Haber / Erdoğan: HSYK da suç işledi; yetkim olsa HSYK’yı ben yargılarım!
16:02 Dün

Başbakan Erdoğan, hükümette ve yargıda yaşanan krizin ardından Sakarya Üniversitesi’nde açıklamalarda bulunuyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında hükümet ve yargıda yaşanan krizin ardından Sakarya Üniversitesi’ndeki toplu açılış töreninde konuşuyor.

Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Bakanlar Kurulu kabinemizde bazı görev değişiklikleri yaptık. Sayın Ayşenur İslam kardeşimizi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak görevlendirdik, hayırlı olsun. Ayşenur Hanım’ın 81 vilayetimize ve Sakarya’mıza çok büyük hizmetler kazandıracağını düşünüyorum.

Türkiye, geride bıraktığımız 11 yıl içinde her alanda önemli ilerlemeler kaydetti. Ekonomide, demokratikleşmede, dış politikada, sosyal hayatta Türkiye’yi ilklerle tanıştırdık. Türkiye’yi çok farklı bir konuma yükselttik. Sakarya Üniversitesi’nde bu başarının en temel formülü üzerinde bir kez daha durmak istiyorum. İki sır kavram veya kelime: İstikrar ve güven. Hiç kuşkusuz bu 11 yılın en temel formülü bu sır iki kelimedir.

‘Darbe dneminde Türkiye’nin geriye gittiğini görüyoruz’

Türkiye’nin yakın tarihe baktığınızda, istiklal ve güvenin güçlü olduğu dönemlerde Türkiye’nin güçlü atılımlar yaptığını görüyoruz. 50, 60 ve 80’li yıllarda Türkiye istikrar ve güven zemininde tarihi başarılar elde etmiştir. Öte yandan koalisyon dönemlerinde, tek partili dönemlerde, darbe dönemlerinde Türkiye’nin geriye gittiğini görüyoruz.

Mevcut uluslar arası sistemde, özellikle de Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler söz konusu olduğunda bir kazanan varsa, bir de kaybeden vardır. Bir kaybeden varsa, bir de kazanan vardır. Yani Türkiye’nin kaybettiği dönemlerde birileri muhakkak kazanmıştır. Türkiye’nin kazandığı, büyüdüğü, ilerlediği, istikrar ve güvene kavuştuğu dönemlerde de birileri kaybetmiştir. Faiz bu noktada en somut örneklerden biridir. Az önce değerli hocam faizsiz sistemi burada ifade etti. Bir ülkenin borçlanmada kullandığı faiz oranları yüksekse o ülke kaybediyor, o ülkeye borç verenler de yüksek miktarlarda kazanıyor demektir. 2002 yılında, Türkiye bütçesinin yüzde 45’ini faiz ödemesine ayırıyordu. Şu anda bütçesinin yüzde 13’ünü faiz ödemelerine ayırıyor. Faizler 2002 seviyesinde kalsaydı, Türkiye faiz yoluyla 642 milyar lira kaybedecekti. 11 yılda sadece faizleri düşürmenin Türkiye’ye kazandırdığı miktar, 642 trilyon lira olmuştur. Bunun Türkiye’nin neredeyse 2 yıllık bütçesine denk olduğunu hatırlatmak isterim. Türkiye 642 milyar kazanırken, birileri de bu parayı kaybetmiş oldu. Bu büyük parayı kaybedenlerin, istikrarlı ve güvenli bir Türkiye istemeleri asla mümkün değildir.

‘Başarının tek sırrı insandır’

Bize hep malum, ekonomi tahsili gördüm. Şunu öğretirlerdi, emek, istihdam, üretim, tüketim. Hayır, başarının tek sırrı insandır. Niye insandır? Çünkü bu saydıklarımızın hepsi insanın türevidir. İnsan varsa, bunlar var. Yatırımı yapmamız gereken insandır. Orada kaliteyi artırmak bizim için çok önemli. Onun için Sakarya Üniversitesi’nin söylediği şu başarıları geleceğe yönelik çok farklı bir nesli, nitelikli, inançlı, kararlı bir nesil yetişerek ülkemizin yarınlarını aydınlatacaktır.

‘Ya eski Türkiye devam edecek, ya da yeni Türkiye kurulacak’

Türkiye, 30 yıldır terörle mücadele ediyor. Ülke olarak, bu meseleyi çok konuştuk. Her gün yüreklerimiz yandı. Nasıl bitiririz diye münakaşalar yaptık. Terör biz çözümünü harekete geçirene kadar bitmedi. Biz daha partimizi kurarken, terör meselesi konusunda teşhisimizi ortaya koyduk. Terörün sadece güvenlik tedbirleriyle çözülemeyeceğinin altını çizmiştik.

Terör varsa turist Türkiye’ye gelmez. Terör varsa, istikrarsızlık oluyor, güvensizlik oluyor ve faiz yükseliyor. Faizden kazanıyorlar. Bu bataklıktan beslenenler boyutunu da çözmeniz gerekiyor. Türkiye bugün böyle bir yol ayrımına geldi. Net olarak iki seçenek var. Ya eski Türkiye devam edecek, birileri kazanacak Türkiye kaybedecek. Ya da yeni Türkiye kurulacak, Türkiye kazanacak ve o birileri kaybedecek. Şu anda Türkiye’nin önünde böyle bir tercih, böyle bir seçenek var. Eski Türkiye ile devam edersek nelerin olacağı herkes tahmin edebiliyor. Eski Türkiye yüksek faiz, yüksek enflasyon, belirsizlik, rant konomisiyle devam etmek anlamına geliyor. Eski Türkiye, yeniden yasaklarla, baskılarla, yolsuzlukla, içeride ve dışarıda acziyetle devam etmek demek. Geçmişte olduğu gibi boynu bükük, itibarı zedelenmiş bir şekilde dünya sahnesinde yer almak demek. Yeni Türkiye gündem belirleyen bir Türkiye’dir. Eski Türkiye birilerinin çok paralar kazandığı ama milletin kaybettiği çarpık sistemin sürdüğü bir ülke anlamına geliyor. Yeni Türkiye 2023’e yürüyen bir ülke anlamına geliyor.

Son zamanlarda yolsuzluk adı altında başlatılan operasyonlar, yeni Türkiye’yi inşa etmenin önüne çıkarılan bir engellemedir. Birçok şeyler yavaş yavaş gündeme gelecek. Hepsi ortada. Burada yolsuzluğa bulaşmış olanlar varsa, bunlar zaten ortaya çıkar. Eğer devletin malını kalkıp da yetimin malını birileri hakikaten alıyor, bölüşüyorsa onun hesabını önce biz sorarız. Ancak, iftira tutmasa iz bırakır mantığıyla olmayan şeyleri olmuş gibi gösterenleri de ifşa etmek bizim görevimizdir.

‘HSYK da suç işledi; yetkim olsa HSYK’yı ben yargılarım!’

Örneğin şu anda, bazı medya organlarına gizlilik esaslı olan dosyaları servis edenler var. Akşam başsavcı, savcının bunu nasıl servis ettiğini açıkladı. Ben buradan suç duyurusunda bulunuyorum. HSYK da suç işledi. Onlar ne yaptı? Bu açıklamayla Anayasa’ya aykırı hareket ediyorlar. HSYK’yi kim yargılayacak, böyle bir yetkim olsa anında yargılayacağım. Kim yargılayacak biliyor musunuz? Millet yargılayacak.

Diyelim ki bir vakıf hizmeti yapacaklar, yaptıkları hizmetlerde, şahıslarıyla alakası yok. Öğrenci yurtları tashihlerini suç olarak gösterecek kadar seviyesiz, karakter yoksunu insanlar var. Hukuk başka bir şeydir, kanun başka bir şeydir. Biz hukuktan yanayız, kanundan yana değiliz. Eğer kanun, hukuka ters düşüyorsa, orada sıkıntı vardır.

radikal.com.tr

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar