Haber / Vladimir Putin ve Onun Yalan Korumaları
18:21 2 May 2014

Putin güçlü olabilir, ama internet ondan daha güçlü olduğunu ispatladı. Rus lider, bilgi çağında yalan şebekeleri kurmanın neredeyse imkansız olduğunu idrak ediyor.

Rusya Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna üzerindeki toprak tecavüzü süresince devletin propaganda makinesinin halka alternatif bir realite sunduğu, dünyanın dikkatli büyük kesimi tarafından başından beri anlaşılmıştı. Önceden yaratılan hain “milliyetçiler ve faşistler”, Rus medyası tarafından Ukrayna’yı ele geçiren öcüler olduğu iddia edildi. Başlıca düşmanları belirlemek için, denenmiş-test edilmiş ezeli rakipleri olan ABD ve CIA’den medet umdular. İkincil ‘kötü adamlar’ ise Gürcüler ve eşcinselleri içeriyor. Bununla beraber The Daily Show’da çıkan John Stewart adlı komedyen geçtiğimiz hafta Rus liderin stratejisini videolu kanıt ile bir sanatçı edasıyla özetledi: “Putin sürekli yalan söylüyor.”

Yalanları Batı’yı aldatma amacı gütmüyor, zira Ukrayna’da hakikaten neler olduğu ile ilgili deliller bulmak hiç zor değil. Aksine, bu yalanlar, bir kaos ortamı yaratma amacıyla Rus halkını ve muhtemelen Ukraynalıları hedef alıyor. Bu kaos Putin’in bir sonraki hamlesinin önünü açıyor: Doğu ve Güney Ukrayna’ya “insani görev” (istila ve toprak gaspı) için “barış muhafızları” (silahlı kuvvetler) yollamak.

Winston Churchill diyor ki “Bir yalan, hakikat henüz donunu giyip dışarı çıkamadan dünyanın yarısını dolaşır.” Putin bu eski atasözüne bel bağlamış durumda. Fakat onun iptidai gerçek dışı söylem stratejisinde gücünü yanlış hesapladığı gerçek bir düşman var: dünyayı daha entegre hale getiren internet ve iletişim teknolojisi. Bu, kitleleri küstahça aldatmasını daha zor hale getiriyor.

Ukrayna’daki karmaşık durumun Putin’in Rus halkına yansıttığı propaganda ile uzaktan yakından alakası yok. Ukrayna hakkındaki küstahça ve bazen gülünç yalanları, haberlerini yalnızca devlet kontrollü Rus ana akım medyasından alanlar için etkili olmaya meyilli.

Şu anda Rus medyası halkını Ukrayna’nın Rusça konuşan kesimine yapılacak olan sözde soykırımı engellemek için bir silahlı “barış koruma” operasyonuna hazırladı.

Gayri resmi bir savaş içerisinde olan Rusya hali hazırda Ukrayna’yı alışılagelmemiş yollarla işgal etmiş durumda. Ukrayna istihbaratı Rus ajanlarının ve Özel Kuvvetlerin bir süredir – Kiev’deki Meydan Direnişi sırasında ve hatta öncesinde Ukrayna topraklarında bulunduğunu rapor etti.

Putin’in kuvvetleri Ukrayna milis kuvvetlerine sızmış vaziyette ve sivilleri Doğu’da ve Güney’de provoke ediyor. Rus özel kuvvetleri tarafından komuta edilen yeşil üniformalı ve Rus aksanlı bölücüler koruma girişiminde bulundukları köylerde ve kasabalarda yollarını kaybetmiş durumda. Bunların içinde keskin nişancılar, türlü askeri ekipman taşıyan personeller, Anti-tank silahlı piyadeler, özel görevleri basın mensuplarını kaçırmak olan gruplar, siviller ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Organizasyonu (OSCE)’ndan askeri müfettişler var.

Yeni bir potansiyel “barış koruma” misyonu 200 tankın, top ve roket’in mobilizasyonunu ussallaştırabilir; Ukrayna Avrupa Birliği elçisi Yurij Sergeev’e gore 40.000’e yakın Rus çevik kuvveti sınırın hemen ötesinde bekliyor. Bu öyle bir rakam ki, öylece sınırdan mal kaçırır gibi bir ülkeyi işgâl edemezsiniz. Rusya’nın stratejisi şu ana dek Ukrayna’yı, savunma güçlerini dengesizleştirme, Ukrayna’da seçilmiş bir başkan olmaması için gelecek seçimleri sabote etme ve bununla birlikte ekonomik ve politik reformları ikincil plana atma hedefini güdüyor.

Rusya’nın ünlü eski siyasi mahkumlarından Mikhail Kodorkovsky, Kiev’e 23 Nisan’da yaptığı ziyarette Putin’in davranışlarının jeopolitik strateji içeren bir şey değil, kişisel bir intikam olduğunu ileri sürdü. Khodorkovsky’e gore Putin “Ukrayna’dan şahsi bir intikam alıyor. Devrim tarafından ve eski başkan Yanukovych ile onun yolsuzluk çemberi kovulduğundan ötürü onuru zedelendi.”

Fakat Putin’in yalanları Ukrayna üzerinde Ruslara olduğu kadar işlemiyor, ve dengesizleştirme politikası planladığı gibi yolunda gitmemiş olabilir. Bununla beraber Kiev’deki farazi milliyetçiler, faşistler ve Rus yanlısı protestolara katılanlar bazı bilgiler sızdırdı. Gallop kamu fikir anketinin Mart ayında yaptığı çalışma, Doğu ve Güney Ukraynalılar arasında ayrılıkçı düşüncelerin çok az olduğunu gösterdi ( Ukrayna’nın bölünüp farklı ülkelerin oluşmasını destekleyenler yalnızca %2 ila %4 arasında seyretti.).

Kiev Uluslararası Sosyoloji Enstitüsün yaptığı bir başka anket ise fikir farklılıkları bulunduğunu gösteriyor. Devrik Lider Victor Yanukovych’in (şu anda Rusya’da yaşıyor) etkili olduğu bölge olan Donbass ona hala sadık görünüyor. Ama genel olarak, Doğu ve Güney Ukraynadaki Ukraynalıların büyük çoğunluğu Rus askerlerinin konuşlanmasını kınıyor.

O bölgelerde dahi halkın büyük çoğunluğu, Rusça konuşan Ukraynalılar Rusya’ya bağlanmak istemiyor. Fakat bu realiteler önemli değil. Putin o kadar ileri gitti ki halkın ne istediğini yahut batının fikirlerini, uluslararası düzeni ve hatta ülkesindeki çalkalanan ekonomisine uygulanan yaptırımları göz önünde bulundurmuyor. Ekonomik yaptırımlar Rus hükümetine gore ülkeyi yalnızca güçlendirecek: Rus başbakan Dmitry Medvedev’e göre “ Batı yaptırımları sayesinde, Rusya dışarı olan bağımlılığından kurtuluyor ve aksine bölgesel ekonomiler daha çok kendine yeten hale geliyor.

Batılı uzmanlar Birleşik Devletlerin ve Atlantik İttifak’ın Rusya’nın çıkarlarına dün saygısı bulunsaydı, Putin bugün bu kadar çılgına dönmezdi diyor. Fakat Rusya’nın milli çıkarlarını, tek bir şahsın emperyal zevkleriyle karıştırmamak gerekiyor. Putin’i güdüleyen her ne ise, bunun ülkesinin ve halkının (143.5 milyon can) çıkarı için yaptığına dair bir delil yok. Ekonomik kaynakları ziyan edip, ülkeyi neredeyse SSCB’ye benzer biçimde bir izolasyona sürüklerken halkına yalan söylüyor.

Yetenekli bir diktatör olarak Rusya’da milliyetçiliği kullanarak kendi şahsi gücünü yükseltti: Halkın onayı Kırımın ilhakından sonra %80’e fırladı. Sıradan bir Rus neredeyse Putin ne derse kabul edecektir, buna Ukrayna’ya askeri müdahale de dahil.Talihsiz gerçek şu ki, ve hatta şu anda bunu kanıtlayacak bir kayıt var, Rus başkan Vladimir Putin muhtıralara, diplomatik anlaşmalara ve sözleşmelere uymayacak.

Batılı ve ABD’li bir çok kişi Doğu Avrupa’da süregelen olayları dış bir sorun olarak algılarken, bu tehlikeli oyunda oyuncuların yapacağı tek bir hamle bile dünyayı yerinden oynatabilir (Forbes destekçisi Loren Thompson’ın kendi gönderisinde yazdığı gibi).

Washington karar verici mekanizmasına, geç-soğuk savaş dönemini yaşadığı gerekçesiyle eleştiri getirilebilir fakat bu eski konsepti dirilten Putin’in kendisiydi. Polonya dahil, Doğu Avrupa, Baltık Devletler, Finlandiya, Gürcistan hatta Kazakistan, Putin’in Ukrayna’daki eylemlerinden ötürü ürkmüş durumda.

Kıtanın doğu kısmındaki Ukraynalılar dahil bir çok insanın içinde 20. Yüzyılın getirdiği jeopolitik oyunların ve milliyetçiliğin etkilerini ilk elden tecrübe eden aileler barınıyor.

Aile üyeleri II. Dünya savaşında işgal edilmiş topraklarda ve toplama kamplarında ıstırap çeken kişilerden oluşuyor. Hafızalar henüz taze ve Putin, Avrupa halkına (Bu mukayese Amerika’daki bazılarına övünç kaynağı olsa bile) Hitler’i hatırlatıyor.

Polonya dışişleri bakanı Radoslaw Rikorsy, Washington Post makalesine şöyle diyor: “Rusya kendisini bir revizyonist güç olarak deklare etti ve II. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş sonrası imzalanan politik ve hukuki anlaşmaları çiğnemeye hazır.” Batının “Avrupa ile güvende olduğumuz yerlerde durumları değerlendirmesini ve çatışmanın düşünülemez olduğu ile ilgili postmodernist hülyalardan sıyrılması gerekiyor”.

Tabi, gelgelelim Putin’in yanlış hesap yapmış olabileceği bir tahmin edilemezlik unsuru var. Putin’in ehlileştiremeyeceği güçlü bir düşmanı var: İnternet (Ki ona gore bu bir CIA projesi olarak başladı ve böyle devam ediyor. Muhtemelen de bunu Edward Snowden’dan öğrendi).

Tecrübeli bir KGB memuru olan Putin, eski okul metodları kullanarak ülkesinin çoğunluğunu nasıl kontrolü altında tutabileceğini kesinlikle biliyor. Ama Sovyet sonrası bölgelerde yaşayıp, Putin’in propagandasına maruz kalmayanlar onun yalan attığını görebiliyor. Bilgi her zaman olduğundan daha hızlı bir şekilde akıyor ve kamu fikrinin önemi büyük.

Rusya içeriside, ülkelerinin almış olduğu politik, ekonomik ve sosyal rotanın tehlikesinin farkında olan insanlar da var. Bu insanlar nasıl bir etki edecek, bunu yalnızca tahmin edebiliriz.

Şükür ki, Putin burada tarihin yanlış kısmında bulunuyor. Soğuk kanlı bir KGB stratejisti olabilir fakat teknoloji nezdinde saati geri çeviremez. Facebook ve türlü sosyal ağları Rusya’da muhtemelen yasaklayabilir ama yalanlarının büyük bölümü hali hazırda ifşa olmuş durumda (internet yasaklarında kullanılabilecek alternatif yollar da var ). Öngörü konusunda eksikliği var ve oyunun gerisinde bulunuyor, buna ragmen kendisi hakkındaki bu fikirlere katılmıyor olabilir.

Dünya liderleri Putin’i olduğu gibi ele alır ve plana uygun hareket ederlerse, Dünya ve Ukrayna iyi olabilir. Nitekim, arkasında bırakacağı miras onun hayal ettiğinden daha farklı olacak. Tek soru şu: Putin’in eylemlerinin bedelini kaç kişi ödeyecek ?

 

Kaynak: http://www.forbes.com/sites/katyasoldak/2014/04/26/vladimir-putin-and-his-bodyguard-of-lies/2/

Çeviri: Yedic Sinan Yavuz

Cherkessia.net, 30 Nisan 2014

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar