Sacit Tunç ile “Di Duney” dergisi üzerine…
19:21 30 June 2014

“Di Duney” dergisi ilk kez 30 Haziran’da matbaadan çıkacak olan diasporanın en genç yayın organı. Türkiye’de gazetelerin bile basılı yayından vazgeçtikleri bir atmosferde genç bir kadro tarafından yayına hazırlanan “Di Duney” dergisini, yayın kurulundan Sacit Tunç ile konuştuk. 

Guşıps: Dergi çıkarmaya nasıl karar verdiniz? Yani fikir nasıl oluştu, hangi ihtiyacı karşılacağını düşünüyorsunuz diasporada derginizin?

Sacit Tunç: Bizim Çerkesler olarak diasporada en büyük sıkıntılarımızdan birisi yaşanılan ana şahitlik edecek bir aracımızın olmaması. Bunu internet üzerinden de yapabilirsiniz ancak internette yazdığınız kaybolabilir yada gündemden çok hızlı düşebilir vs. Dergi öyle değil. Misal, bugün bir olay oldu diasporada veya anavatanda onu hemen oraya kaydedip diasporaya dağıttığınızda o haber yada olay bir şekilde ölümsüzleşecek ve kalıcı olacak, bizi dergi çıkartmaya yönelten ana saik buydu diyebilirim, yani kalıcı olabilmek. İkincisi, genç arkadaşlarımızı yazmaya, araştırmaya yönlendirebilmek için iyi bir araç dergi. Mesela dergide her hangi bir arkadaşımız bir konuyu üstleniyor. Bu belki çok basit, her zaman ulaşılabilecek bir konu olabilir. Ama yinede o gencimiz bu konuyu enine boyuna araştırıyor ve yazıyor. Yazdığı anda yaşadığı özgüven toplumsal meselelere daha fazla ilgi duymasını sağlıyor. Biraz insan yetiştirmeye hizmet eden bir tarafı da olacak dergimizin bu açıdan. Bu projeyi biraz da diasporaya maletmek istiyoruz. İnsanların olaylardan sade bir dil ile haberdar olmalarını sağlamak istiyoruz. Örneğin anavatanda bu ay şu kadar faili meçhul cinayet gerçekleşti, orada da aktivistlerimiz faşist saldırılara uğruyorlar, demokratik haklar konusunda şöyle bir etkinlik yapıldı eylem, sempozyum vs. Bu tarz haberleri biraz daha diasporanın geneline yaymak amacımız aslında. Diasporayı dolaşıp insanlara Çerkeslik ile ilgili bir şey sorduğunuz zaman “eskiden güzel düğün yapıyorduk ama artık maalesef o günler yok” dışında pek bir şey duyamıyorsunuz. Ancak meseleler bundan ibaret değil, bu konuda insanlarımızı bilgilendirmemiz gerekiyor. İnsanlarımıza istenildiği zaman bir şeyler ile uğraşılabileceğini bu konular ile uğraşan insanlarımızın aktivistlerimizin olduğunu duyurmak da istiyoruz açıkcası. Kişi ve kurum ayırdetmeden biz bunu dergide yapacağız. Mesela kreşler açılıyor diasporada. Bir tane Adana’da açıldı, bir tane İstanbul Levent’te açılıyor şimdi. Ama kimsenin haberi yok, halbu ki insanlarımızın haberi olsa bu tarz çalışmaların yapılabildiğinden belki bir çok bölgede de açılabilir. Bu iletişimi de sağlamak istiyoruz. Biraz merkezin dışında, çeperde kalan insanlarımıza enformasyon sağlamak niyetimiz. Biz sonuçta internet kullanan insanlarız, bir haberi yada bir konuyu merakettiğimizde ulaşabiliyoruz ancak diasporada bir çok insan interneti ya çok az kullanıyor yada hiç girmiyor. Bu şekilde yaşayan insanlarımızı hedefleyen bir proje bu.

Guşıps: Derginizin adı “Di Duney”. Bu tercihin sebebi neydi?

Sacit Tunç: İsmi ne olsun tartışmasını kendi içmizde yaptık. Bir çok isim önerisi geldi, mitolojik isimlerden tutunda güncel isimlere kadar bir çok isim arasından seçildi “Di Duney”. Herkesin anlayabileceği bir isim olması açısından önemliydi bizim için. Köydeki Çerkesinde şehirdeki Çerkesinde anlayabileceği bir isim bu. Anlamı ise “bizim dünyamız”. Bizim dünyamızda olan olumlu olumsuz herşeyi bu dergide işlemek istiyoruz. Aktivistlerimizi de yazacağız, sadece kültürel faaliyetler ile uğraşan insanlarımızı da yazacağız, eksiklerimizi de olumlu yönlerimizi de işleyeceğiz. Bizim dünyamızda olan biten bütün gelişmeleri dergide işleyeceğimiz için seçtik bu ismi aslına bakarsanız.

Guşıps: Derginin kurumsal bir aidiyeti var mı peki? Yani her hangi bir kurumun yayın organı olarak mı çıkacak?

Sacit Tunç: Herhangi bir kurumsal bağı yok dergimizin. Çünkü bu dergiyi çıkaran ekip, farklı derneklerde faaliyet gösteren yada hiç dernekler ile ilgili olmayan arkadaşlarımızdan oluşuyor. Ben kendim mesela bir dernkete üyeyim ama bu dergiyi kurumsal aidiyetten ziyade toplumsal bir proje olarak tasarladık. Her kesimden herkesin fikrini düşüncesini alıp dergide okuyucularımıza ulaştırmak istiyoruz, onun içinde kurumsal aidiyet meselesinden biraz uzak durmaya çalıştık açıkcası. İleriki zamanlarda da bir kurumsal aidiyet altına sokmayı düşünmüyoruz dergimizi. Biraz önce dediğimiz gibi “bizim dünyamız” sadece belli kurumlardan oluşmuyor daha geniş bir zemini var Di Duney’in. Herhangi bir kurumun yayın organı olmasındansa Çerkeslerin yayın organı olmasının daha faydalı olacağını düşünüyoruz.

Guşıps: Diasporada çeşitli siyasi akımlar var, dönüş, Birleşik Kafkasya vs. gibi. Sizin derginizin bir siyasi çizgisi var mı, yani nasıl tanımlıyor kendisini “Di Duney” ?

Sacit Tunç: Şöyle ki Di Düney’in siyasi anlamda belirgin bir çizgisi yok. Belki bizim yani bireylerin siyasi çizgileri olabilir, ki oluyor ve bir çok tartışma dönüyor özellikle sosyal medya mecralarında. Ancak şunu çok net görüyoruz ki, anadolu da, köyde yada küçük kasabalarda yaşayan Çerkeslerden derneklerdeki Çerkeslere kadar insanlarımızın bu tarz gündemleri yok. Şunu kabul etmek gerekiyor ki siyaset konusunda oldukça bilinçsiz bir toplumumuz var. Di Duney’de daha çok sıkıntılarımızdan sorunlarımızdan bahsedilecek. İnsanlarımızı bilinçlendirmeye çabalayan ve herkese hitap eden bir formatımız olacak. Muhafazakar Çerkeslerinde Sol cenahtan birilerininde kendisine ait bir şeyler bulabileceği bir dergi olacağını ümit ediyoruz. İlerleyen zamanlarda bir siyasi çizgisi olur mu derginin, bilemiyorum açıkcası bunu şimdiden ön görmek zor.

Guşıps: Dergilerde ilk sayılar önemlidir. Derginizin ilk sayısında okuyucularınıza nasıl bir içerik hazırladınız? Mesela sabit yazarlarınız var mı her ay yazacak yoksa her ay farklı yazarlarınız mı olacak?

Sacit Tunç: Şu an için sabit yazar kadromuz yok. Buna çok sıcak da bakmadık açıkcası. Biz herkesimden insanı hedefliyoruz sonuçta. İlk sayıda mesela okuyucularımız Mehti Nüshet Çetinbaş ile karşılacaklar. Onun ilgi alanına yönelik bir yazı talep etmiştik. İslamiyet ve Çerkeslik. Bizde maalesef “ya İslam ya Çerkeslik” diye sorunlu bir algı da var belli kesimlerde. İnsanlar bu ikisinin çatıştığını düşündükleri için toplumdan uzaklaşabiliyorlar. Mehti Nüshet Çetinbaş bunu aşmaya yönelik bir yazı hazırladı bizler için. Onun yanında Hapi Cevdet Yıldız Bey biraz daha anavatanı anlatan, Çerkeslerin orada ve burada yaşadıklarını anlatan bir yazı yazdı. Onun haricinde Prof. Dr. Doğu Ergil ile bir ropörtajımız var. Bu bizim için oldukça önemli bir röportaj oldu aslında. Biliyorsunuz bizim insanımız demokratik haklarını kullanmak konusunda oldukça çekingen davranıyor. Seçmeli derslere başvurular ortada örneğin. Çocuğunu seçmeli derse göndermekten bile imtina ediyor insanlarımız, bana bölücü derler vs. gibi sebeplerle. Doğu Ergil gibi bu konularda otorite olmuş birisinin konuyu ele alması ve bunu Di Duney de dillendirmesi bizim için çok faydalı olacak diye ümit ediyorum. En azından insanların korkularını yenmeleri için referans bir röportaj oldu diyebilirim. Bunların haricinde hem Kafkasya’dan hem diasporadan haberlerimiz olacak. Haberlerimizin yanında ise yorumları olacak, haber-analiz gibi. Mesela bir eylem yapıldıysa onun yanında birde bu eylemin yorumu yada analizi olacak. Mizahi yönden konuları ele aldığımız bölümler de düşünüyoruz. Bu anlamda karikatür sayfamız olacak. Bu karikatürlerin zaman zaman tepki alacağını sanıyorum. Çünkü sert mizahta yapacağız. Her sayıda ropörtajlarımızda devam edecek. Türkiye’nin tanıdığı bildiği ve belli konularda referans olabilecek kişiler ile röportajlar yapmayı sürdüreceğiz.

Guşıps: Derginizin periyodunu nasıl planladınız?

Sacit Tunç: Aslında ilk başta aylık olarak planlamıştık. Ancak aylık dergi çıkarmak oldukça zor. Onun için şimdilik iki ayda bir yayınlanacak. Yani ilk sayımız Mayıs – Haziran sayısı olmuş olacak. İlk sayı dağıtıldıktan sonra ciddi bir talep oluşursa önümüzdeki dönemde aylık haline de getirebiliriz belki. Ancak bu tamamen talebe göre şekillenecek bir durum. Aylık dergide içerik yaratmak da oldukça zor olurdu bizler için. Çünkü sonuçta bu dergiyi çıkartacak genç ekip de profesyonel olarak bu işi yapmıyor. Onun için şimdilik en azından başlangıç için en iyisi iki aylık olması diye düşünüyoruz.

Guşıps: İnternetin bu kadar yaygın olduğu, basılı medyanın, kitap ve gazetelerin dahi online yayına başladıkları bir atmosferde siz basılı yayın olarak çıkıyorsunuz. Bu tercihinizin sebebini biraz açabilir misin?

Sacit Tunç: Bunu başka toplumlar için önerdiğinizde bir karşılığı var. Kürtler olsun Ermeniler olsun bir çok konuda ciddi bir aşama katetmişler ancak bizim toplumumuz bir çok konuda oldukça geride. Dergi gazete vb. araçlar ile kendi toplumuyla irtibat kurmuş halklar bu saydıklarım. Ancak biz daha bu konuda çok gerideyiz. Onların internet yayıncılığına geçmeleri normal ancak biz daha toplumumuzun özellikle İstanbul Ankara gibi merkezlerin dışındakilere ulaşabilmiş değiliz. Onun için bizim dergilere ve basılı yayınlara olan ihtiyacımız halen sürüyor diye düşünüyorum. Diasporada dernek başkanlarının dahi gündemi internet aracılığıyla takip ettiğini sanmıyorum ben. Onun için dergi gibi yayınların insanların fiziki olarak önlerine gelmesi önemli bizler için. Ayrıca basılı arşiv haline gelmesi açısından da derginin önemli olduğunu düşünüyoruz.

Guşıps: Peki ilk dergi ne zaman yayınlanıyor? Nasıl ulaşabilecek insanlar derginize?

Sacit Tunç: Biz 21 Mayıs öncesinde Çerkes diasporasını bir kez gezmiştik. Bir projemiz vardı “150. Yılda 150 Ağaç” diye bu proje kapsamındaydı bu gezimiz. Gittiğimiz yerlerde insanlarımızla da konuşma fırsatı bulduk. Yani tabiri caizse bir nabız yoklama süreci yaşadık o dönemde. Di Duney çıktığında da müsait olan arkadaşlarımız ile beraber Türkiye diasporasına yönelik bir gezi düzenleyeceğiz. Burada tabi derneklerden ve bölgelerde tanıdığımız kişilerden destek alabilirsek daha kolay olacak işimiz. Gittiğimiz köylerde dergimizi direk elden dağıtmanın yanında bir belgesel de çekmeyi düşünüyoruz. En azından oradaki sohbetlerimizi kayıt altına almayı düşünüyoruz. Birde talep olur yada bir imkan sağlanırsa akşamları derneklerde derginin içeriğindeki konular yada sorunlarımız ile ilgili seminerler vermeyi düşüyoruz. 30 Haziran’da ilk sayımızı elimize almış olacağız. İlk sayı elimize geçtikten hemen sonrada çalışmalara başlayacağız.

Guşıps: Daha sonraki sayılar için insanların obone mi olmaları gerekecek dergiye, nasıl takip edecekler?

Sacit Tunç: Dergicilik sonuçta maddiyat gerektiren bir iş. Dergiyi çıkaran kadro genelde öğrenciler yada yeni çalışmaya başlamış insanlar. Onun için işin maddi boyutu bizim için oldukça önemli. Sponsor konusunda bu anlamda ciddi sorunlarımız oldu hala tamamını çözmüş sayılmayız ama her şeye rağmen ilk dergiyi ücretsiz dağıtmak istiyoruz. Daha sonrasında ise tabiki amacımız abonelik sistemine geçebilmek. Dergi satışlarından yada obenelik gelirlerinden elde ettiğimiz para ile öncelikle derginin maliyetini karşılamayı hedefliyoruz. Eğer ki artan bir mebla olursa onunla da kadromuzda gönüllü olarak çalışacak öğrenci arkadaşlarımızın az da olsa ihtiyaçlarını karşılamak hedefimiz.

Guşıps: Çok uzun soluklu yayınlar olamasa da ciddi bir dergi tecrübesi var diasporada. Daha önceki dergileri incelediniz mi bu süreçte. Ne gibi bir farklı olacak sizin derginizin?

Sacit Tunç: Daha önce diasporada çıkmış yada hala çıkmakta olan bir çok yayını inceledik bu dönemde. Çok farklı kulvarlarda dergiler var dediğiniz gibi. Ancak bizim gözlemlediğimiz iki farklı dergicilik yapılmış. Ya dili çok ağır, toplumun belli bir enetelektüel kesimine hitap eden dergiler yada çok içine kapanık dernek bülteni formatında dergiler bunlar. Bizim düşündüğümüz ise ne bülten gibi basite indirgenmiş nede çok entelektüel tabakaya hitap eden bir format olacak. Her kesin okuyabileceği herkesin içinde kendisine dokunan bir şeyler bulabileceği bir format hedefliyoruz açıkcası. İlk sayımız çıkıp dağıtıldıktan sonra ilgisini çekenlerin yazılarıyla da destek olabilecekleri bir formatımız olacak umarım.

 

Yorumlar (3)
  1. Rafet Dzıbe on said:

    Hayırlı uğurlu olsun, yayım hayatı uzun olur inşallah. Beklediğinizi bulmanız dileğimle birlikte…

  2. Dursun Kuzucu on said:

    Sevgili Sacit’e ve emeği geçen ekibe teşekkür ediyorum. Umarım uzun erimli ve fayadalanacağımız bir dergi olur. Dergi elimize geçtiğinde eleştiri hakkımı saklı tutuyorum.

  3. nuran bayraktaroğlu on said:

    Hayırlı uğurlu olsun başarılar dilerim.