Soçi’nin yorgun düşürmesiyle sönük geçen bir önceki 21 Mayıs’ın ardından Kaffed bu yıl tekrardan “perde” dedi…
Kaffed ve Çerkesya Yurtseverleri’nin bu yeni 21 Mayıs etkinliği hakkında yazılan bir yazıyla da Guşips sayfalarında yeni bir polemiğimiz oldu. Yazı şöyle; ANAVATANA HOŞ GELDİNİZ, BİR SOYKIRIM TURİZMİ HİKÂYESİ…
Yazının kestirmeden doğru adrese ulaştığını söylemek mümkün. Dikkatimizi çeken afiş tartışmasında ise soru şu; velev ki afişler farklı; iki yolculuğun içerik olarak birbirlerinden temel farkları nelerdir ? 2-3 saatlik anma etkinlikleri için yolculuk neden 7 gün sürüyor ?
Kaffed’in 21 Mayıs’ları mobil hale getirmesi ise bu yıl başlamadı. Derinlerde oluşan bir iş birliği neticesinde Kafkasya’ya taşındı, o kadar. 21 Mayıs’ların konsolosluk önünde kitlesel eylemlere dönüşmesiyle panikleyen Kaffed, son durağını tasavvur bile etmek istemediğimiz bu yolculuğa Beşiktaş’tan çıkarttı bizleri. Sonraki sene oradan aldı, Karadeniz’in beri tarafına, Samsun’a götürdü. Geçtiğimiz sene ise adres yeniden İstanbul’du. Kartal. Yürüyüşten akılda kalanlar, parkur kenarında çekirdek çitleyen karı-koca, Hafitse Muhammed’in konuşması, adı bile konulamayan kadük anıt. Bu seneki rota ise Kefken-Babalı aktarmalı Kafkasya. Dümende de gemisini değiştirmiş acemi bir kaptan var. Karadeniz’in her iki yakasındaki mürettebatsa, sosyalleşmenin büyüsünde, halis niyetli gençler. Yanı sıra orta yaşlılar.
Harita her geçen yıl daha karmaşıklaşıyor. Takip eden 21 Mayıslar’da Sibirya kimseyi şaşırtmasın. Kılıfta hazır, Sibirya’ya sürgüne gönderilen Kafkasyalı’ların aziz hatırası…Hem soykırımı daha iyi saklamış olursunuz, eylemci sayısı azaldığı gibi, hiçbir haber bültenine de konu olmazsınız. Yayınlarınızdaki “21 Mayıs, halkımızın belleğine kazınan tüm bu acıları, savaşları insanlık dışı uygulamaları dünyaya haykırmak istediğimiz gündür” palavralarını da revize etmek insafınıza kalsın.
Sadece Taksim’e uğramadan tüm istasyonları bir bir dolaşan bu rota, aslında 21 Mayıs’ların yegane adresinin Taksim olduğunun nişanesi. Öyle görünüyor ki, yıllar sonra merkezi Taksim olarak beyaz kalan, tüm diğer alanı anma noktası olarak Kaffed’ce renklendirilmiş eliptik bir harita ile karşı karşıya kalacağız.
(Yukarıdaki paragrafta Kaffed’in Taksim’de yürüyüş yapmasının gerekliliğini açıklamaya çalışmadık elbette. Kaffed’in yapısına uygun eylem, yürüyüş dışı muhtemel etkinlikler katiyetle mevcut ancak bu yazının konusu değil)
Dönmeyenler eliyle dönüş sosuna bandırılmış cari güzergahın daha bir kurnazca kurgulandığını da es geçmeyelim. Tıpkı Erdoğan Boz’a yaptıkları gibi, itiraz edenlere “Sen nasıl Kafkasya’da yapılan bir etkinliği eleştirirsin, Kafkasya’ya gitmenin insanların vatanlarını görmelerinin, akrabalarıyla kucaklaşmalarının neresi kötü “ gibi fevkalade basitçe cevap verebiliyorlar. Oysa aklı selim hiç kimse Kafkasya’ya yapılan bir ziyareti eleştirmez. Yılın 364 günü Kafkasya’ya gidelim. Siyasi, yada akademik hiçbir faaliyette de bulunmayalım hatta. Hatta ve hatta bir kısmınız kalın, diasporanın ne olduğunu bilen, diaspora zırhını giyerek dünyaya soykırımı anlatmaya devam edecekler dönsün.
İçimizi en acıtansa, Doktorları, Denizler’i diline pelesenk eden , 80’le yatan Özal’la kalkan, gençliğini Sivas’lı türkülerle tüketen, koltuk altına Birikim’i sıkıştırıveren, Gezi’de kendini kaybetmiş, Duduk sesini bilen………..sözüm ona yumruğu sıkı, başı dik Çerkeslerin, sıra kendi halkına gelince uysal, sinik bir kediye dönmesidir. Hem de bu kadar eylem pratiğinin zemini üzerindeyken. Kafkasya Forumu’nun sahadan çekilmesiyle, koşa koşa evlerine dönüverdiler. Halbuki ortamlarda tatlı tatlı anlatıyor, misafirlerinizi davet ediyordunuz Taksim’e.
Neyse olsun, yine de size iyi yolculuklar dileriz. Birde dost tavsiyesi; birlikte gittiğiniz ekibe, turistik geziyi anımsatacak fotoğrafları profillerinde kullanmamaları gerektiğini tembihlemeyi unutmayın.
Metin Deniz
1 Mayıs 2015- Uzunyayla