Haber / VİCDANSIZLAR
16:20 14 February 2014

Vicdan Arapça “vecd”den geliyor. Nişanyan sözlüğüne göre “tasavvufta vecd halinin, tanrı aşkı ile dolma”nın bir neticesi. Anlaşılan Tanrı’yla böylesi bir hemhal olma, müminin kalbinde kirli, aşağılık, dünyanın çirkinliğinden neşet eden ne varsa silip temizliyor. Bir arkadaşım, “Tanrının varlığına kanıtım vicdandır” demişti bir seferinde.

Ama müminlerin dinen zorunlu olarak sahip olmaları, sahip çıkmaları, hatta serpilip geliştirmeye çalışmaları gereken bu duygu tanrıtanımazlara da musallat olabilir. Che, “Başkasının yüzünde patlayan tokadı kendi yüzünde hissetmek”ten bahsederken devrimcilerin de vicdanın hükmü altına girebileceğini, belki de girmesi gerektiğini anlatmak istiyordu.

Mağduriyet hissi, başkasının mağdur edildiğini görmek ve bilmenin hitap ettiği, uyandırmak istediği işte bu vicdan duygusudur. Birinin canı yandığında, bir insan ezildiğinde, ortak insan sıfatı nedeniyle sizin de canınız yanar, siz de ezilirsiniz. Vicdan olmaksızın başkasının acısına bakmak, onun acısını duymak mümkün olamazdı.

Kabataş’taki bebekli kadın hadisesini ilk duyduğumda Che’nin söylediği gibi “başkasının yüzünde patlayan tokadı kendi yüzümde hissetmiştim.” Bu kadar düşkün, acımasız, alçakça ve insanlık dışı bir olayın vuku bulmuş olması (az da olsa kuşku duysam da bastırdım bu kuşkuyu zira mağdurun, hele de bir kadınsa, beyanı esas olmalıydı) önce uçsuz bucaksız bir öfkeyle doldurdu beni. Orada olsaydım engel olurdum diye düşündüm. (Aslında kuşkum biraz da bu histen kaynaklanıyordu- birisi çıkıp böyle bir şeye engel olmuş olmalıydı. Böyle bir şeye izin verilmiş olamazdı.) Ardından da hicap duydum. Bu insanlarla aynı insan sıfatı paylaşmaktan utandım. Onlar adına utandım.

Derken görüntüler yayıldı. Şimdi vicdanımın bu kadın ve onun yalanını kullanıp nefret saçanlar tarafından iğfal edildiğini hissediyorum. Bunun bir bedeli var ve bu mizanseni kuranlar bu bedeli ödeyecekler.

“Yüzü olmamak” diye bir laf vardır. Utanmak anlamında. Sizin “yüzleriniz” yok. İnsan sıfatını sizinle paylaşmaktan hicap duyuyorum. Polislerin linç edip katlettiği Ali İsmail Korkmaz, “Vurmayın hamileyim” demesine rağmen karnına tekme ve copla vurularak bebeği “kaybettirilen” E.Ö, kafaları biber gazı kapsülüyle dağıtılan, gözleri alınan çocuklar, F-16’larla bombalanıp paramparça edilenler, 12 yaşındaki bedenine 13 kurşun sıkılarak hayatı alınan Uğur Kaymaz’lar- hepsini gözlerinizle gördünüz, ama hiçbiri vicdanlarınızı sızlatmadı. Vicdanları ancak alçakça yalanlarla uyanan insancıklar. Vicdansızlar. Sizden utanıyorum. Sizin adınıza utanıyorum.

Barış Sannan

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar