Avukat Ali İhsan Kazak: “Süikastin Azmettiricisi Olaydan Sonra Tutuklanıp Salıverildi”
Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Fahri Konsolosu Medet Önlü’nün katledildiği suikaste yönelik soruşturma sürecinde kuşku uyandıran gelişmeler yaşanıyor.
Suikastin kamuoyu gündemini yoğun olarak meşgul ettiği dönemde, katil zanlısının görüntüleri ve pek çok delili medyayla paylaşan Emniyet, aradan iki aydan daha uzun bir süre geçmesine rağmen henüz bir dava dosyası oluşturmuş değil. Konunun uzmanları, tüm delilleriyle birlikte bu denli açıklığa ulaşmış bir dosyanın iyi niyetli soruşturulması için bu sürenin çok uzun olduğunu belirtiyor.
Soruşturma sürecini Medet Önlü’nün ailesi adına takip eden Avukat Ali İhsan Kazak, cinayete yönelik tüm delillerin toplanmış olduğu halde dava dosyasının kasıtlı olarak tamamlanmadığını, sürecin yargıya taşınmasının geciktirildiğini belirtiyor.
Ayrıca süikastten sonraki gün Atatürk Havalimanı’nda tutuklanıp sorguya çekilen azmettirici Rizvan Hesbulatov’un, 3 saat sorgulandıktan sonra bırakılması kuşkuları iyice güçlendiriyor. İstanbul Emniyeti, Hesbulatov’un neden tutuklandığı ve neden bırakıldığıyla ilgili herhangi bir açıklama yapmış değil.
Emniyet’in elinde, süikastin azmettiricisi Rizvan Hesbulatov ile tetikçi Murat Aluç’un süikastten önce sık sık iletişim kurduğuna yönelik somut deliller mevcut.
Emniyetteki kaynaklardan sızan diğer bilgiler arasında, Murat Aluç’un Türkiye sınırlarından hiç çıkmadığı, yerinin tespit edilmesi üzerine planlanan bir operasyonun son anda gelen bir telefonla durdurulduğu da bulunuyor. Av. Kazak, herhangi bir gerekçe belirtilmeden yukarıdan gelen bu iptal kararının, Hükümet’in soruşturmaya yönelik tavrı üzerinde soru işaretleri oluşturduğunu belirtiyor.
Ailesi, daha önce gerçekleştirilen Çeçen cinayetlerinde kamuoyunu yanıltacak açıklamalarla medyayı bilgi kirliliğine boğan emniyet teşkilatının, Önlü suikastinde de aynı tutumu sürdürüyor olmasından endişeli. Önlü’nün eşi Leyla Önlü, cinayeti azmettirenler bir yana, tetikçinin dahi korunuyor olması ihtimalinin acılarını katladığını söyledi.
Geçtiğimiz sene Kafkasya Forumu ve Nosochi aktivisti Kuban Kural’ı hedef alan tehditlere karşı da, Emniyet’in etkin bir soruşturma sürdürmesi sağlanamamıştı.
Bugüne dek, Türkiye’de gerçekleştirilen cinayet ve tehditlere yönelik, elde edilen kanıtlar Rusya Federasyonu’nu ve organize bir cinayet şebekesini işaret ediyor olmasına rağmen, hükümet düzeyinde herhangi bir açıklama yapılmış değil.
kafkasyaforumu.org
Önce katilin kimliği ve cinayeti işleyiş tarzı en ince ayrıntısına kadar yandaş medyaya sızdırıldı. Konuya doğal olarak tepki duyacak kamuyou tepkisi minimize edildi hatta sıfırlandı.
Sonra azmettiriciler, katiller herşey bilinmesine rağmen, hepsi bir bir geldikleri yerlere eski hayatlarına hiçbirşey olmamış gibi dönebildi.
Benzer şeyler diğer Çeçen cinayetlerinde de oldu.
Devlet böyle davranak asıl katilin Putin veya Kadirov olmadığını bizlere ispatlıyor.
Buna göz yumanlar, görevlerini yapmayanlar kıyamet gününde Allah huzurunda kendilerini savunmak için ne diyecekler?
Tayyip’in eli Putinden temiz değil.
Türk devletini yönetenler kendilerince devleti aliyenin çıkarını koruduklarını sanıyorlar, sanıyorlarki Kafkasyadaki mücadelede kendilerinin çok önemli rolleri var. Ama bunların hepsi size şeytanın fısıldağı bir vesveseden başka birşey değil.
Türkiye taşeron bir devlet, ve bu devletin çıkardığı en büyük “islamcı başbakan” çıkar için din kardeşini bile kafirlere verebilecek kadar çok dinine bağlı.