olay küreselleşme ile yeni bir ırkçılık şeklinin peyda olduğunun göstergesi. Nasıl 1990’lı yıllarda “Almanya Almanlarındır” sloganı revaçtaysa aynı şekilde Türkiye’de diğer milletlere karşı atılan “Türkiye Türklerindir” sloganında üretilen nefret imgelerinin ve algılama biçimlerinin pek farklı olmadığı açık. 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanya’sının ve Stalin Rusya’sının geliştirdiği bir müteahhitlik, taslak olarak aslında Kemalizm tarafından da alınmış geleneksel bir yapıya ve ritme sahiptir. Batı ile yüzlerce yıl yapılan savaşlar oksidentalist bir toplumsal okuma meydana getirirken kendisini sola yakın gören ama asla solcu ol(a)mayan Kemalistler tarafından günümüzde hala çokça kullanılan bir söylem olarak dillendirilmekte.  Bu nedenledir ki “Amerikancı” sözü, altında emperyal-avrasyacı zihniyeti barındırır. Onlar haricinde herkes alçak, üçkâğıtçı ve karşı devrimcidir.

Özellikle Türkiye 1968’inin sahip olduğu İslam karşıtlığı, Kürt karşıtlığı, emperyalizm! karşıtlığı, gericilik! karşıtlığı, burjuva! karşıtlığı, oligarşi! karşıtlığı ve homofobi etrafında şekillenirken çocuklarını Amerika’da eğitim görmesi için sıraya giren, askerin darbe yapması için çırpınan insanlar olmaları fazlasıyla manidar. Ha bu arada bu durumda olmayanlar liboş ve Amerikancı zaten!

Hani en marjinal bizdik?

Tüm kesimlerin nefretini aynı anda kazanabilecek kadar başarılı bir gazeteciden bahsetmekte fayda var. Gerçi kendisi yazar olarak görev aldığı gazetenin yayın politikasına paralel işler yapmakta. Hürriyet gazeteciliği diye bir kavramı ortaya çıkmasında emeği var mıdır bilemem ama çok iyi bir Hürriyet yazarı! Ertuğrul Özkök . Sürekli zamanın ruhundan bahsedip Hegel’i mezarında rahat bırakmamaya olan merakı hala anlaşılamamıştır. Günahını almayalım kendisinin sözüdür “ben gazeteci değilim, jonglörüm[2]” .

Ama kimse Yılmaz Özdil kadar iyi demogog olamaz. Kendisini popüler hale getiren kitlenin istekleri doğrultusunda günlük paylaşım yaptıracak yazılar yazmakta olup klişeleşen Chp zihniyeti ile tutarlılık göstermekte.  Günümüz solculuğunun kendisini okumaktan geçtiğini hatırlatmada fayda var.

Birde Can Ataklı var bahsedilmesi gereken. Televizyonun sesini kısıp izlediğimde kendisini dünyanın en haklı insanı sanabilirsiniz. Türkiye’nin en ortalama insanıdır.

Sonuç olarak kendince gazetecilik ayarında yazılar yazıp bir şeyler yapma ümidinde olan arkadaşlara yukarıda bahsedilen abileri takip etmeleri tavsiye olunur. PutiNo eyleminde Özgür Suriye bayrağı taşıyan aileye hakaret edilmişti. Kimsenin aklına o aileyi Türkiye’ye getiren sebepleri sorgulamak gelmemişti. 65 binden fazla insanda buhar olup yok olmuşlardı. Esad zaten bir melekti.  Amerikancılık meselesine gelince; biz ailecek Amerikancıyız.



[1] Bilgili, başarılı ve yetenekli olanın işe layık görüldüğü sistem.

[2] Sirk sanatçısı.

Yorumlar (5)
  1. Mefewud Nartan on said:

    “Biz Ailecek Amerikancıyız” itirafında bulunup “oh be rahatladım” demenin yolu bu kadar dolambaçlı, kendine gerekçeler yaratarak olmamalı. Yine de dürüstlüğünüzden dolayı sizi kutluyorum. Şimdilik bir ironinin arkasına sığınarak söylüyorsunuz, sanırım gelecekte göğsünüzü gererek söyleyeceksiniz. Şu bahsettiğiniz yazarlarda, sizin amerikancı aile değirmeninize su taşıyan yazarlardır. Biraz başka gazeteler ve başka yazarlar okuyun. Bakın orada ne dim dik duruşlar göreceksiniz.

  2. Mİne Bağ on said:

    “Gözlerini kapayınca gündüzün gece olacağını ciddi ciddi zanneden insanlar var”. Bu tanım ikinci cumhuriyetçiler ve yetmezcileri iyi anlatıyor bana sorarsanız ama… bir düzeltme ile: gecenin gündüz olacağınu sananlar diyeceğim ama gözünü açınca mı olsa… ıhhh o da olmuyor… benzetme hata götürmüyor. Diyorum ki, herkes kendi aklını beğenmeye devam ediyor. Düşler dünyası ne yaparsınız. Bu anlatım ve bu içerik tam da günün geçer akçesi, tersini söyleyebilecek olana yiğit derim ben.

  3. Highlander Asharuwa on said:

    Foucault ikinci cumhuriyetçiymiş. Dugin’in dik duruşunu takdir ediyorum. Gumilev de Gumalıymış. Banu Avar çok zihin açıcı bir yazarmış. İtiraf ettiğin de iyi olmuş senin de Facebook’a eklediğin fotoğraflardan Amerikan ajanı olduğunu ispatlayacağım.

  4. Dartan Wudi on said:

    Nartan Mefewud,sen kimin adına çalışıyorsun bir itiraf da senden alsak

  5. Mefewud Nartan on said:

    Oğlumun adına çalışıyorum Dartan..:)