Haber / Ukrayna Krizinde Kırım Tatarları
18:52 28 June 2014

Rusya, Ukrayna ve bir ölçüde Türkiye’nin yer aldığı Kırım krizinde devlet dışı aktör olarak dahil olan Kırım Tatarlarının Osmanlı, Bolşevikler, Stalin dönemlerinden bugüne uzanan göç, sürgün ve baskılarla yaşanan hikayesini bianet için Liaisan Şahin yazdı.

Ukrayna’da yaşananlar, bu yılın Şubat ayından beri dünyanın gündeminin ana konularından birini teşkil ediyor. Ukrayna krizine ilişkin olarak dikkatler özellikle Rusya’nın bu süreçteki rolüne ve tutumuna odaklandı.

Olayların akışını kısaca hatırlayalım. Rusya yanlısı Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in düşmesi ile sonuçlanan iktidar değişiminden sonra, Ukrayna’nın güneydoğu bölgelerinde kalabalık sayılarda yaşayan Ruslar arasında yeni iktidara karşı gösteriler başladı.

Rusya basınının “Rus Baharı” olarak adlandırdığı kaynaşmalar, çok geçmeden ayrılıkçı faaliyetlere dönüştü. Moskova’nın özellikle Kırım’daki olaylarda etkin rol oynadığı gözlendi.

27 Şubat’tan itibaren Kırım’da kimlikleri meçhul üniformalı asker grupları hareket etmeye başladı, bu gruplar hükümet binalarını ve stratejik tesisleri ele geçirdikleri gibi Kırım’daki Ukrayna askeri noktalarını da ablukaya aldılar. (Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasına kadar yarımadada kalan kimliği meçhul askerlerin Rusya’ya ait olduklarını Rus yetkililer ilk başta reddetseler de, sonunda Rusya Devlet Başkanı Putin 17 Nisan’da canlı yayında halkın sorularını yanıtladığı televizyon programında bunu teyit eden ifadeler kullandı.)

Rusya’nın askeri müdahalesi koşullarında kurulan yeni Kırım hükümeti, Kırım’ın geleceğini bir halk oylaması ile belirleme kararını aldı ve bu kararı çok kısa bir sürede uyguladı.

Referandum

“Egemen devlet olmak” ya da “Rusya’ya katılmak” şeklinde iki seçeneğin oylamaya sunulduğu referandum sonucunda yüzde 83’lük katılımın sağlandığı ve yüzde 97 oranında “Rusya’ya katılma” oyunun çıktığı ilan edildi.

Kırım referandumu uluslararası hukuk uzmanları tarafından birçok açıdan eleştirildi. Uzmanların tespitlerine göre, söz konusu referandum, Ukrayna’nın ve Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin anayasalarına aykırıdır. Ayrıca referandum yapıldığında bu tür halk oylamalarında uyulması gereken ilke ve normlar yerine getirilmedi, örneğin, oylama öncesinde ilgili tarafların adil bir şekilde fikir bildirmesi ve konuyu tartışması için uygun ortam yaratılmadı ve zaman açısından yeterince süre tanınmadı.

Oylamada mevcut durumun devamını tercih etmeye yönelik bir seçeneğin sunulmaması, referandum katılımcılarının karar verme özgürlüğünü kısıtladı. Referandum sonucunda ilan edilen katılım oranının ve nihai sonucun gerçeği yansıttığından şüphe duyuluyor. Çünkü referandumu boykot kararını alan Kırım Tatarlarının neredeyse tamamının, Ukraynalı ve Rusların da büyük bölümünün oylamaya katılmadığını, katılanların da ancak yarısının ayrılmaktan yana oy kullandığını gösteren kanıtlar olduğu ileri sürülüyor.

Referandumun ardından Rusya hükümeti birkaç gün içinde resmi adımları atarak Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasını sağladı. Böylece bir aydan daha az bir süre içinde Kırım Özerk Cumhuriyeti Ukrayna’dan ayrılarak Rusya Federasyonu’na bağlı hale getirildi.

Rusya’nın ”zor durumu”

Kırım’da yaşananların bütün dünyada bir şok etkisi yarattığını söyleyebiliriz. Bu olaylar dünya kamuoyunda Kırım’ın Rusya tarafından ilhakı olarak değerlendirildi. Güçlü Batı devletleri ve uluslararası kuruluşlar Rusya’yı Ukrayna’nın devlet egemenliğini ve uluslararası hukuk normlarını açıkça ihlal etmesi sebebiyle sert bir dille kınayarak Rusya üzerinde bu konuda baskı kurmak üzere bazı yaptırımlar da uyguladı.

Rusya, Batı’dan gelen suçlamalara karşı aynı şekilde sert bir dille karşılık verdi ve haklılık iddialarını Ukrayna’nın yeni yönetiminin meşru olmadığı, Ukrayna’daki Rusların haklarının kısıtlandığı ve bu şartlarda Rusya’nın soydaşlarını korumak için müdahale etmek zorunda olduğu savlarına dayandırdı.

Rus devlet adamları ayrıca Kırım halkının kendi kaderini tayin (self-determinasyon) hakkından söz edip Kosova örneğini dile getirerek Batı’yı iğnelemeyi de ihmal etmediler. (Rusya Kosova’nın bağımsızlığına karşı çıkmıştı.)

Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasının ardından Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk ve Lugansk bölgelerinde de ayrılıkçı güçler birer “halk cumhuriyeti” kurduklarını ilan etti. Kiev’teki yeni yönetim Kırım konusunda Rusya’ya karşı etkili bir şekilde direnememişti, fakat Donetsk ve Lugansk’taki ayrılıkçı hareketlere karşı askeri operasyon kararı aldı.

Kırım’ın Ukrayna’ya ”bağımlılığı”

Nisan ayının ortasından beri bu bölgelerden Ukrayna askeri güçleri ile ayrılıkçılar arasında yaşanan çatışmaların haberi geliyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre, çatışmalar sonucunda ölenlerin sayısı Haziran ayının ortası itibariyle 356 kişi idi. Ukrayna’daki sivil savaş ortamının, ne yazık ki, süreklilik kazanmasından endişe ediliyor.

Donetsk ve Lugansk “cumhuriyetleri” Rusya’ya katılma isteğini bildirmiş olsa da Rusya’nın bu konuda net bir tavır koymaktan kaçınarak sadece Ukrayna’yı askeri operasyon nedeniyle diplomatik düzeyde protesto etmekle yetindiği ve bekleme taktiğini uyguladığı gözleniyor.

Özellikle Kırım konusundaki tutumuyla Rusya’nın kendini büyük manevi zarara uğrattığı söylenebilir. Şu anda Rusya’nın uluslararası arenadaki imajı köklü bir şekilde zedelendi ve Batı ile ilişkileri ciddi bir şekilde gerilmiş durumda.

Ukrayna krizi ayrıca ekonomik açıdan da Rusya üzerinde olumsuz etkiler yarattı ve bu olumsuz etkinin daha da süreceği öngörülüyor. Bunun yanı sıra Kırım’ın da Rusya için yakın zaman içinde büyük bir maddi külfet teşkil edeceği belirtiliyor.

Uzmanların görüşüne göre, Ukrayna’nın en yoksul ve altyapısı yetersiz bölgelerinden biri olan Kırım’ın ekonomisini kalkındırmak için milyarlarca dolarlık yatırım yapılması gerekecek. Coğrafi açıdan Ukrayna’nın uzantısı olan Kırım ekonomik olarak da Ukrayna’ya bağımlıdır; yarımadanın içme suyu ve elektriği bile Ukrayna üzerinden sağlanıyor. Bu durum Rusya için acilen çözülmesi gereken büyük bir sorun teşkil edecektir.

Rusya için neden önemli?

Rusya’yı bu kadar maddi ve manevi külfeti göze almaya ve Kırım’ın ele geçirilmesi konusunda son derece kararlı ve hatta hoyratça davranmaya iten faktörler nelerdir? Kırım Rusya için neden bu kadar önemlidir?

Başlıca sebeplerden biri, şüphesiz, Kırım’ın Karadeniz’in merkezinde bulunmasından kaynaklanan jeopolitik önemidir. Karadeniz bölgesi günümüzde Avrupa ile Asya arasındaki enerji kaynakları transferinin bölgesel kavşağı durumundadır. Kırım üzerinde hakimiyet kuran güç, bölgedeki bütün süreçlere müdahale edebilecek konuma geliyor. Buna bağlı olarak Rusya’nın Karadeniz donanması Kırım’daki Sivastopol limanında üsleniyor. Sovyetler Birliği dağılınca Karadeniz donanması önce Rusya ve Ukrayna tarafından ortaklaşa kullanıldı, 1997’de iki ülke arasında yapılan anlaşmayla donanma Rusya ile Ukrayna arasında paylaşıldı ve Rusya kendi donanmasını Ukrayna karasularında bulundurmanın kirasını ödemeye başladı. Kırım’ın Rusya’ya bağlanması ile şu an bu mesele ortadan kalktı. Rusya, Ukrayna ile kira anlaşmasını tek taraflı feshetti.

Kırım’daki Rusların haklarının kısıtlanması meselesine gelince, Ukrayna’nın Sovyet sonrası dönemi boyunca ülkedeki kalabalık Rus azınlığı konusunda esnek bir politika yürütmediği doğrudur. Rus azınlığın yanı sıra Ukraynalılar kendileri de yaygın olarak Rusçayı konuştuğu halde – hatta bazı araştırmalara göre Ukrayna iki dilli ülke olarak değerlendiriliyor – Ukrayna’da Rusçaya devlet dili ya da resmi dil statüsü tanınmadı.

Sovyet sonrası dönemde Ukrayna hükümetleri, Rus dili ve kültürünün kuvvetli etkisine karşı Ukraynaca dilini ve kültürünü koruma endişesiyle dil politikalarında Ukraynacaya öncelik tanıyan bir tutum benimsediler ve Rusçanın eğitim, basın yayın, kamu alanlarında kullanımını kısıtlamaya yönelik tedbirler aldılar.

Rusların dil hakları konusu, hem Ukrayna’daki Ukraynalılar ve Ruslar arasında hem de Rusya-Ukrayna ilişkilerinde bu zamana kadar birçok sürtüşmeye neden oldu. Ukrayna krizi devamında da Rusya, Ukrayna’daki Rusların kısıtlanmış hakları konusunu propaganda amaçlı kullandı.

Kırım’ın 200 yıllık tarihi

Kırım hususunda en az bunlar kadar önemli olan diğer bir faktöre – Kırım’ı Rusya’ya bağlayan iki yüz yılı aşkın tarihi geçmişe – bakmak gerekiyor. Bu açıdan Kırım’ın Rusya için sembolik önemi de vardır.

Rusya Kırım yarımadasını ilk defa 1783’de, Çariçe II. Yekaterina döneminde ilhak etti. Kırım’daki Rus donanmasının geçmişi de bu tarihe uzanıyor. Kırım ilhak edilir edilmez Akyar limanında donanma üssü olarak burada Sivastopol şehrinin temeli atıldı. Bu tarihten itibaren Kırım, Rusya için Karadeniz’in kontrolünün sağlanması açısından hayati önem taşıdı.

Stratejik önemi haiz bir deniz üssünü barındıran, hassas konumdaki bir kenar bölge olarak Kırım, Rusya’nın yer aldığı büyük savaşların çoğunda düşmanın öncelikle ele geçirmek istediği bölge oldu ve dolayısıyla Rusya tarihindeki en önemli ve zorlu muharebelerin çoğu burada yaşandı.

Kırım için verilen savaşların Rusya’da vatanperverlik hissiyatının şekillenmesinde büyük rol oynadığını belirtmek gerekir. Bu açıdan özellikle Kırım Savaşı’nın (1853-56) etkileri dile getirilmelidir.

Yazının devamı için: http://bianet.org/biamag/siyaset/156738-ukrayna-krizinde-kirim-tatarlari

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar