Her yıl muhatabımıza, Rusya Federasyonu’na, temsilciliklerinin bulunduğu her yerde, 1864’ü ve adalet arayışımızın sonuç alıncaya kadar süreceğini hatırlatmaya devam edeceğiz.

Yaşar Güven 13 May 2013
Çerkesler için! Adalet için!

Çerkeslerin 19. yüzyılda yaşadıklarının modern dünyanın ilk büyük kırımı ve sürgünü olduğunu söyleyen araştırmacılar var. Kafkasya’da nelerin yaşandığının daha çok akademisyen, aydın, gazeteci, sanatçı, biliminsanı, .. tarafından bilinir, araştırılır olması gerekiyor. Onlar bilir ve dillendirirse dinlenirler, yazarlarsa okunur ve dikkate alınırlar. Ülkelerinde ve giderek dünya ölçeğinde bir etki yaratır, kamuoyu oluşmasına destek olurlar. Rusya Federasyonu ve Türkiye bu açıdan çok önemli. RF’nin, Polovinkina’nın sözüyle “acı gerçek tatlı yalandan iyidir” diyerek tarihle yüzleşmesinin sağlanması, Yeltsin dönemi özür dileme yaparmış gibi hareketinin açıkça yapılması biraz buralardan geçiyor.

 

Ve biz Çerkesler, birbirimizi yemeyi bırakıp, şişkin egolarımızı bastırıp, kişisel sürtüşmelerimizi şimdilik hasıraltı edip bu konuda çalışmalıyız, çok çalışmalıyız. 365 günün 21 Mayıslarında değil her gününde. Sistematik, kararlı, sabırlı.

 

Bu arada her yıl muhatabımıza, Rusya Federasyonu’na, temsilciliklerinin bulunduğu her yerde, 1864’ü ve adalet arayışımızın sonuç alıncaya kadar süreceğini hatırlatmaya devam edeceğiz.

 

Organik” biber gazı sağlığa iyi gelir!..

 

İnsanlarının birbiriyle barışık olduğu bir toplum olma özlemimiz var. Yoksa da olmalı. Bu bir yerlerden başlayacaksa TBMM’den ve vekillerden başlamalı. Ayrıcalıklı insanlarımız vekiller bu konuda da ayrıcalıklarını sergilemeli. ‘Halkın teveccühüne mazhar olduk’ diyen iktidar partisi örnek olmalı. Bizde olan ise, kötü söz söylemenin ve güç kullanmanın örneği olan bir meclis. İktidar ve destek veren %50 oy, çok ciddi bir şekilde ortamı germeye devam ediyor. Destek verenlerin içindeki parti taraftarlarını ve tavizsiz destekçi çıkarcı medyayı bir kenara bırakırsak, yetmez ama evetçiler evetlerini gösterdiler ya, bir de yetmezlerini göstermeleri gerek. Ama mahcup ve fısıldar bir halde değil, yüksek sesle.

 

Biber gazı kaçınılmaz oldu yaşamımızda. Meclis dışı muhaliflere, sendikacılara, .. en son halı saha futbolcusu çocuklara. 1 Mayıs’ta öldüresiye üstelik. “Onlar marjinal, bizde kayıtları var, üstelik ellerinde molotof var”. İstanbul valisine bakın siz, mülki amir, devleti temsil ediyor. Kafasına gaz bombası atılabilecek ve muaf tutulabilecekler kategorisi oluşturuyor. Bizi kategorize etmeyin, bizle oynamayın sayın vali.

 

Taksim’i kapatmak isteyen iktidar, öyle gerekçeler sunuyor ki ağlar mısın güler misin cinsinden? Niyet belli, Taksim’de olanları toplumsal hafızadan silmek. Muhalefet partisi eseri olduğu ve siyaseten prim için Dersim’e değinmek ve özür dilemek var, Uludere için özür dilemeden tazminat vermek var, Taksim’i kapatmak, muhalefeti deniz kıyısına, dağ başına sürmek var.

 

Muhalefetsiz veya kontrolü kolay muhalefet veya acıtmayan muhalefetle yürümek isteği var iktidarın. Hatta ‘gerekiyorsa muhalefeti de ben/biz yaparım/yaparız’ demeye getiriyor?

 

Suriye ve yine bomba

 

Hükümetin masum olmadığını yazmıştım. http://www.gusips.net/columns/2022-tc-hukumeti-hic-masum-degil.html.

 

Sınır kapılarında ve mültecilerin yoğunlaştığı kentlerde/kamplarda istihbarat cirit atıyor olmalı. Sadece MİT ve El Muhaberat değil, Mossad ve CIA da muhtemelen. Demek ki saldırı organizasyonu yapan istihbarat daha güçlü, elemanları yakalanmadan bunu yapabildi. Gerçekten istihbarat zayıflığı mı? İhmal mi, kasıt mı, dost görünen istihbaratların da işin içinde olduğu bir olay mı? Her şey olabilir. Olayın aslını öğrenemeyeceğimizi, nasıl göstermek ve sunmak istiyorlarsa, konuya dair senaryo her nasılsa o kadarını bilebileceğimizi söylemek olası. El Muhaberat’ın göz yumulan bir terör saldırısı ise hiç bilemeyeceğiz.

 

En kolayı ‘Esad yaptı’ demek, sorumluluğu oraya atmak. Ya değilse? 1999 yılındaki Moskova bina kundaklamaları sonrası RF’nin Çeçenya’ya ikinci müdahalesi, ikiz kulelere saldırı sonrası ABD’nin uygulamaya soktuğu politikalar? İnsanların kitleler halinde öldüğü olayları kimlerin ve ne için yaptığı aylarca tartışıldı. Dünyayı yönetenler kendi insanlarını katletmekten çekinmiyor, bir sonraki adımlarını atmak için iyi bir gerekçe olacaksa. Bu ülkede 12 Eylül askeri cunta yönetimine giden yolun, Maraş katliamı gibi olaylarla nasıl örüldüğünü hatırlamalı.

 

Kimyasal silah kırmızı çizgi idi. Kim kullanırsa? Esad. Muhalifler kullanırsa çizginin rengi nedir? ABD muhaliflerin kullandığını söylüyor ama bizim başbakan Esad kullandı diyor, hangisi doğru? Başbakana inanmak gerek değil mi?

 

Kıyak milletvekilliği

 

Kendi maaşlarına zam yapan, kendilerine tanınacak ayrıcalıkları kendileri belirleyen vekillerin oluşturduğu meclis pozisyonu sizi rahatsız etmiyor mu? 4 – 5 yıl vekillik yap, onu da seçmenin değil parti başkanın belirlesin, onun işareti ile el kaldır – el indir, sonra da ayrıcalıklarını belirle. Özet; “Vekilimizi kendimiz seçebilmeli, geri de çağırabilmeliyiz”.

Comments are closed.