Haber / Rusya’daki Azınlık Uluslar Bir Araya Geliyor ve Putin’in Politikalarını Kınıyor
15:40 26 September 2014

Putin rejimi (Sovyet öncülü gibi) ülkedeki Rus olmayan nüfusla ilişkisinde üç strateji benimsedi : baskıyı artırmak ; böl ve yönet çabası ; içinde bulundukları kötü durumun anlatılmasının yasaklanması.

Ancak bu stratejiler geçmişteki kadar etkili olamıyor. Rus olmayan halkların dışarıda yaşayan soydaşlarının Moskova’nın politikalarını ifşa etmeleri ve baskı altındaki milliyetlerin liderlerinin kahramanca çabaları sayesinde halklar hem Rusya hükümetinin eylemlerini kınıyorlar hem de birlikte çalışmaya başlıyorlar.

Bu hafta İskandinav ve Baltık liderler Putin’in Rusya’da yaşayan yerli halklara yaptıklarını kınadılar. Norveç’teki Sami Parlamentosu Başkanı AiliKeskitaloNew York’ta BM tarafından düzenlenen Uluslararası Yerli Halklar Konferansı’nda yaptığı konuşmada Moskova’nın sayıca küçük halkların temsilcilerinin bu toplantıya katılmalarının engellenmesini ilişkilerde “alarm verici” olarak niteledi.

Finlandiya ve Estonya Devlet başkanları Sauli Niinisto ve ToomasHendrikİlves Rusya’nın uyguladığı ve gizlemeye çalıştığı politikaları teyit ettiler. Finliler ve Estonlar Rusya Federasyonu sınırları içinde yaşayan Fin-Uygur halklarıyla akrabalar. (barentsobserver.com/en/politics/2014/09/alarming-situation-indigenous-peoples-russia-23-09 ve president.ee/en/official-duties/speeches/10587-president-ilves-at-the-united-nations-world-conference-on-indigenous-peoples-22-september-2014/index.html)

Yüksek makamları gereği ve toplantının New York’ta BM tarafından düzenlenmesi sebebiyle iki devlet başkanının konuşması büyük ilgi topladı. Bu hafta Rusya Federasyonu’nda yaşayan Rus olmayan gruplarla ilgili gelişmeler de New York konferansı kadar önemliydi.

Bunlardan ikisi özellikle dikkat çekici. Tüm Tatarlar Toplum Merkezi (VTOTs) dün sitesinden yayınladığı çağrıda Moskova’dan Kırım Tatarlarına uyguladığı “siyasal baskıyı durdurmasını” istedi ve yapılanları “1944 sürgününe” benzetti. (nazaccent.ru/content/13255-vsetatarskij-obshestvennyj-centr-prizval-prekratit-travlyu.html)

Açıklamada “resmi makamlar Meclis’in liderlerinin görüşlerini beğenmeyebilirler ama bir halk örgütüne uygulanan baskı suçtur, dolayısıyla kabul edilemez” dendi.

Dört gün Tataristan’ın Arsk kasabasında Rusya Federasyonu Yerli Halklar Birliği Birinci Kongresi’ne katılan Tatar, Başkır ve Çuvaş temsilciler Moskova’nın kendi halklarına ve diğer Rus olmayan halklara uyguladığı muameleyi sert dille eleştirdiler. (tatar-centr.blogspot.com/2014/09/i.html)

Moskova’nın 1993 Rusya Anayasası’nın Rus olmayan halklarla ilgili maddelerine uymadığını ileri süren delegeler üç talepte bulundular. Birincisi, Rus olmayan cumhuriyet ve birimlerin başkanlık makamını korumak istemeleri halinde buna izin verilmesi.

İkincisi, Çuvaş Cumhuriyeti’nin kendi anayasasında yazılı olan Çuvaşya’nın “Rusya Federasyonu içinde bir devlet olduğu” maddesinin ihyası. Moskova daha önce Çuvaş dilinin kullanılmamasında ısrar etmişti.

Üçüncüsü, tüm yerli halklara her seviyede anadilde eğitim hakkının tanınması ; eğitimin sadece kendi cumhuriyetlerinde değil bu halkların toplu olarak yaşadığı tüm topraklarda verilmesi ; eğitimin özel gruplar tarafından değil Rusya hükümeti tarafından finanse edilmesi.

Bildiriyi Tatar Yurtsever Cephesi Altın Urda, Tatar Toplum Merkezi, Tatar Gençlik Birliği Azatlık, Çuvaş Ulusal-Kültürel Yeniden Doğuş Cemiyeti, Başkırİnsan Hakları Hareketi KukBurye ve Başkurdistan Aksakallılar Konseyi liderleri imzaladılar.

Talepleri radikal değil ve sayıca azlar ama bu grupların işbirliği gelecek için daha fazla aktivizm ve daha fazla kamuoyu desteği anlamına geliyor. Hiç olmazsa Moskova’nın gerçekleri gizleme ve böl-ve -yönet gibi geleneksel politikalarının geçmişteki kadar etkili olamayacağını gösteriyor.

Paul Goble

Çeviri: Dr. Ömer Aytek Kurmel

Cherkessia.net, 25 Eylül 2014

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar