Haber / Çerkesler, Rusya’nın 19. Yüzyıldaki Fethi “Soykırım” Olarak Tanımasını İstiyor
17:38 29 May 2014

21 Mayıs’ta Çerkes toplulukları dünya çapında, Rus-Çerkes Savaşı’nın sona ermesinin 150. yıldönümünü törenlerle andılar. Bazı kaynaklara göre savaş 100 yıl sürdü; 1763 yılında Rus ordularının Çerkesya’nın doğusu Kabardey bölgesini işgaliyle başlayarak bugünkü Soçi kentinin yakınındaki Krasnaya Polyana’da askeri törenin düzenlendiği 1864 yılına kadar devam etti. Rusya İmparatorluğu Kafkasya’da yaşayan Çerkes nüfusunun yüzde 90’ını öldürdü veya Osmanlı İmparatorluğu topraklarına sürgün etti. Kitlesel sürgünün sonucu olarak Çerkesler’in çoğu bugün Kuzey Kafkasya’daki vatanlarının dışında yaşıyor. Çerkesler Türkiye, Almanya, ABD, Kuzey Kafkasya ve başka yerlerde sürgünü gösterilerle andılar.

19. yüzyıldaki Rus-Çerkes Savaşı Kuzey Kafkasya’da büyük tartışmalara yol açtı. Gerginlik, Rusya İmparatorluğu’nun Çerkeslere “sokırım” uyguladığının Moskova tarafından tanınması talebinden kaynaklanıyor. Buna karşılık Rusya hükümeti konuya ilgisiz kalıyor veya önemsizleştiriyor; meselenin gündemden düşürülmesi için Kuzey Kafkasya’daki bölgesel makamlara sessizce baskı yapıyor. Rus-Çerkes Savaşı’nın sona ermesinin 150. yıldönümünün öncesinde Adığey, Karaçay-Çerkes ve Krasnodar’daki Çerkes örgütleri Başkan Vladimir Putin’e bir kere daha çağrıda bulunarak “Çerkes soykırımını” tanımasını istediler (http://www.aheku.net/news/society/3542).

Daha önemlisi, İsrailli aktivist Avrom Şmuleviç’in önderlik ettiği Kuzey Kafkasya’dan bir grup aktivist “Çerkes soykırımının” tanınması için Ukrayna başkan vekili Oleksandr Turçinov’a başvurdu (http://www.natpress.info/index.php?newsid=8989). Aktivistler Rusya’nın Ukrayna karşısındaki saldırgan tutumuyla bağlantılı olarak, Kiev’in Kuzey Kafkasya’daki Çerkesler’in içinde bulunduğu kötü duruma duyarlı olmasını istiyorlar. Şmuleviç 2014 yılı sona ermeden Ukrayna’nın “Çerkes soykırımını” tanıyacağını tahmin ediyor (http://avrom-caucasus.livejournal.com/359996.html).

En kalabalık Çerkes nüfusunun yaşadığı Türkiye’de de devlet yetkilileri alışılmadık biçimde konuya sahip çıkıyorlar. Meclis Başkan Yardımcısı Sadık Yakut “Anayurtlarından sürgün edilen halkların geri dönüş hakkı insan hakları bağlamında ele alınmalıdır. Yaşadıkları ülkelerde çifte vatandaş olmaları ve 21 Mayıs’ın soykırım ve sürgün günü olarak tanınması Çerkesler’in doğal haklarıdır” açıklamasını yaptı (http://www.aheku.org/news/society/5822).

Çerkesler’in ev sahibi halk oldukları cumhuriyetlerin resmi makamları ürkek davranıyor. Mesela birkaç yıl önce Adıgey’deki Çerkes aktivistler yetkililere başvurarak Rus-Çerkes Savaşı’nın Çerkes kurbanları anısına bir anıt dikilmesini istemişlerdi. Hükümet ise hem Rusya tarafında savaşırken hem de anayurtlarını savunurken ölenler için Birlik ve Uyum adı verilen bir anıt dikmişti. Adıgeyli Çerkes aktivist Aslan Şazzo Ekho Kavkaza radyosuna verdiği demeçte: “Kendi ölülerimiz için anıt istiyoruz. Sadece anayurdu savunurken hayatını kaybedenler için; Çar askerleri için değil” dedi. Bu yıl Nalçik’teki törenleri Kabardey-Balkar Cumhuriyeti yetkilieri yönetti. Etkinlikleri tertipleyen komisyonun başkanı Cumhuriyetin Başbakan Yardımcısı Ruslan Firov idi. Nalçik’teki etkinliğe yaklaşık 3.000-4.000 kişi katıldı. Rusya makamlarının baskısının en belirgin olduğu yer Moskova idi. 19 Mayıs günü polis Çerkes aktivist Beslan Tewvej’i tutuklayarak Rus-Çerkes Savaşı’nın anısına üretilmiş 71.000 kurdelaya el koydu. Tewvej kısa süre sonra serbest bırakılsa da, “aşırılıkçılık” içerip içermediği incelenen kurdelalar geri verilmedi (http://www.ekhokavkaza.com/content/article/25393637.html).

20 Mayıs günü Çerkes aktivistler Soçi bölgesindeki Akhintam köyünde, 101 yıl süren Rus-Çerkes Savaşı’nı simgeleyen 101 tane mum yakarak sabaha kadar nöbet tuttular. Krasnodar bölgesinde Aslan Gvaşev isimli Çerkes lider Kavkazski Uzel sitesine yaptığı açıklamada sürgün sonrasında Çerkes halkının Karadeniz’i büyük bir mezar olarak gördüğünü söyledi: “Kıyıda yaşayan Çerkesler’in çoğu balık yemezler, hatta denizde yüzmezler. Bu deniz atalarımızın kemikleriyle dolu. Başka türlü davranamayız” (http://www.kavkaz-uzel.ru/articles/242975/).

Tanınmış Rus tarihçi ve Rusya Bilimler Akademisi üyesi Sergey Arutyunov Kavkazski Uzel’e yaptığı açıklamada Rus-Çerkes Savaşı etrafında yapılan tartışmaların bitmesi için Rusya hükümetinin Çerkes “soykırımını” tanıması gerektiğini söyledi. Arutyunov ayrıca Kuzey Kafkasya’da savaşmış Rus kahramanları için dikilmiş anıtların kaldırılması ve yerleşimlerin orijinal isimlerinin iade edilmesi gerektiğini savundu. Soçi civarında bulunan ve gaddarlığıyla tanınmış General İvan Lazarev’in adını taşıyan bir kasabayla ilgili olarak Arutyunov şunları söyledi: “Lazarev Rus tarihinde çok önemli bir isimdir ve hiç kimse bunu inkar edemez. Ne var ki Lazarevski adı başka bir yere verilmeli. Bu doğduğu veya biyografisiyle bağlantılı bir yer olabilir; savaştığı ve rolünün tartışmalı olduğu bir yer değil” (http://www.kavkaz-uzel.ru/articles/242980/). Rusya makamlarının tarihsel Çerkes topraklarında tartışmalı Rus generalleri adına anıtlar dikmesi Çerkesler’in kızgınlığını daha da artırıyor.

Rus tarihçiler hükümetin tarihe müdahale etmiyormuş gibi davranıyorlar. Oysa bizzat Başkan Putin genç kuşakta doğabilecek şüpheylere veya tartışmalara engel olmak üzere hükümete tek tip tarih tezi yaratması çağrısı yaptı. Birçok Rus tarihçi çağdışı konseptler kullanmaya devam ediyor; Çerkesler’in Osmanlı topraklarına sürgün edilmesini “gönüllü göç” olarak nitelendirebiliyor, hatta Rus-Çerkes Savaşı’nı inkar edebiliyorlar. Profesyonel Rus tarihçiler taraflı bir dil kullanıyor. Mesela, Rusya İmparatorluğu’nun Kuzey Kafkasya’yı ele geçirdiğini söylemek yerine, “Rus ordularıyla dağlılar arasındaki askeri seferlerden sonra bölge Rusya İmparatorluğu’na dahil oldu” diyorlar (http://georgia.kavkaz-uzel.ru/articles/242940/).

Rus tarihçiler ve politikacılar bu tip ifadeler kullanmak suretiyle fatihleri ve kurbanlarını eşitliyorlar.

Ayrıca Kuzey Kafkasya’nın Rusya tarafından ele geçirilmesini, sanki bir toprak parçası doğal mecrasında Rus devletine katılmışçasına, insani boyutundan soyutluyorlar. Çerkesler tarhsel trajediler etrafında bir araya gelmeye devam ediyorlar. Rusya makamları er geç bunu dikkate almak zorunda kalacaklar.

Valery Dzutsev 

Kaynak: http://www.jamestown.org/single/?tx_ttnews[tt_news]=42427&tx_ttnews[backPid]=228#.U4YhqnbPzTQ

Çeviri: Dr. Ömer Aytek Kurmel

Cherkessia.net, 28 Mayıs 2014

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar