Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!

İmdat Kip 22 December 2015
Uçak Krizi ve Çerkesler’in Halleri

Uzun zamandır bir şey yazmadım, yazmamak için nedenlerim vardı, doğrusu yazmak da gelmiyordu  içimden. Son olarak Çerkes halkına bahşedilen  daha doğrusu kakalanmaya çalışılan 20 Eylül Adige bayramıyla ilgili bir yazı yazmış, mizahi bir dille de olsa bu bayramın kabul edilmemesi konusunda uyarmaya çalışmıştım. Çerkes halkı benim uyarılarımla pek ilgilenmedi, ama bayramın kendisiyle de ilgilenmediği için olay şimdilik yok hükmünde kaldı.

 

DÇB ve devlet bu yıl KBC’de kutladı, Adigey’de ve Karaçay Çerkesya’da ne yapıldı bilmiyorum. Yavaş yavaş alıştırma seansları yapılıyor ama zaman alacak gibi. Üzerinden bunca silindir geçmiş olan Çerkes halkına 21 Mayıslarda neden yas tuttuğumuzu, son 20 senede zar zor ve kısmen hatırlatabildik, şimdi, hiçbir yarası sarılmamışken ve her şey daha da kötüleşirken neyin bayramını kutlayacağını bir türlü anlayamıyor DÇB nin ve devletin işi zor gözüküyor şimdilik.

 

Bu aralarda çok şeyler oldu konuşulacak yazılacak . Çoğunlukla Kafkasya’ya çarlık döneminin sömürgeci gözlüğü ile bakan yönetimin, Çerkeslerin nefes alma alanlarını sürekli daraltan can sıkıcı konulardı. Gündemde hakkettikleri  yeri ve tepkiyi alamadılar. Çünkü örgütsüzüz, örgütlerimizin çoğu tabela veya vesayet altında, En büyükleri zaten bizim değil, bizi örgütsüzleştirmekle görevli devlet aygıtı. Dolayısıyla seyirci modundayız.

 

Doğruları bir başkası söylesin istiyoruz. Bu konulardan aklımda kalan bazılarını hatırlatayım. Suriyede’ki iç  savaşın  yeniden göçmen yaptığı  soydaşlarımızı anavatana kabul etme ve sahip çıkmayı yerel cumhuriyetlerimiz yeterince beceremedi, çünkü Rusya bunların vatanlarından koparılmış bir parçamız olduğunu  görmek istemedi, içi boşaltılmış cumhuriyetlerimiz de onların göremediği biçimde zaten göremezdi. Dolayısıyla gelen az sayıda soydaş bürokratik sorunlarla boğuşturuldu, alınan destek te bir kısım hayırseverin de katkısıyla sadaka düzeyinde kaldı.

 

Kafkasyayı kana boğup kökümüze kibrit suyu döken Çar Alexanderin heykeli son başkentimiz Soçiye dikildi.

 

Çerkesya’nın işgalinin öncü kuvveti olan, sürgün ve soykırımla boşaltılan Çerkes topraklarına ilk yerleştirilen kazaklar Krasnodar da asayişi sağlayacak polis gücü olarak görevlendirildi, Adigey’de ve diğer bölgelerde de görevlendirilmeleri tartışılmaya başlandı, Daha da ötesi Adigey’in Krasnodara katılması yeniden gündeme geldi.

 

Radikal dinci terör ve buna bağlı güvenlik politikaları bizim gerçek sorunlarımızı gölgede bırakan bir gündem maddesi olarak yerini korudu.

 

Bunların tamamı çerkeslerin sinir uçlarını tahriş eden, Çerkes varlığını direkt hedef alan tacizlerdi. Fakat bizim sinir uçlarımız da kabuk bağlamış, seyirci pozisyonumuzu bozmadık.

 

Derken Türkiye’nin Rus savaş uçağını düşürmesi ile iki ülke arasında patlayan kriz, Çerkeslerin arasına da kabak gibi düştü. Biz seyirci kalmak istesek te olaylar bize seyirci kalmıyor. Uçak krizi işyerlerimize, evlerimize, seyahatimize, ailemize, eğitimimize, çevremize giriyor. Bunca yıldır anavatanımızda bir türlü Çerkes olamadığımız, Rusya’dan ikamet veya vatandaşlık dilenen Türk olarak kaldığımız gerçeğiyle yeniden acı bir biçimde yüzleşiyoruz. Herkes kendini tacizden korumak veya kurtarmak derdinde. Bu esnada olan olaylar kafa karışıklıklarımızı, zavallılıklarımızı iyice ayaklar altına seriyor.

 

Uçak düşürülünce Adigey Üniversitesi Düzce Üniversitesinde Çerkesçe eğitim vermekte olan öğretim görevlilerini büyük bir aceleyle geri çekiyor. Böylelikle TC tarihinde ilk defa devletin finanse ederek Çerkeslere verdiği eğitim desteğini sabote ediyor. Bu tiraji komik durumla Facebook sayfamdan dalga geçmek dışında elimden bir şey gelmiyor.

 

Maykoptan bir grup dönüşçü olayı protesto için TC vatandaşlığından çıkacaklarını basına açıklıyorlar. Anlamakta zorluk çekiyorum. Eğer istemezseniz TC vatandaşlığından çıkabilirsiniz kimsenin bilmesi de gerekmez, bu şovun amacı ne? Çok geçmeden TC vatandaşlığını bırakma konusunda Dönüşçülere polisiye baskılar yapıldığı haberleri çıkıyor.  Meğer erken davranıp iyi çocuk olduklarını göstermeye çalışmış garipler.

 

İşin acıklı tarafı kendi kişisel endişelerini bertaraf etme uğruna kendileri gibi iyi çocuk olmayanları ispiyon etmeye onların başını derde sokmaya nasıl hazır olduklarıdır. Bunlar bana 2007de Rusyaya Gönüllü Katılımın 450.yılı kutlaması kepazeliğinin hemen arefesinde KBC’de Putin’in partisine törenle katılanları hatırlatıyor. O tosuncukları daha sonra partide gören olmadı. Bu tosuncuklara da tavsiyem odur ki, vatandaşlığı bırakmak yetmez, Ortodoks kilisesine vaftiz olup kazak atamanını da kendilerine vaftiz babası yapsalar, Krasnodar’ın ötesinde Türk muamelesi görmekten kurtulamazlar. Boşuna yorulmasınlar.

 

Bir yandan bu şaklabanlıklar yapılırken Adnan Xuade’nin dükkanı basıldı, hakkını aramaya kalkışınca da kızı ve çalışanıyla beraber tutuklandı. Detayları okumuşsunuzdur.

 

Bu arada da Necdet Hatam da yine şaşırtmadı. Mesele devletse(RF) gerisi teferruattır diyerek dalmış, Erhan Hapae ile bize ayar veriyor. Erhan Abi Putin idaresini konu alan yazısında benim  Adigey Üniversitesini n eylemiyle dalga geçmemi kullanmış. Hatam her ikimize de veriştiriyor. Hep olumsuzu öne çıkardığımızı iddia ederek yine mevzisini tutuyor FB sayfasında. Erkan’ın paylaştığı bu paylaşıma verdiğim cevap aşağıdadır,

 

Yaw, Nejdet Abi, artık sana kızmıyorum bile.

 

RF savunuculuğu o kadar gözünü bürümüş ki paylaştığın haberin içeriğine bile bakmıyorsun. “Be hey zalımlar, Düzce Üniversitesi’ndeki öğretim üyelerini geri çağırmak Adığey Devlet Üniversitesi kararı mıydı? Yoksa, Adığey Devlet Üniversitesi, RF’nin kararı ile anlaşmalarını askıya alan 44 üniversiteden biri miydi?” diyorsun.

 

(http://www.turkrus.com/133261-kriz-egitime-de-sicradi-44-ru) 

 

Link verdiğin haberin içeriğinden de anlaşılacağı gibi, bu karar bakanlığın merkezi bir kararı değil, tek tek üniversitelerin aldığı bireysel kararlar. Üstelik kararlar tek tip de değil. Kimi mevcut uygulamayı bütünüyle feshetmiş, kimi askıya almış vs. Adigey Üniversitesi seri ve aceleci davranmış , birinciliği alabildi mi bilemem ama, sahibine yaltaklanma konusunda büyük ihtimal ilk beşe girmiştir.

 

Kabardey Devlet Üniversitesi böyle bir karar almamış, almadığı gibi, Türkiye’den öğrenci alımını arttırarak sürdüreceklerini, kimseye olumsuz davranılmasına izin vermeyeceklerini açıklamışlardır.

 

Leningrad üniversitesi yapılmakta olan uygulamaları yanlış ve ayıp olarak değerlendirmiş, kendilerinin böyle bir tutum almayacaklarını açıklamıştır.

 

Tamam, biz kötü adamlarız. Mevcut Rusya yönetiminin Çerkeslere bakışının işgalci Çarlarla aynı olduğunu, kılıç artığı bir avuç Çerkesin yaşam alanının sürekli daraltıldığını, vatanlarına geri dönenlerin de asla buranın sürülmüş yerli halkı olarak görülmediğini, vatana dönenlerin, Rusya’dan vatandaşlık dilenen, sürekli itilip kakılması gereken göçmenler olarak görüldüğünü iddia ediyoruz(m).

 

Dolayısıyla, bizi sevmeye sevmezler de, bunca yıldır sizin kıymetinizi bilmiyorlar, ben ona yanıyorum. Bunlar adam olsa, heykelinizi Çar Aleksander’ın yanına koyar, başına da Kazak merasim taburunu bekçi olarak dikerlerdi.

 

Daha dün Adnan’ın başına gelenler belli. Bizim şu anda, binlerle sokaklarda olmamız lazımdı. Değiliz, bitkiniz, korkuyoruz, endişeyle bekliyoruz. Herkese bulaşıyorlar. Çoğumuz; uçak düşürmüş, çalışma izni yamuk, ikametgahı problemli, vergi kaçıran “kötü Türk” olmadığını ispat derdine düşmüş. Bu ortamda senin paylaştığın şeye bak.

 

Hapae’nin yazdıklarının tümüne katılıyorum. Eksiği var fazlası yok.

 

Necdet abi;

 

Sen farklı bir dünyada yaşıyorsun. Seni uyandırmak gibi bir derdim de yok. Bizim tadımız kaçık, senin tadını niye kaçıralım ki? Bu saatten sonra, içinde yaşadığın hayal dünyasından çıkmak, çok acı da olabilir.

 

Bence devam et böyle. Hayal et ki ortam Sovyet masallarındaki gibi; özgür Çerkes özerk cumhuriyetleri var; anadilimiz, kültürümüz, varlığımız garanti altında. Ruslar bizi çok seviyor, Kaffed Kefken sahillerine çiçek bırakıyor, DÇB toplanmış, Hafitse konuşma(khoh) yapıyor, dağlar taşlar güzel , Oşhamaho etekleri çok hoş, “ben şiir okusam hüsnüne kaküller içinde”.

 

Hayal et, mutlu yaşa. Yaşa da; bari şu ortamda karşı mevzidekilerin yanından bize ateş etme.

 

Saygılar,

 

Gördüğünüz gibi ortalık karma, karışık, bu olay herkesin pozisyonunu sarstı,

 

Peki ne olacak şimdi derseniz , o ayrı bir  analiz konusudur,

 

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak,

 

Şimdilik bu krizin diğerlerine benzemediğini, sıkıntılı olacağını, kısa bir zamanda bitmeyeceğini, bizim dönüş teorilerini de hamuda kaldıracağını, Rusya’ya yağcılık ve vesayet endeksli Çerkes siyasetini sürdürmeyi çok zorlaştıracağını söyleyebiliriz.

 

Comments are closed.