Haber / DÇB Başkanı Hauti: “Türkiye’li Çerkesler yanlış bilgilendirilmiş”
21:43 4 September 2015

8 Ağustos’ta Ankara’da gerçekleştirilen Kaffed Başkanlar Kurulu toplantısına katılan DÇB Başkanı Sohroko Hauti, Kabardey Balkar Pravda gazetesine verdiği demeçte tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu.

Soçi Olimpiyatları hakkında Türkiye’deki Çerkeslerin yanlış bilgilendirildiğini belirten Hauti “ “Soçi Olimpiyat sürecine katılım kararının DÇB başkanlar kurulunun tamamının kararıyla, pek çok ülkeden yaşlılar Krasnodar bölgesine gelerek Olimpiyat köyü inşaatlarını gördükten, resmi görevlilerle ve Karadeniz kıyısında yaşayan Çerkes-Şapsığların önderleriyle yapılan görüşmelerden sonra oy birliğiyle alındığını bizimle konuştuktan sonra öğrendiler.” şeklinde konuştu.

DÇB Başkanı Sohroko Hauti’nin tartışılan açıklamalarının tamamı şu şekilde;

Dünya Çerkes Birliği Heyeti Türk Cumhuriyeti, Ürdün Haşimi Krallığı ve İsrail’e birer bir çalışma ziyareti yaptı. Heyette DÇB başkanı Hauti Sohrokov, KB Cumhuriyeti toplumsal organizasyonu Adige Khasa başkanı Muhammed Hafitse ve AC, KBC, KÇC yazarlar birliği başkanı ünlü yazar İshak Meşbaşe yer aldı.

Başkan Hauti Sohrokov gazetecilere dışarıdaki Çerkes dünyasıyla yapılan toplantıların hedef ve sonuçlarını aktardı.

Gezi Dünya Çerkes Birliği’nin 19 Eylül’de Nalçık’ta gerçekleşecek olan onuncu genel kurulunun hemen arifesinde gerçekleşti.

Geçtiğimiz on yıllarda anavatanımız dışında yaşayan soydaşlarımızla ilişkilerimiz yoğunlaştı. Bu ilişkilerin amacı sadece resmi toplantılara katılmak (DÇB yönetim kurulu toplantıları, genel kuruları vs.) değildi. Aynı zamanda kültür, bilim, teknoloji, üretim, eğitim, çocuklara yönelik spor ve benzeri etkinlik organizasyonları gibi alanlarda çeşitli sorunların incelenmesi ve çözülmesine yönelik temsilci ziyaretleri sistematik olarak gerçekleştirildi.

DÇB’nin yaklaşmakta olan genel kurulu öncesinde, anavatan dışında yaşayan soydaşlarımızın sorunlarını tespit ederek bunlara yönelik çözüm önerileri üretmek üzere kardeşlerimizi en çok ilgilendiren konuları bulmak üzere Adige (Çerkes) Diasporasının temsilcileriyle bir araya gelmeye karar verdik.

Bu ziyaretlerde en olumlu rolü çok da büyük olmayan klasik Adige edebiyatcıları grubunun bir üyesi olan Ishak Meşbaşe üstlendi. Ziyaret ettiğimiz neredeyse bütün derneklerde Türkçe, Arapça, Adigece olmak üzere farklı dillerde yayınlanmış eserlerini görmek mutluluk vericiydi. Ünlü yazarın kitapları buralarda öylece durmuyordu, aynı zamanda farklı nesillerce de okunmuştu, çünkü Meşbaşe’nin yazdıkları isanlarımız için çok önemli. Kendisi ondokuz tanesi tarihi roman, pek çoğu da şiir kitapları olmak üzere yüzden fazla kitabın yazarıdır. Adige (Çerkes) halkının çıkarlarını etkileyen güncel olayları doğru değerlendirebilmek için tarihimizin bilinmesi önemlidir. Karşılaştığımız herkesin dünyada olup bitenlerin yanı sıra kendi anavatanımızda meydana gelen olaylardan haberdar olmaları takdire şayandı.

Türkiye’de ilk olarak Türkiye-Suriye sınırında Suriye topraklarında savaşmak üzere giderken bir grup insanın durdurulduğu anda meydana gelen terör eyleminde yaşamını kaybeden ve yaralananların akrabalarına başsağlığı dilemeye gittik.

Ankara’da KAFFED’e bağlı bütün Çerkes derneklerinin başkanlarıyla eksiksiz bir toplantı yaptık. KAFFED ülkenin farklı yerlerinde yer alan 58 derneği kapsamakta ve ülkedeki soydaşlarımızın %95’ine hitap etmektedir.

Biz bütün konuşmaları dikkatle dinledik ve KAFFED başkanı Yaşar Aslankaya konuşmak isteyen herkese söz hakkı verdi. Başlangıçya 1763-1864 Kafkas savaşı dönemiyle ilgili etkinlikler hakkında ateşli konuşmalar oldu ve bize oldukça zor sorular soruldu. Soçi Olimpiyatları ve Rusya karşıtı eylemler hakkında konuşuldu.

Öyle görünüyor ki, soydaşlarımız son olaylar hakkında ya yanlış ya da eksik bilgilendirilmişler. Öyle ki, bazıları Soçi olimpiyatlarını hala Çerkes halkının tarihsel topraklarına yapılmış bir saygısızlık olarak algılıyorlar. Bize öfkelenen bazı kişiler, Olimpiyat sürecine katılım kararının DÇB başkanlar kurulunun tamamının kararıyla, pek çok ülkeden yaşlılar Krasnodar bölgesine gelerek Olimpiyat köyü inşaatlarını gördükten, resmi görevlilerle ve Karadeniz kıyısında yaşayan Çerkes-Şapsığların önderleriyle yapılan görüşmelerden sonra oy birliğiyle alındığını bizimle konuştuktan sonra öğrendiler.

Tarihi toprakları ziyarete gelen misafirler bu topraklardaki değişimi sevinerek izlediler. Devasa boyuttaki inşaatları şaşkınlıkla izlediler.Olimpiyat köyündeki en büyük yapı Çerkesce “Fişt” adını aldı. Ayrıca Adigey, KBC ve KÇC müzelerinden sergilere ev sahipliği yapan “Adigewune” inşa edildi. Olimpiyat oyunlarının kültürel programında cumhuriyetlerimizden ve Şapsığ bölgesinden ve Abhazya’dan sanat grupları yer aldı. “Adige evini” çeşitli ülkelerin resmi hükümet görevlilerinin ve başka seçkin misafirlerin de dahil olduğu binlerce insan ziyaret etti.

Türkiye’de konuştuğumuz pek çok genç bu gerçeklerin farkına vardıklarında şaşırdılar ve internette – web sitelerinde ve sosyal medyada – neden çarpıtılmış, provokatif bilgilerin yayıldığını merak ettiler. Sonuç olarak, DÇB’nin bu konudaki duruşu anlaşıldıktan sonra başka soru sorulmadı. Ayrıca, genç soydaşlarımız özür dileyerek doğru bilgi sahibi olmadıklarını ifade ettiler. DÇB tarafından alınan kararların bütün Çerkes organizasyonlarına ulaşmaması bizleri üzmüştür.

DÇB’nin merkezinin başka bir yere taşınması ile ilgili tartışmaları duymak bizi şaşırttı. Daha da ilginci ise bizi bu planlardan Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerinde yaşayan soydaşlarımızın haberdar etmesiydi. Bu insanların böyle planlar yapmaya ne hakları var? Bu şaşırtıcı durumu elbette DÇB’nin gelecek kongresinde gündeme alacağız.

Türkiye’deki en önemli şey ise geçtiğimiz on yılda Çerkeslerin yaşadığı ülkeler arasındaki ilişkilerin-köprülerin güçlendirilmesine yönelik alınan karar oldu.

Üzülerek görüyoruz ki, çok uzun süre boyunca acı çeken halkımızı, özellikle gençlerimizi, hiç arzu etmediğimiz çatışmalara ve savaşa sokma çabalarına tanık oluyoruz.Ama Türkiye’de yaşayan Çerkesler halkımızı kimsenin oyuna getiremeyeceğini biliyorlar.

Türkiye’de özellikle yaşlıların sağlam temelleri olduğunu, vatanın ne demek olduğunu, KBC’ni, KÇC’ni, Adıgey’i, güçlü bir devlet olan Rusya Federasyonu’nu, devlet olanaklarıyla Çerkesce’nin nerede yaşatılabileceğini çok iyi biliyorlar.

Bizler, DÇB yönetim kurulu üyeleri ve aktivistleri olarak anavatan dışıda yaşayan soydaşlarımızla daha sık bir araya gelmemiz gerektiği sonucuna vardık. Artık daha sıkı bağlar kurmamız ve bütün yönetim kurulu kararlarını nerede yaşadıklarından bağımsız olarak bütün Çerkeslerin duyması gerekiyor.

Kaynak: http://kbpravda.ru/node/7074

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar