Haber / Uçak Krizi ve Çerkesler’in Halleri
13:44 20 December 2015

Türkiye’nin Suriye sınırında Rusya uçağını düşürmesi ve ardından yaşanan olaylar Çerkesler tarafından özellikle sosyal medyada tartışılıyor. Tartışmaya yazdığı yazı ile katılan kişilerden biri de İmdat Kip. İmdat Kip’in cherkessia.net adresinde yayınlanan ve “Uçak Krizi ve Çerkesler’in Halleri” başlıklı yazısı şöyle; 

Uzun zamandır bir şey yazmadım, yazmamak için nedenlerim vardı, doğrusu yazmak da gelmiyordu  içimden. Son olarak Çerkes halkına bahşedilen  daha doğrusu kakalanmaya çalışılan 20 Eylül Adige bayramıyla ilgili bir yazı yazmış, mizahi bir dille de olsa bu bayramın kabul edilmemesi konusunda uyarmaya çalışmıştım. Çerkes halkı benim uyarılarımla pek ilgilenmedi, ama bayramın kendisiyle de ilgilenmediği için olay şimdilik yok hükmünde kaldı.

DÇB ve devlet bu yıl KBC’de kutladı, Adigey’de ve Karaçay Çerkesya’da ne yapıldı bilmiyorum. Yavaş yavaş alıştırma seansları yapılıyor ama zaman alacak gibi. Üzerinden bunca silindir geçmiş olan Çerkes halkına 21 Mayıslarda neden yas tuttuğumuzu, son 20 senede zar zor ve kısmen hatırlatabildik, şimdi, hiçbir yarası sarılmamışken ve her şey daha da kötüleşirken neyin bayramını kutlayacağını bir türlü anlayamıyor DÇB nin ve devletin işi zor gözüküyor şimdilik.

Bu aralarda çok şeyler oldu konuşulacak yazılacak . Çoğunlukla Kafkasya’ya çarlık döneminin sömürgeci gözlüğü ile bakan yönetimin, Çerkeslerin nefes alma alanlarını sürekli daraltan can sıkıcı konulardı. Gündemde hakkettikleri  yeri ve tepkiyi alamadılar. Çünkü örgütsüzüz, örgütlerimizin çoğu tabela veya vesayet altında, En büyükleri zaten bizim değil, bizi örgütsüzleştirmekle görevli devlet aygıtı. Dolayısıyla seyirci modundayız.

Doğruları bir başkası söylesin istiyoruz. Bu konulardan aklımda kalan bazılarını hatırlatayım. Suriyede’ki iç  savaşın  yeniden göçmen yaptığı  soydaşlarımızı anavatana kabul etme ve sahip çıkmayı yerel cumhuriyetlerimiz yeterince beceremedi, çünkü Rusya bunların vatanlarından koparılmış bir parçamız olduğunu  görmek istemedi, içi boşaltılmış cumhuriyetlerimiz de onların göremediği biçimde zaten göremezdi. Dolayısıyla gelen az sayıda soydaş bürokratik sorunlarla boğuşturuldu, alınan destek te bir kısım hayırseverin de katkısıyla sadaka düzeyinde kaldı.

Kafkasyayı kana boğup kökümüze kibrit suyu döken Çar Alexanderin heykeli son başkentimiz Soçiye dikildi.

Çerkesya’nın işgalinin öncü kuvveti olan, sürgün ve soykırımla boşaltılan Çerkes topraklarına ilk yerleştirilen kazaklar Krasnodar da asayişi sağlayacak polis gücü olarak görevlendirildi, Adigey’de ve diğer bölgelerde de görevlendirilmeleri tartışılmaya başlandı, Daha da ötesi Adigey’in Krasnodara katılması yeniden gündeme geldi.

Radikal dinci terör ve buna bağlı güvenlik politikaları bizim gerçek sorunlarımızı gölgede bırakan bir gündem maddesi olarak yerini korudu.

Bunların tamamı çerkeslerin sinir uçlarını tahriş eden, Çerkes varlığını direkt hedef alan tacizlerdi. Fakat bizim sinir uçlarımız da kabuk bağlamış, seyirci pozisyonumuzu bozmadık.

Derken Türkiye’nin Rus savaş uçağını düşürmesi ile iki ülke arasında patlayan kriz, Çerkeslerin arasına da kabak gibi düştü. Biz seyirci kalmak istesek te olaylar bize seyirci kalmıyor. Uçak krizi işyerlerimize, evlerimize, seyahatimize, ailemize, eğitimimize, çevremize giriyor. Bunca yıldır anavatanımızda bir türlü Çerkes olamadığımız, Rusya’dan ikamet veya vatandaşlık dilenen Türk olarak kaldığımız gerçeğiyle yeniden acı bir biçimde yüzleşiyoruz. Herkes kendini tacizden korumak veya kurtarmak derdinde. Bu esnada olan olaylar kafa karışıklıklarımızı, zavallılıklarımızı iyice ayaklar altına seriyor.

Uçak düşürülünce Adigey Üniversitesi Düzce Üniversitesinde Çerkesçe eğitim vermekte olan öğretim görevlilerini büyük bir aceleyle geri çekiyor. Böylelikle TC tarihinde ilk defa devletin finanse ederek Çerkeslere verdiği eğitim desteğini sabote ediyor. Bu tiraji komik durumla Facebook sayfamdan dalga geçmek dışında elimden bir şey gelmiyor.

Maykoptan bir grup dönüşçü olayı protesto için TC vatandaşlığından çıkacaklarını basına açıklıyorlar. Anlamakta zorluk çekiyorum. Eğer istemezseniz TC vatandaşlığından çıkabilirsiniz kimsenin bilmesi de gerekmez, bu şovun amacı ne? Çok geçmeden TC vatandaşlığını bırakma konusunda Dönüşçülere polisiye baskılar yapıldığı haberleri çıkıyor.  Meğer erken davranıp iyi çocuk olduklarını göstermeye çalışmış garipler.

İşin acıklı tarafı kendi kişisel endişelerini bertaraf etme uğruna kendileri gibi iyi çocuk olmayanları ispiyon etmeye onların başını derde sokmaya nasıl hazır olduklarıdır. Bunlar bana 2007de Rusyaya Gönüllü Katılımın 450.yılı kutlaması kepazeliğinin hemen arefesinde KBC’de Putin’in partisine törenle katılanları hatırlatıyor. O tosuncukları daha sonra partide gören olmadı. Bu tosuncuklara da tavsiyem odur ki, vatandaşlığı bırakmak yetmez, Ortodoks kilisesine vaftiz olup kazak atamanını da kendilerine vaftiz babası yapsalar, Krasnodar’ın ötesinde Türk muamelesi görmekten kurtulamazlar. Boşuna yorulmasınlar.

Bir yandan bu şaklabanlıklar yapılırken Adnan Xuade’nin dükkanı basıldı, hakkını aramaya kalkışınca da kızı ve çalışanıyla beraber tutuklandı. Detayları okumuşsunuzdur.

Bu arada da Necdet Hatam da yine şaşırtmadı. Mesele devletse(RF) gerisi teferruattır diyerek dalmış, Erhan Hapae ile bize ayar veriyor. Erhan Abi Putin idaresini konu alan yazısında benim  Adigey Üniversitesini n eylemiyle dalga geçmemi kullanmış. Hatam her ikimize de veriştiriyor. Hep olumsuzu öne çıkardığımızı iddia ederek yine mevzisini tutuyor FB sayfasında.

Yazının devamı için tıklayın.

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar