Yargı krizi, iktidar partisinden istifalar derken piyasalar alt üst oldu. Dolar ve Euro rekor kırıyor. Borsa 17 ayın en düşük seviyesinde.

BIST 100 yılbaşından bu yana TL bazında yüzde 17.5, dolar bazında yüzde 30.4 değer kaybıyla gelişen piyasalar arasında Peru’dan sonraki en kötü ikinci performansı gösterdi. Borsanın bu yılki en düşük seviyesi 28 Ağustos ’taki 63.887 puandı. Bugün yüzde 1,54 düşüşle 63.565 puana indi.

Yolsuzluk operasyonu, yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile 2014 yılında uzun bir dönemin ardından ilk kez siyasi belirsizlikler, ekonomik gelişmelerin önüne geçerek yatırımcıların risk fiyatlamasını zorlaştırırken; piyasa uzmanları, Fed’in likiditeyi kısıcı adımları ve bankacılık sektör kârlılığına yönelik düzenlemelerin devreye girdiği bir ortamda BIST’te negatif ayrışmanın devam edebileceği görüşünde.

Dolar: 2.1770

Euro: 3.0155

Borsa: – % 5,11

MERKEZ NE YAPMALI?

Piyasalardaki yangını değerlendiren ekonomistler, Merkez Bankası’nın para politikasını netleştirmesini ve faiz artışı istiyor. cnbc-e’ye konuşan uzmanların değerlendirmesi şöyle:

Standard Bank Gelişmekte Olan Ülkeler Analisti Tim Ash: “Faiz artırımının kesinlikle gerçekleşmesi gerekiyor. Yazın Erdem Başçı, bana güvenin, lirayı aslanlar gibi savunacağım demişti. Şu anda dolar/TL’de 2,17 seviyesindeyiz. Bu da rekor. Merkez Bankası lirayı korumak için ay sonuna kadar 3 milyar dolarlık satış gerçekleştireceğini söyledi. Ocak ayında da aynı şekilde. Sorun şu ki mevcut siyasi riskler, cari açık, Türkiye’nin yaklaşan borç ödemesinin etkisiyle bu seviyedeki müdahale bile liranın dolar karşısındaki düşüşün önüne geçmeye yetmeyecek. Başçı gerçekten lirayı korumak istiyorsa, döviz satım ihalelerinden farklı bir şey yapmalı, gerçekten faiz oranlarını yükseltmeli” dedi.

Meksa Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Figen Özavcı: “Yıl sonu içeride enerji şirketlerinin ve yerli şirketlerin döviz talebi var. Fed tahvil azaltımına başladı. Rüzgar dünyada doların arkasından esiyor. İçeride siyasi tansiyonun zirve yaptığı günler yaşıyoruz. Özetle ortam doların yukarı gidişi için müsait. Kur Türkiye için kritik önem arz ediyor. Hem cari açık, dışarıdan alınan ürünlerin tamamı dövizle ve şirketlerin pozisyonları gereği kurdaki yükseliş tüm veri sepetinde bozulmaya yol açar. Merkez Bankası’nın faiz politikalarını yatırımcılar öngörmekte zorlanıyordu. Üzerine içerideki belirsizlikler eklenince tansiyon ve döviz talebi arttı. Şu an sadece ihale yöntemi ile likidite sağlayan bir merkez bankası izliyoruz. Kur ve sepetin tarihi rekorlarını tazelediği düşünülürse bu politikanın işe yaradığını söylemek güç.”

Saxo Capital Management Uluslararası Piyasalar Uzmanı Burak Demirpehlivan: “Oluşan piyasa aslında FED’in azaltımı ve ABD 10 yıllıklarının yükselişini sürdürmesiyle oluşan ve gelişmekte olan ülkeleri vuran dalganın, politik gelişmeler nedeniyle hızlı bir şekilde fiyatlandığınız izliyoruz. Bu noktada Merkez Bankası’nın döviz satışlarının piyasaya likidite sağlayıcı etkiyi pek fazla aşamaması riski göz önünde olacak. ABD 10 yıllıklarının yüzde 3 seviyesinin üzerinde kalıcı olmaya başlaması ise risk primi konusunu ve oluşan baskı ile faizlerde bir hareket beklentisini tetikleyecektir. Son aşamada faiz silahının bir kombinasyon şeklinde kullanılıyor olmasından ziyade artık yükselişi konusuna vurgu ile karşılaşmak mümkün görünüyor. Hacimsiz ortamda oluşan TL değer kaybının 2,10 seviyesinin altına gelebilmesi ve altında kalıcı olabilmesi için bu genel seyirde bir dönüş olması gerekiyor. Ancak şu aşamada pek muhtemel görünmüyor.”

radikal.com.tr