Haber / ‘Putin’e yaptırım uygulanmalı’
19:56 30 April 2014

Ukrayna’da şubat ayında yaşanan yönetim değişikliğinin ardından dışişleri bakanlığı görevine vekaleten atanan Andriy Deşçitsa, Al Jazeera’ye konuştu. Deşçitsa, “Batı, Putin dahil Rus karar vericilere yaptırım uygulamalı” dedi.

Ukrayna’da gösterilerin ardından şubat ayında değişen yönetimde dışişleri bakanlığı görevine getirilen Andriy Deşçitsa, Rusya’nın Kırım’a müdahalesinin ve Kırım’ı ilhakının, kendileri için bir sürpriz olduğunu söyledi.

Al Jazeera’ye konuşan Deşçitsa, Rusya’nın amacının Ukrayna’yı denetim altına almak ve bütün Karadeniz bölgesini istikrarsızlaştırmak olduğunu savundu. Ukraynalı Bakan, Batılı ülkeleri, Rusya’ya daha sert yaptırımlarda bulunmaya çağırdı. Deşçitsa “Putin de dahil olmak üzere, Rusya’daki karar vericilere yönelik yaptırımlar uygulanmalı” dedi.

Doğu Ukrayna’da Rusya yanlısı silahlı gruplar, işgal eylemleri gerçekleştiriyor ve AGİT gözlemcilerini rehin alıyor. Fakat bu grupların eylemleri karşısında, Ukrayna güvenlik güçlerinin bölgedeki durumu kontrol etmede son derece yetersiz kaldığını görüyoruz. Bunun nedeni nedir?

Biz, yeni bir saldırıyla karşı karşıyayız. Rus ordusuna ve istihbarat teşkilatına mensup özel birlikler, küçük gruplar halinde Doğu Ukrayna’ya sızıp burada karışıklıklar çıkartıyor. Gayet iyi teçhiz edilmiş olan bu gruplar, Ukrayna’nın doğu bölgelerindeki şehirlerde ve sınıra yakın yerleşim yerlerinde silahla, baskı ve şantajla insanlara boyun eğdirip kendi amaçlarına yönlendiriyor ve böylelikle, kendi taleplerinin geniş kamuoyu desteğine sahip olduğu görüntüsünü yaratıyorlar. Ukrayna hükümeti, on gün kadar önce, terörle mücadele operasyonuna başladı. Fakat, bir taraftan Cenevre’deki uzlaşma süreci, diğer taraftan Paskalya Bayramı gibi olayların araya girmesi nedeniyle, bu operasyon, beklenenden daha yavaş gerçekleşiyor. Bu operasyonları acele etmeden iyi bir hazırlıkla yapmak gerekiyor ki, olabilecek can kayıplarının önüne geçilebilsin. Bir diğer sorun da, doğudaki farklı illerde polislerin farklı tavırlar takınmasıdır. Bazı illerde polis, silahlı eylemcilerle çatışmaya girmek istemezken, bazı illerdeyse, Lugansk’ta gördüğümüz üzere, silahlı eylemcilere teslim olmayı, resmi binaları onlara teslim etmeyi reddetti. Fakat dediğim gibi, diğer bazı illerde polis, sivil halka karşı güç kullanılmaması gerektiğini söylüyor. Oysa gördüğümüz üzere bunlar sivil halk değil, özel yetişmiş silahlı gruplar.

Peki, sözünü ettiğiniz Rus özel birlikleri, ne zaman bölgeye sızdılar?

Farklı zamanlarda. Bazıları bu olaylar başlamadan çok önce bölgeye gelmişti, bazıları ise Kırım’ın Rusya tarafından işgalinden sonra, Kırım ve Rusya üzerinden buraya geldiler. Bizim daha önce sürekli olarak Rusya’yla aramızda dostane ilişkiler bulunduğu için, Rusya’dan Ukrayna’ya giriş son derece basit prosedürlere dayanıyordu ve sınırı geçenler fazla kontrol edilmiyordu. Bu özel silahlı birlikler bu durumdan yararlandı. Fakat şimdi durum değişti. Bu Rus istihbaratçıların faaliyetlerinden ötürü sınır geçişlerinin daha sıkı kontrole tabi tutulması kararı alındı.

Cenevre’de ABD, AB, Rusya ve Ukrayna’nın imzaladığı anlaşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu anlaşma uygulanmaya başladı mı, yoksa tamamıyla kağıt üzerinde mi kaldı?

Cenevre’de imzalanan bu bildiri, her şeyden önce çatışmanın diplomatik ve siyasi yönlerden çözülmesine yönelik bir çabaydı ve Rusya’ya gerilimin yatışması konusundaki niyetini göstermesi konusunda bir şans vermeyi amaçlıyordu. Ukrayna da bu anlaşmada imzası olan bir ülke olarak bu konuda bazı adımlar attı. Bu adımlar, terörle mücadele operasyonlarının yavaşlatılması, af yasasının hazırlanması, Kiev’deki devlet binaları da dahil olmak üzere çeşitli grupların kamu binalarını ve sokakları boşaltmalarının sağlanması, yerel yönetimlerin yetkilerinin arttırılmasını içeren anayasa reformuna girişmek, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) misyonuna gereken kolaylığı göstermek gibi adımlardı. Ukrayna, Cenevre’de üstlendiği bu yükümlülükleri yerine getirdi. Fakat Rusya’da resmi çevrelerden hiç kimse bu anlaşmanın uygulanması yönünde bir açıklama yapmadı. Rusya’nın her şeyden önce, doğu illerindeki silahlı grupları geri çekmesi, onları silah bırakmaya ve eylemlere son vermeye ikna etmesi gerekiyor.

Fakat Rusya, doğudaki Rusya yanlısı gruplar silahsızlandırılmadan önce, Sağ Sektör örgütünün de (önceki Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’e karşı mücadele eden Ukrayna milliyetçisi oluşum) silah bırakması gerektiğini savunuyor…

Mesele şu ki, Sağ Sektör örgütü, silahlarını teslim etmeye devam ediyor. Hatta bu süreç, Cenevre görüşmelerinden önce başlamıştı. Çünkü bizim açımızdan mesele, Ukrayna’da yasadışı şekilde ve bilinmeyen kaynaklardan silah edinmiş olan bütün grupların silahsızlandırılmasıdır. Ukrayna İçişleri Bakanlığı, Sağ Sektör örgütünün silahsızlandırılması sürecini yürütüyor.

Yani hükümetiniz, Sağ Sektör’ün silahsızlandırılması konusuna önem veriyor.

Evet tabii. Yani sadece Sağ Sektör değil, bu şekilde silahlandırılmış olan bütün örgütlerin. Rusya, Kiev’de protestocuların kontrolündeki belediye binası ile, doğu illerinde Rusya yanlısı grupların işgal ettikleri binaları aynı kategoride değerlendiriyor. Oysa Kiev’de protestocuların denetimi altındaki Belediye Sarayı ile doğuda Slavyansk ilçesinde veya diğer yerleşim yerlerinde Rusya yanlısı grupların işgali altındaki binaların durumu çok farklı. Doğu illerindeki bina işgallerini tepeden tırnağa silahlı adamlar yapıyor.

Bu durumda, Cenevre’deki anlaşma kağıt üzerinde mi kaldı?

Eğer Rusya kendi üzerine düşenleri yaparsa, anlaşma, uygulama imkanı bulur. Biz Ukrayna olarak üzerimize düşen her şeyi yaptık.

Sizce Rusya’nın bütün bu olaylardaki amacı nedir?

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik genel amacı, Ukrayna’yı istikrarsızlaştırıp denetimi altına almaktır. Fakat tabii ki biz buna izin vermeyeceğiz. Bir taraftan mayıs ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin önüne geçmek, diğer taraftan yeni cumhurbaşkanı seçildikten sonra da Ukrayna’daki yeni yönetimin meşruiyetini tartışılır hale getirmek istiyor. Eğer bütün Ukrayna’yı istikrarsızlaştırmak mümkün olmazsa o zaman en azından bir kısmını istikrarsızlaştırmayı, eğer bu da gerçekleşmezse, o zaman doğrudan askeri müdahalede bulunup Ukrayna’nın bazı bölgelerini işgal ve ilhak etmek istiyor.

Yani Rusya, Kırım’dan sonra Ukrayna’nın başka bölgelerini de ilhak edebilir diyorsunuz. Peki nereleri ilhak edebilir?

Rusya’nın planlarını tabii öncelikle Putin’e sormak lazım. Fakat haritaya bakıldığı zaman strateji bilen birinin kolaylıkla göreceği üzere, Rusya’nın temel önceliği Ukrayna’nın doğu ve güney illerini ele geçirerek, Karadeniz sahili boyunca, Moldova’nın Transdinyester bölgesine (Moldova’da Slav kökenli nüfusun yaşadığı ayrılıkçı bölge) kadar bir istikrarsızlık koridoru oluşturmak ve böylelikle Moldova’yı da etkisi altına almaktır. Böylelikle Rusya sadece Ukrayna’yı değil, bütün Karadeniz Havzası’nı dolayısıyla Avrupa’yı istikrarsızlaştırmaktadır.

Batılı ülkeler çeşitli defalar Rusya’yla silahlı mücadeleye girmeyeceklerini söylediler. Bu açıdan Batılı ülkelerin Ukrayna’ya verdiği desteği nasıl değerlendiriyorsunuz? Veya Batılı ülkeler Ukrayna’ya somut bir destek verdi mi?

Benim görüşüme göre Batılı ülkeler, Ukrayna’yı yeterince etkin şekilde destekliyor. Fakat bu destek süreci farklı etaplardan geçti. Önce durumu kınadıklarını belirten açıklamalar geldi, sonra endişe bildiren açıklamalar geldi. Bundan sonra da yaptırım aşamasına geçtiler. Fakat kesin sonuç alabilmek için Batılı ülkelerin daha sert yaptırımlar uygulamaları gerekiyor. Bunlar Rusya’nın belli sektörlerine, özellikle petrol ve doğalgaz gibi Rusya’nın zenginlik kaynağı olan sektörlere yönelik yaptırımlar olmalı. Çünkü Rusya petrol ve doğalgazdan elde ettiği gelirle ordusunu silahlandırıp bu işgalleri gerçekleştiriyor. Bir de belli kişilere yönelik yaptırımlar olmalı.

Kimleri kastediyorsunuz? Rusya Devlet Başkanı Putin gibi yöneticileri mi?

Evet, Putin de dahil olmak üzere Rusya’daki karar vericilere yönelik yaptırımlar uygulanmalı. Biz, Batılı ülkelerden bu alanda daha somut ve daha sert yaptırımlar uygulamalarını istiyoruz.

Ukrayna’da bazı çevreler, Ukrayna hükümetinin Kırım’ın Rusya’nın denetimine geçmesine seyirci kaldığını, etkin tavır sergileyemediğini söylüyor. Buna ne dersiniz

Ukrayna’nın yeni hükümeti göreve geldiğinde Rusya’nın bu adımına hazırlıksız yakalandı. Biz Rusya gibi dostane ilişkilere saihp olduğumuz bir ülkenin böyle bir şey yapacağını tahmin etmiyorduk. İkincisi iktidarı devraldığımızda, Ukrayna ordusunu çok kötü, yetersiz bir durumda bulduk. Önceki yönetim Ukrayna ordusunu kötü bir duruma sürüklemişti. Sadece şunu söylemem bile yeterlidir: Ukrayna’nın bundan önceki üç savunma bakanının üçü de Rus vatandaşıydı ve bu kişiler görevde bulundukları sürede Ukrayna ordusunu hem silah açısından çok yetersiz hale getirdiler hem de en yetenekli ve vatansever komutanları saf dışı bırakıp yerlerine daha az vatansever kişileri tayin ederek, ordunun savaşma kabiliyetini büyük ölçüde yok ettiler. Üçüncüsü ise Rusya gibi dost gördüğümüz bir ülkenin Kırım’ı işgal ve ilhakı bizi şoke etti. Rusya’nın bunu yapacağını beklemiyorduk. Sanırım sadece biz değil, bütün dünya dumura uğradı bu olay karşısında. Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmeye kadar işi götüreceği öngörülemediğinden, Kırım’daki Ukrayna askerleri neden karşılarındaki Rus işgalcilere direnmeleri gerektiğini bilmiyorlardı.

Ukrayna’da bazı kişiler ülkenin yeniden nükleer silahlara sahip olmasını ve Ukrayna’nın NATO üyesi olmasını savunuyor. Hükümetiniz bu konuya nasıl yaklaşıyor

Hükümetimiz şu aşamada ne Ukrayna’nın nükleer silahlara sahip olması, ne de NATO üyeliği konularını gündeme getirmenin uygun olduğu görüşünde. Her şeyden önce ülkenin ekonomik durumu bunlara müsait değil. NATO üyeliği konusunun öncelikle kamuoyunda geniş şekilde tartışılması lazım. Ukrayna’nın yasalarının da buna uygun olması, bu alanda değişikliklerin yapılması gerekir. Tabii bir de NATO üyeleri Ukrayna’yı ittifaka almaya hazır mı, bunun tartışılması lazım.

Bu durumda Rusya’ya karşı nasıl mücadele etmeyi düşünüyorsunuz?

Biz Rusya’yla sorunların şu aşamada diplomatik ve siyasi yöntemlerle çözülebileceğini düşünüyoruz. Ayrıca Ukrayna kendisini savunabilecek güçtedir.

Türkiye’den şu aşamada ne beklersiniz?

Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekliyor. Türkiye,  BM ve NATO’da hep bizi destekliyor ve Karadeniz Havzası’nda gerilimin düşürülmesi çabasını gösteriyor. Türkiye’nin Ukrayna’yla iyi ilişkileri sürdürmek istediğini düşünüyorum. Bu konuda karşılıklı anlayışın sürmesi gerekir.

Biraz önce Batılı ülkelerden hangi somut desteği beklediğinizi söylediniz. Türkiye’den bu süreçte nasıl bir somut destek beklersiniz?
Güzel soru. Ne diyebilirim ki? Türkiye’den somut bir destek beklemek yerine, bizim kendi gücümüze dayanmamız gerekir. Rusya’yla sorunun siyasi ve diplomatik şekilde çözüleceğine inandığımız şu aşamada, Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden yana tavrını sürdürmesi, bizim için yeterince önemli bir destek olacaktır.

http://aljazeera.com.tr/

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar