Haber / Akdoğan: Süreç devam ediyor
18:52 10 November 2014

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, katıldığı bir televizyon programında Kobani olayları ve çözüm süreci konusunda açıklamalarda bulundu. 6-8 Ekim Kobani protestolarının sürece ciddi zarar verdiğini söyledi. Sürecin devam ettiğini söyleyen Akdoğan, yaşanan tıkanmayla ilgili de PKK lider Abdullah Öcalan’ın suçladı, “Olayların bu noktaya gelmesinde Öcalan’ın etkisi var” dedi.

CNN Türk canlı yayınında Hande Fırat ve Hüseyin Yayman’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Akdoğan, “Çözüm Süreci’nde son durum ne, askıda mı, durdu mu” sorusu üzerine, sürecin devam ettiğini, geçmişten bugüne çok olay yaşandığını ve bugünlere kolay gelinmediğini söyledi.

Akdoğan, “Çözüm Süreci dediğimiz süreç bu kadar kolay bir tarafa savrulacak, bitecek veya askıya alınacak bir süreç değil. Sürecin ruhunu doğru anlamak lazım” dedi.

Akdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Kobani bahanesiyle ciddi hadiseler yaşandı”

“Terörün son bulması, örgütün bir şekilde silahı bırakmasıydı. Çözüm Süreci’nde bu kısım elbette daha ön planda ve devam eden görüşmelerle bu hedefe doğru yol yürünürken son yaşadığımız hadiseler, 6-8 Ekim olayları, şehirlerin savaş alanına çevrilmesi, yakılması, yıkılması, şiddet, vandalizm ve bunun öncesinde süreci zehirleyen birtakım hadiseler.

“Haraç alma, adam kaçırma, yol kesme gibi asayiş ve şiddet olayları. Bunlar süreci zaten kırılgan hale getiren konulardı. Üzerine bir de Kobani bahanesiyle yapılan hadiseler çıkınca bir türbülans yaşandı.

“Kobani bahanesiyle ciddi hadiseler yaşandığını, gelinen noktada bir durum değerlendirmesi yapmak gerekiyor. Ama Çözüm Süreci’ni başlatan hükümet, hükümetin kararlılığı, sorun çözme konusundaki iradesi ve bu irade, kararlılık var olmaya devam ediyor.

“Gelinen noktada gördük ki Kobani olaylarıyla burada bir ayak direme durumu var. Yani anlaşılmış bir konu var, bir nihai çözüme ulaşma, nihai sonuca ulaşma konusunda hükümetin bir kararlılığı var.

“Ama bir yanda Kobani bahanesiyle bir türbülans oluşturuldu. Hükümet bu noktada 6-8 Ekim tarihinden önce durduğu yerde durmaktadır.

“Şöyle bir kanı yanlış: ‘Çözüm Süreci var diye devlet bölgeden tamamen çekildi. Tedbirleri bıraktı’ Bu yanlış bir durum. Ama süreci istismar eden birtakım yapıların olduğunu gördük.

“Terör örgütünün özellikle alan kazanmak için otorite tesis etmek için süreci de suistimal ederek birtakım eylemlerin içerisine girdiğini gördük.

“Bu olaylara son verilecekti, Verdiler mi?”

“Öcalan’ın daha önceki söylediklerini yaptılar mı? Yani Öcalanla konuşulan konulardan biri de buydu. Kendileri de biliyor. Yani bu olaylara son verilecekti. Verdiler mi? Daha önceki hangi talimatını yaptılar?

“Yani Türkiye’yi terk etme, o zamana kadar gidelim, geçen yıl mayıs ayına kadar gidelim. O süreçten sonra ne yaptılar? Hangi adımı attılar? Yani hükümet burada gereken yasayı çıkardı.

“Bakanlar Kurulu’nun kararını aldı. Bu konuda yapılması gereken tarihi nitelikteki adımı attı. Onlar ne yaptı? Hiçbir şey yapmadı. Böyle bir sahtekarlık olmaz. Herkes üzerine düşeni yapacak.

“Orada o olaylar devam ettiği sürece, yol kesildiği, haraç alındığı, bölge insanına zulmedildiği sürece, birileri sokaklarda bu tür provokasyonlar yaptığı sürece bu sürece zarar veren bir şeydir ve ‘ben bunu istemiyorum’ anlamına gelir. Bunlara son verilmesi gerekir. Bizim söylediğimiz budur.

“Olayların bu noktaya gelmesinde Öcalan’ın etkisi var”

“Kandil, İmralı, HDP bunların arasındaki çekişmeler var mı yok mu? Kimin dediği oluyor. Kim kimi boşa düşürmeye çalışıyor? Geçenlerde bir programda yani sordular: ‘Öcalan hep boşa düşmemek için Kandil bir şey yapıyor, Öcalan da bunların peşine takılıyor, mecburen bir açıklama yapmak zorunda kalıyor.’

“Zaman zaman Öcalan öyle yapıyor olabilir ama ben burada doğrudan Öcalan etkisi olduğunu düşünüyorum. Yani bu olayların bu noktaya gelmesinde. İşte ’15 Ekim tarihini zikretmesi, Kobani üzerinden direniş çağrısı yapması, bu olayları bu tetiklemiştir’ dedim.

“Kıyameti kopardılar. Bunun tersi ‘etkisiz elemandır’ diye bakmak. Yani Öcalan’ı bir şekilde sanki bir hakaretamiz bir yaklaşım gibi görüyorlar. Oysa onlar da biliyor durumun ne olduğunu, bu eylemlerin nasıl çıktığını, kimin kimi nasıl yönlendirdiğini…

“Bu yüzden ben şöyle düşünüyorum: Bu tür durumlarda Öcalan’ın ‘yani birtakım hadiseler olsun…’ Bunu bir dayatma bir baskı aracı olarak kullandığını geçmişte çok gördük. Yani ‘hiçbir şey olmazsa ben çok fazla dikkate alınmam.

“Biraz bir şeyler olsun da biraz elim güçlü olsun’ gibi yaklaşımlar içine girdiğini gördük. Zaman zaman Kandil’in birtakım farklı yaklaşımlar içine girebildiğini de gördük. Ama burada kontrolden çıkan başka bir durum var.

“Bundan sonra baktı ki HDP’liler çıkmaz bir sokağa girdiler, duvara çarpıp duruyorlar. Ama bu vandalizm, şiddet… Bunun ben çok kendi kendine kontrol dışı bir şey olduğunu da düşünmüyorum.

“Biraz önce söylediğim yani belli kesimleri bölgeden kaçırma, böyle bir psikolojik iklim oluşturma çabasıyla özellikle bu olayların birtakım kişilere veya kesimlere yöneldiğini de düşünüyorum.”

http://www.imctv.com.tr/

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar