Haber / BİR MÜFTERİYE CEVAP
13:12 9 March 2016

Guşıps Yazarı İmdat Kip’in “Ergün, Erik oldu” yazısına cevaben Ergün Yıldız’ın Sosyal Medya’da paylaştığı yazısını kendisinin iznini alarak yayınlıyoruz. Türkiye Rusya arasında yaşanan uçak krizinin ardından dönüş yapmış Çerkesler üzerinden yürüyen ve temelde dönüş konusunu tekrar gündem eden tartışmaya katkı sunmak isteyen herkesi de Guşıps’e davet ediyoruz.

BİR MÜFTERİYE CEVAP

Bir internet sitesinde (Guşıps*) İmdat Kip adıyla yazılan köşe yazısında, adım kullanılarak aslı astarı olmayan bir çok suçlamaya yer verildiğini üzülerek gördüm ne yazık ki.
Öncelikle belirtmeliyim ki bu ve benzeri şahısların ustu kapalı imalarına bu güne kadar cevap vermedim, gereksiz polemiklerden kaçındım , dedikodudan ibaret bu tür suçlamaları ciddiye de almadım.

Fakat biz edebimizden sustukça birileri bunu yanlış anlamaya,yanlış yorumlamaya ve daha fazlasına cüret etmeye kalkışıyorlar.

O nedenle kısaca bilinmesini isterim ki ;

a)Bahsi gecen dilekçede “Türkiyenin Rusyadan özür dilemesi, tazminat ödenmesi vs” gibi işgüzar ifadeler bize ait değildir.

b)Biz bu ifadeleri mevcut dilekçeden özellikle çıkarttırdığımız ve yaşanan uçak olayından duyduğumuz mağduriyeti gündeme getirdiğimiz halde, Asker Soht’un kendi işgüzarlığı sonucu bu ifadeler dilekçeye tekrar eklenmiştir.
Daha sonra ise; basında yer alan bu ifadeler başkaları tarafından da kullanılmak suretiyle istismar edilmiştir.
Bu durum Nalçikte yasayan pek çok arkadaşımız tarafından bilindiği gibi, bu dilekçeden o ifadeleri çıkartarak düzelten arkadaşlar burada yaşamaktadır.
Fakat dedikodu ile beslenen sözüm ona “yazar”, olan biteni sorup soruşturmak yerine, her zaman yaptığı gibi durumu istismar etmek için olayı işine gelen şekilde sunmaya çalışmaktadır.

Biz olaya bakışımızı yansıtması açısından yapılan televizyon çekimini alıp yayınladık.
Biliyorduk ki, hayatında bir allahın kuluna tek bir faydası dokunmamış, bütün Nalçikte toplasanız beş tane dostu olmayan, bu güne kadar hiç bir cemiyet işinde yer almadığı gibi, bilmediği konularda ahkam kesmekten de geri durmayan malum zevat bu durumu istismar edecek, sorunu çarpıtarak insanları yanıltmaya devam edecekler.

Yine söylüyorum, ne demişsek yayınladığımız tv. çekiminde mevcuttur.
Sonradan haber yapılanların pek çoğu, bu yayından istifade ile yorum eklenerek haberleştirilmiş şeylerdir ve büyük kısmı da bizim bilgimiz dışındadır.
Özellikle belirtmek isterim ki , sov.secret gazetesinde yapılan haber de buna dahildir, ki biz bu habere düzeltme ve tekzip mahiyetinde bir yazı gönderttik yerel bir gazeteciye kaleme aldırarak.

Bu yazıyı kaleme alan İmdat Kip’i herkes bilir Nalçikte, beni de bilirler…
Artik iftira ve kışkırtıcılığı o raddeye vardırmış ki , Çerkesya yurtseverlerinin Türkiyede topladığı 161 imzalı dilekçe için bile beni suçluyor İmdat efendi.
insan bir kez vicdanını kaybetmesin, ondan her şey beklenir.

Kendisi genellikle cemiyete girip çıkmadığı etrafında tek bir dostu olmadığı için, dedikodu ile harmanlayarak servis ettiği yazılarında değindiği, Hacı Bayram konusunu artık herkes biliyor, bu şahsın sırf ailesini tekrar üzüp incitmemek için konuyu uzun uzadıya açmıyorum, merak edenler bu gün onun nerede görev yaptığına baksınlar.
Yağan İbrahim meselesinde beni suçlamaya çalışan bu şahıs, nedense bana attığı iftiraların doğru olmadığı anlaşılınca Perit derneğinden adeta küfredilerek kovulduğundan bahsetmiyor. Onları benim üzerime salmak için çevirdiği fitnelerden bahsetmiyor.

Sunu net olarak ortaya koymak artık şart oldu;
Biz buraya vatanımız diye döndük , burada tutunmak için çabalıyor elimizden geleni yapıyoruz, bir tek kişiyi bile döndürebilmek için ne gerekirse de yapmaya devam edeceğiz.
Fakat bilmediğimiz konularda kimseye iftira edecek ,devlete yada bürokrasiye yaltaklanıp yalakalık yapacak kadar haysiyetimizi yitirmedik.
Buraya döndük alnımızın akıyla çalışıyoruz, başkalarının sırtından para kazanıp iflas edince cemiyete düşman da olmadık.
Biz vatanı daçalarda parti düzenlerken be her şey yolunda giderken sevmedik. Dün seviyorduk, bu gün de seviyoruz, yarın da sevmeye devam edeceğiz ne pahasına olursa olsun.

Soruyorum bu aslan parçasına;
Son uçak olayından sonra bunca insan mağdur olurken, evleri basılıp dönenler hakkında oturum iptal tutanakları düzenlenirken  , o neredeymiş ?
Kaç kişinin elinden tutup bir  yardımı dokunmuş, kaç kişi için endişelenerek  bir şey yapmaya soyunmuş?
Bu kritik zamanda bile, sözüm ona ropörtaj yaparak bizim sorunları “rüşvetle ve kafa kol ilişkisiyle” çözmeye çalıştığımız iftirasını atarken Allahtan korkmamış mı, bunun devam eden mahkeme sürecine zarar vereceğini düşünmemiş mi ?

Ben yukarıda söylediğimi yine tekrar ediyorum;
İmdat Kip’i de herkes tanır Nalçikte, beni de. Hiç uzun uzun  anlatmaya lüzum yok ,çıkın  insanlara sorun.

***

Şimdi bu tür iftira ile beslenen dedikodu erbabının konuyu çarpıtmaması için son gelişen olaylara bakışımızı bir kez daha kısaca yazıyorum.
(Çoğul konuşuyorum,çünkü bizler dönen insanlar tarafından bu sorunla ilgili görevlendirilmiş yedi kişiyiz ve ne yapılabiliyorsa birlikte karar alınıyor. Dedikoducu ve iftiracı yazar bunu bilmediği için, benim üzerimden dedikodu yapıyor ,ne diyeyim Allah ıslah etsin)

Son uçak olayından sonra, hepinizin bildiği üzere bir çok insan taciz edildi , evleri işyerleri basıldı , oturumları iptal edilmekle tehdit edildiler.
Bu konuda ilgili ilgisiz yardımı dokunabileceğini düşündüğümüz herkesi haberdar etmeye çalıştık , bir çok yere başvurduk , iki ülke arasındaki sorunun bizi ilgilendirmediğini, vatanına dönmüş insanların bu nedenle taciz edilmesinin doğru olmadığını dile getirdik.
Detayını uzun uzadıya anlatamasam da, bu olan bitenin taşınan pasaporttan kaynaklandığı tekrar tekrar ifade edildiği için de, üzerine basa basa “bizim burada yaşamak üzere döndüğümüzü, pasaport almakta birçok sorun yaşadığımızı, eğer pasaport verilirse bizim diğer pasaportu hemen teslim edeceğimizi” ifade ettik. Ben kendi adıma bu gün de aynı şekilde düşünüyorum şahsen.
An itibariyle dönenlerin rahatsız  edilmesi meselesi kapandı.
Fakat pasaport ile ilgili süreci de takip edeceğiz sonuna kadar.

Otuz sene öncesinin sakızını çiğneyerek  ahkam kesmekle, başarısızlığını başkalarına kin ve nefret kusarak örtmeye çalışmakla uğraşanlar devam etsinler ayni şekilde, yapacak bir şey yok ne yazık ki.

Ben kendi adıma, benim gibi düşünenlerle birlikte halkımın lehine olduğuna inandığım ve yapabileceğim hiç bir işten geri durmayacağım.
Zaman nasılsa hakikati ortaya çıkartır.

Saygılarımla.

Ergun YILDIZ

*Editörün Notu

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar