Haber / Putin, Hrant Dink Ödülü sahibi STK’yı kapatıyor
14:25 1 May 2014

2012’de Uluslararası Hrant Dink Ödülü’nü alan İnsan Hakları Merkezi Memorial (HRC Memorial), Rusya’da kapatılmanın eşiğine geldi. Ülkede daha önce görülmemiş bir sivil toplum kuruluşu ‘avı’ yaşanıyor.

2012’de Uluslararası Hrant Dink Ödülü’nü alan İnsan Hakları Merkezi Memorial (HRC Memorial), Rusya’da kapatılmanın eşiğine geldi. Ülkede daha önce görülmemiş bir sivil toplum kuruluşu ‘avı’ yaşanıyor. Rusya Adalet Bakanlığı’nın yürüttüğü ve yabancı lobi faaliyetleri yasasına dayanan bu soruşturma, ülkede hükümete muhalif olan belli başlı sivil toplum kuruluşlarının ‘yabancı ajanlık’ suçlamasıyla tasviye edilmesini öngörüyor.

10 yıl önce

Pek çok konuda giderek daha çok Rusya’yı ‘örnek alan’ Türkiye de yaklaşık on sene önce benzer bir süreçten geçmişti. Bugün, AB sürecinin de etkisiyle, yurtdışı fonlarından yararlanan STK’lar için yasal bir engel bulunmuyor olsa da uygulamada keyfi zorluklar çıkarılmaya devam ediyor.

Birleşik Rusya Partisi’nin Temmuz 2012’de parlamentoya sunduğu ve kâr amacı gütmeyen STK’ların ‘yabancı ajan’ ya da ‘yabancı lobi grubu’ olarak kaydolması zorunluluğunu getiren yasa jet hızıyla geçmiş ve birkaç ay içinde yürürlüğe girmişti. Ancak bu yasa Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Sevgililer Günü’nde, Federal Güvenlik Servisi üyelerine karşı yaptığı konuşmayla savcıları göreve çağırana kadar uygulanmaya başlamamıştı. Putin konuşmasında, “Doğrudan veya dolaylı olarak içişlerimize müdahaleyi, Rusya ya da müttefiklerimize yönelik baskıları asla kabul etmeyiz” demişti.

Yasa metninde geçen ‘yabancı ajan’ ya da ‘yabancı lobi grubu’ anlamına gelen Rusça kelime, ülkede Soğuk Savaş dönemi çağrışımları yapıyor çünkü bu yasanın metni hem Rusya’da hem de uluslararası toplumda sıkça ‘insan hakları ihlali’ eleştirilerine maruz kalmıştı

Cadı avı

Mart başından bu yana Adalet Bakanlığı, dokuz STK ve beş STK başkanı hakkında ‘yabancı ajan’ adı altında kayıt olmayı reddettikleri gerekçesiyle idari davalar açtı.

Tartışmalı yasanın 2012 yılında geçmesinden bu yana hemen hemen tüm STK’lar casusluk etiketi yiyip siyasal zulüm görmekten korktukları için lobicilik adı altında kaydolmayı reddettiler.

St. Petersburg merkezli ülkenin en önde gelen insan hakları örgütü ADC Memorial, Rusya Adalet Bakanlığı tarafından ‘yabancı ajan’ kaydı altına alınmayı reddettiği için kapatılan ilk büyük STK oldu.

ADC Memorial’ın tasfiyesi, Cuma günü Milletvekili Andrei Lugovoi’nin STK faaliyetlerinin kapsamının sınırlandırılması ve ticari olmayan kuruluşların ‘yabancı ajan’ kaydı altına alınması, bu konudaki karar mekanizmasının da Adalet Bakanlığı’na bırakılması için önerdiği yasa teklifiyle aynı güne denk geldi. 2012’de kabul edilen mevcut yasa STK’ların, yabancı ülkelerden fon alıp bu fonu Kremlin tarafından siyasi faaliyet olarak kabul edilen konularda kullanmaları durumunda, lobicilik adı altında kaydolmalarını mecbur kılıyor.

1989’da kurulan ACD Memorial, eski Sovyet cumhuriyetlerindeki siyasi baskı adına bir bellek oluşturmak ve bunu korumak, bütün bölgede insan hakları savunuculuğu yapmak adına çalışan, alanında sadece eski Sovyet ülkelerinin değil, Almanya, Fransa ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinde de aktif olarak varlığını sürdüren nadir örgütlenmelerin başında geliyor.

AYM’den destek

Bu ayın başlarında, Rusya Anayasa Mahkemesi ‘yabancı ajan’ yasasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan şikayetlerin asılsız olduğuna hükmetti. Anayasa Mahkemesi bu yasanın STK’ların faaliyetlerine karışmak için değil, şeffaflıklarını teşvik etmek amacıyla çıkartıldığını belirtti. Bu açıklamaya rağmen ACD Memorial’ın kapanması ülkedeki diğer insan hakları örgütlerini alarma geçirdi. Uluslararası Af Örgütü Moskova Ofisi Direktörü Sergei Nikitin, “Rus yetkililer alternatif bir sesi kasıtlı bir şekilde Rus halkından mahrum bırakıyorlar. Kendilerini eleştirmeye cesaret eden herkese saldırıyorlar” derken, ACD Memorial Başkanı Stefania Koleva “Mahkemenin yargı süreci tarafsız değildi. Bizim savunmalarımız dikkate alınmadı. Avukatlarımızın savunmaları defalarca yarıda kesildi ve davacı tarafa tam yetki verildi” şeklinde konuştu.

Van Kadın Derneği kurucusu Zozan Özgökçe: “PKK ve KCK’ye sempati” suçlaması

Van Kadın Derneği çatısı altında Van depreminden etkilenenlere yardım ediyorduk ancak bize ve dokuz STK’ya daha dava açıldı. Deprem sonrası yaptığımız çalışmaların “PKK ve KCK’ye sempati ve güven kazandırma amaçlı” olduğu iddia edildi. Davadan önce denetimlerle ve kapatılmayla tehdit edildik, çeşitli zorluklar çıkarıldı, araçlarımıza el konuluyordu. Yasada bildirim yapma zorunluluğu olmayan durumlarda bile bildirim yapılmadığı gerekçesiyle faaliyetlerimize engel olundu. Gerekçe tabii ki yurtdışından kaynak almamız değildi, çünkü bu yasal olmazdı. İlk dönemlerde bizi ‘misyoner’ olarak suçladılar, halk arasında daha farklı suçlamalar da vardı, ama şimdi AB fonları çok popüler olduğu için bu tip tepkilerle karşılaşmıyoruz.

Avukat Mehmet Uçum: Türkiye’de AB süreci olumlu oldu

Türkiye’de buna benzer bir uygulama yok, yabancı fon kullanan vakıf ve dernekler Türkiye’de faaliyet gösterebiliyor. Türkiye’de tek kural bu fonların bildiriminin yapılması, nereden geldiğinin bilinmesi ve banka kanalıyla bu aktarımın yapılması ve yıl sonu raporlarında bu harcamalara yer verilmesi. Genel olarak dernek ve vakıfların yabancılarla işbirliğinde bir sorun yaşanmıyor ama eski bürokratik alışkanlıklar sebebiyle fiilen engeller çıkıyor.

http://www.agos.com.tr/

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar