Haber / “Çatışmasızlık AKP’nin Tutumuna Bağlı”
11:32 11 October 2013

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı’nın deklarasyonunda Kürt kimliği ve kültürünün anayasal güvenceye alınması, demokratik özerkliğin tanınması ve anadilde eğitimin kabul edilmesinin vazgeçilmez talepler olduğu belirtildi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı bir deklarasyonla Kürt sorununun çözümü için taleplerini açıkladı.

ANF’nin haberine göre, deklarasyonda “Özgür ve demokratik yaşam hakkının tanınmadığı bir ortamda Kürtlerin özgür ve demokratik yaşamlarını kendi irade ve güçleriyle gerçekleştirmeleri meşru bir haktır. Bu çerçevede çok boyutlu bir yeni mücadele dönemi başlatılacaktır” denildi.

KCK Kürt kimliği ve kültürünün anayasal güvenceye alınması, demokratik özerkliğin tanınması ve anadilde eğitimin kabul edilmesini Kürt halkının vazgeçilmez talepleri olarak niteledi.

Bu temel taleplerin karşılanmadan “ayrıntıda konuşulan ve yapılanlar hiçbir anlam ifade etmeyeceğinin” belirtildiği deklarasyonda, çatışmasızlığın sürüp sürmeyeceğinin AKP hükümetinin tutumuna bağlı olduğu bildirildi.

“Çatışmasızlığın nasıl sürüp sürmeyeceği, hareket olarak hangi yol ve yöntemi tercih edeceğimiz AKP hükümeti ve Türk devletinin önümüzdeki günlerdeki tutumuna bağlı olacaktır.”

Hayalkırıklığı vurgusu

KCK’nin açıklamasında, çözüm sürecine dair Öcalan’ın “Kürt Özgürlük Hareketi’nin üzerine düşenleri yaptığını, sıranın AKP hükümetinin ikinci aşamanın gereklerini yerine getirmesine geldiğini vurgulamasına rağmen” AKP’nin hiçbir adım atılmamış gibi hareket ettiği ifade edildi.

“Bırakalım gerillanın geri çekilişine anlam vermeyi, çatışmasızlığa bile gereken değer verilip ona göre bir yaklaşım gösterilmemiştir. Başbakan, Bakanlar, Milletvekillerinin konuşmaları, üslubu başlatılan bu önemli sürece ciddi yaklaşmadıklarını ortaya koymuştur.”

Sürecin parçası olarak başlayan geri çekilme adımının önemine değinilen deklarasyonda, bu adıma “değer vermeyen yaklaşımlar karşısında” geri çekilmenin durdurulduğu belirtildi.

“Kürt Özgürlük Hareketi gerillanın geri çekilişini durdurmuş, ama çatışmasızlığı sonlandırmayarak hükümete demokratikleşme ve demokratik çözüm için adım at uyarısı yapmıştır.

“Çatışmasızlığın sürdürülmesiyle; demokratikleşme ve demokratik çözüm için sunulan zemini doğru değerlendirmesi için hükümete bir fırsat tanındığı gibi, atılan adımlara değer vermeyen gayri ciddi tutumlar sürdürüldüğü takdirde çatışmasızlığın da anlamsız hale geleceği gösterilmek istenmiştir.

“Hükümet Kürt Özgürlük Hareketi’nin gerillanın geri çekilişini durdurma kararının ciddiyetini ve uyarılarını görmüş, ancak bu uyarıyı da kendine göre savuşturma yoluna başvurmuştur.”

Demokratikleşme paketinin hayal kırıklığı yarattığının vurgulandığı deklarasyonda, “yöntemi, yapılışı demokratik olmayan paketin içeriğinin de demokratik olması mümkün değildir” denildi ve paketin içeriğinin “Kürtlerin ve demokrasi güçlerinin taleplerini karşılamadığı” vurgulandı.

“Özellikle Kürt sorunu söz konusu olduğunda yöntemi ve yapılış tarzının içeriği belirlemesi kaçınılmazdır. Alevi örgütlenmeleri paketi kendileri ve genel demokratikleşme açısından değerlendirdikleri için biz bu deklarasyonda bu konuyu değerlendirmedik.

“İçeriğinin Kürtlerin ve demokrasi güçlerinin taleplerini karşılamadığı açıktır. Öyle ki Akil İnsanların hazırladığı raporlar dahi ciddiye alınmamıştır. Sadece başta Kürtler olmak üzere kamuoyunda teşhir olmuş, meşruiyeti kalmamış ve kendileri açısından da kambur hale gelen ‘andımız’ gibi ırkçı ve çağ dışı uygulamaları kaldırarak Kürt halkı ve demokrasi güçlerinin demokratik çözüm taleplerinin savuşturulmak istendiği görülmektedir.

“Böylelikle demokrasi güçlerinin hükümet üzerindeki demokratikleşme yönündeki baskılarını hafifleterek seçimlere gitmek istediği anlaşılmaktadır.

“Bu pakette bırakalım Kürt sorununun çözümünde adımlar bulunması, Türkiye’nin genel demokratikleşmesi konusunda bile adım atma iradesi görülmemiştir.”

“Paket başka amaçlarla hazırlandı”

Deklarasyonda öne çıkan ifadelerin bazıları şöyle:

* “Kürt sorunu, oyalama sağlayan, imaj çalışmasının bir parçası olan seçim propagandası yapılacak paketlerle ve bazı göstermelik adımlarla çözülemez. Yüz yıllık köklü ve ağır bir soruna böyle yaklaşmak ciddiyetsizlik olduğu gibi en hafif deyimle Türkiye halklarına hakarettir.”

* “Kürtleri eşit ve onurlu bir halk olarak muhatap almadan, Kürt halkının iradesini tanıyıp saygı duymadan yapılacak her şey oyalama ve aldatmadan başka bir anlama gelmeyecektir.”

* “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı paket de Kürt sorununu yaratan zihniyetle hazırlanmıştır. Türkiye’deki demokrasi güçlerinin görüşleri alınmadığı gibi, Kürtleri muhatap almadan ve iradesini tanımadan tek taraflı hazırlanmıştır. Bunun anlamı da, Kürtleri farklılıkları olan bir toplum, bir kimlik olarak tanımamaktır. “

* “Paket Kürt sorununun çözümü için değil, başka amaçlar için hazırlanmıştır.”

* “Dünyada bu tür sorunlarda iki taraflı olmayan bir süreç görülmemiştir. Müzakere ve çözüm her zaman iki taraf arasında gerçekleşmiştir. Bu, özellikle Kürt sorununda da böyle olmak zorundadır.”

“Kürt tarafı Önder Apo’yu baş müzakereci olarak ilan etmiştir. Eğer bir süreç varsa, bu devam edecekse bunun iki tarafı olacaktır. Bunun da görüşmeler, tartışmalar, bunun sonucunda müzakere ve mutabakatla yapılması ve gelişmesi gerektiği en bilinen gerçekliktir.”

* “Özgürlük Hareketi olarak dokuz defa ateşkes ilan ederek demokratik çözüm için zemin sunma sorumluluğunu şimdiye kadar yerine getirmeye çalıştık. Ne var ki bu ateşkesler bir çözüm yaklaşımıyla ele alınmamış, oyalama, zaman kazanma ve tasfiye için fırsat olarak görülüp heba edilmişlerdir.”

* “Türk devletinin Kürt sorununda bir çözüm politikası olmadığı ve Önder Apo’nun başlattığı sürece doğru yaklaşmadığı Rojava’da gerçekleşen demokratik devrime düşmanlığıyla da kendini dışa vurmuştur.”

* “Eğer bir çözümden söz edeceksek en başta zihniyet değişikliği gerekmektedir. Bunu başarmanın koşulu ise Kürtleri muhatap almak ve iradesini tanımaktır. Bunu sağlamadan atılan adımlardan ve çözümden söz etmek büyük bir aldatmacadır. Buna inanmak da bu aldatma ve çözümsüzlüğe ortak olmaktır. Mevcut gerçeklik bu kadar yalındır.”

* “Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi tüm Ortadoğu’yu ve dünyayı da doğrudan etkileyecek karaktere sahiptir. Bu nedenle ilerici demokratik insanlığı ve sorumlu uluslararası güçleri de Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi konusunda Kürt halkı ve demokrasi güçlerinin yanında yer almaya çağırıyoruz.”

bianet

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar