Haber / Giriş, Gelişme ve Kayboluş
15:25 24 January 2014

Gündem o kadar hızlı değişiyor ki tam olarak neyin ne olduğunu kavramadan başka bir meşgale atılıyor önümüze. Bu hıza ayak uydurmak mümkün değil. Erasmus vasıtasıyla Türkiye’de bulunan arkadaşım “Burada herkes kafayı yemiş!” şeklinde özetledi son 2 ayı. Ben şahsen yaptığı yorumun fazlasıyla iyimser olduğunu düşünüyorum.

Murat Belge, Doğu-Batı dergisinin İdeolojiler-4 sayısında verdiği röportajda aynen şunları söylüyor: “… Mustafa Kemal ordu siyasete karışmamalıdır diyor. Ancak kendi koyduğu kuralları bozuyor sonra. Hep söylerim, Rousseau ile Montesquieu’yü birbirine karıştırdığı gibi ondan daha vahim olan kuvvetler ayrılığını Rousseau’nun teorisi sanıp -Bu Rousseau’da deli mi? İki üç tane kuvvet varsa hepsini bir araya getirirsin ki, daha kuvvetli olsun- diyor. Bu çok vahim bir durum.” Kısacası bu dönemde Mustafa Kemal dahil kimsenin teorik bilgisi güçlü değil. 2014 yılında Başbakanımız HSYK’yı kendilerine bağlamamakla hata yaptıklarını üzülerek belirtiyor ve en yakın zamanda kendilerine bağlayacaklarını müjdeliyor.

2003 yılında Sourbonne Üniversitesi’ndeki sosyoloji profesörlerinden biri ile röportaj yapılıyor. Amerikalı gazeteci soruyor;

“Fransız Devrimi’nden bu yana 200 küsür yıl geçti, ne söylemek istersiniz ?”

Profesör cevap veriyor,

“Fransız Devrimi ve demokrasi ilgili herhangi bir şey söylemek için henüz çok erken.”

****

Kapitalist modernitenin ortaya çıkarttığı güçler, tarih boyunca birlikte yaşayan Türk, Arap ve Kürt halkları ile çelişkilerini derinleştirmek, birbirleriyle sürekli savaşır halde tutmak için harcadığı çaba artık ilkokul çocukları tarafından da bilinen bir gerçek. Suriye’de yaşanan savaşa taraf olacak kadar siyasi analiz körlüğü yaşamıyorum henüz. Ancak Cenevre-2 konferansının arefesinde son yayınlanan fotoğrafların zamanlamasını manidar! buluyorum. Anlaşılan dış güçler Esad’sız bir Suriye için kapalı kapılar arkasında plan yapıyorlar.

Başbakanın başdanışmanı Yiğit Bulut TRT’de yaptığı bir konuşmada, savaştan sonra Suriye’yi Türk müteahitleri ihya edecek diye ellerini ovuştururken, Sedat Laçiner Suriye’deki yetenekli çocukların hayatlarını devam ettirmeleri için Türkiye’ye muhtaç olduklarını ve bu bilincin karşı tarafa yani Suriyeli mültecilere telkin edilmesinin gerekliliğini yine TRT’de anlatırken bu savaşa taraf olanın aklından ve vicdanından şüphe ederim.

Melih Altınok ve Yıldıray Oğur’a ağlamaları için ne kadar para veriyorlarsa ben iki katını veriyorum. Yeter ki sussunlar…

****

Günün birinde bir tilki ormanda genç bir tavşanla karşılaş­mış. Tavşan sormuş, “Sen nesin?” Tilki, “Ben tilkiyim” di­ye yanıt vermiş “Ve canım isterse seni yiyebilirim.”, “Peki, tilki olduğunu nasıl kanıtlayabilirsin?” diye sormuş tav­şan. Tilki ne diyeceğini bilememiş çünkü şimdiye kadar karşısına çıkan tavşanlardan hiçbiri böyle sorular sormamış ona, sadece kaçmışlar.

Tavşan, “Tilki olduğuna dair yazılı bir kanıt gösterebilirsen sa­na inanırım” demiş. Tilki doğru aslana koşup, ondan tilki olduğuna dair bir belge almış. Tavşanın beklediği yere geri dönüp belgeyi okumaya başlamış. Bu onu öylesine keyiflendirmiş ki, her paragrafın üzerinde dura dura, uzun uzun zevkle okumuş. Bu arada belgenin anafikrini da­ha ilk satırlardan anlayan tavşan bir oyuktan içeri dalıp gözden kayboluvermiş. Tilki aslanın mağarasına geri dönmüş ve onu bir geyikle konu­şurken bulmuş. Geyik, “Aslan olduğuna dair yazılı bir kanıt görmek istiyorum…” diyormuş. Aslan, “Aç olmadığımda böyle bir şeyle uğraşmam gerekmez. Aç olduğum zamansa yazılı hiçbir şey görmene hiç gerek kalmaz” demiş. Tilki aslana, “Peki tavşan için bir belge almaya geldiğimde bu­nu bana niye söylemedin?” diye sormuş. “Sevgili dostum,” demiş aslan, “belgeyi isteyenin bir tavşan ol­duğunu söyleseydin ya bana! Ben onu bazı sersem hayvanlara bu eğlenceyi öğreten ahmak insanoğlunun biri için sanmıştım.”

İnsan durmadan kendine bir benlik uydurmakla meşguldür, ama bu uydurulan, icat edilen benlik asla gerçek benlik olamaz. Uydurulanın bir gün gerçeğe dönüşme olasılığı hiç yoktur*.

*Osho’nun Sufizm Üzerine Konuşmalar-Sır Kitabı

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar