Haber / Dünya neden huysuzlanıyor? Kim, nerede, ne için sokakta?
22:16 7 July 2013

İstanbul, Rio de Janeiro, Kahire, San Fransisco, Sofya, Hong Kong, Cakarta sokakları farklı sebeplerle ama benzer protestocularla dolu. Yüzlerinde V maskesi, ellerinde iPhone ve karşılarında polis… Peki dünyada kimler ne için huysuzlanıyor?

Dünyanın 4 tarafı… Avrupa, Latin Amerika, Kuzey Amerika, Asya, Afrika… Mesafeler uzak, ama yüzler aynı. Alan Moore’un çizgi romanı V for Vendetta’nın İngiliz illüstratör David Lloyd tarafından çizilen Guy Fawkes maskeleri, başka başka milletlerden sokaklardaki göstericilerin yüzlerinde…

Rio de Janeiro, Kahire, San Fransisco, Sofya, Hong Kong, Cakarta ve bir süre önce İstanbul sokakları farklı sebeplerle ama benzer protestocularla doldu. Dünya huysuz bu aralar. Peki kim, nerede, ne için huysuzlanıyor?

Protestoların ritmini genelde sosyal medya ayarlıyor. İstanbul’da Gezi Parkı’na yapılması planlanan kışla, Sao Paulo ve Rio de Janeiro’da 20 centlik otobüs bileti zammı; Sofya’da medya baronu Delyan Peevski’nin Ulusal Güvenlik Dairesi başkanlığına atanması, Kahire’de bahardan kalan hayalkırıklıkları, benzin kuyrukları; San Fransisco ve ABD’nin pek çok şehrinde Ulusal Güvenlik Ajansı’nın yaptığı online takip ve dinlemeler; Yunanistan’da ekonomik kriz, Endonezya’nın başkenti Cakarta’da devletin benzin fiyatlarına uyguladığı sübvansiyonu geri çekmesi, Hong Kong’da genel oy hakkı ve seçim talebi, Meksika’da pahalılık ve Başkan Nieto’nun eğitim ve ekonomi politikaları, 2013’ün ikinci yarısında kitleleri sokağa döken sebepler…

ORTA SINIFLAR ORTAYA ÇIKTI

Brezilya’da toplu taşım ücretlerinin artmasına tepki olarak Sao Paulo’da başlayan gösteriler, orta sınıf ve apolitik gençlerin ön saflarda yer aldığı, siyasi partilerin teşvik edilmediği bir hareket. Orta-üst sınıfın adımlarıyla başlayan Gezi eylemlerine benzerliği sadece bu değil. Hem Sao Paulo hem de İstanbul’da cunta dönemi sonrası doğanlar çoğunlukta. Online örgütlenme yolları ve eylemcilerin profilleri bakımından da benzerlikler var. Brezilyalılar “Biz Facebook’tan geldik” derken, Türkiye’de Twitter kuşuna gaz maskesi takılıyor. İstanbul’da Gezi Parkı’na dair nihai kararı İdari Mahkeme 2 ay içinde verecek. Brezilya’daysa zam geri çekildi.

Ancak Brezilyalı protestocuların en büyük derdi sosyal adaletsizlik, yolsuzluk ve kamu hizmetlerinin eksikliği. Devlet Başkanı Dilma Roussef’in gösteriler sonrasında kamu hizmetlerine ayrılan bütçeyi artırma ve reform sözleri bu yüzden protestoların ateşini düşürmeye yetmiyor. İlk iki haftaya nazaran bugünlerde sokaklar daha tenha… Fakat Rio de Janeirolu göstericiler protestolarını adı yolsuzlukla anılan Vali, Sergio Cabral’ın evinin önünde sürdürmeye devam ediyor. Zira Rioluların Roussef’ten daha hoşnutsuz oldukları biri varsa o da Rio otobüslerinin yüzde 30’unun sahibi Vali Cabral. Brezilya’da 2014 Dünya Kupası’nın yaklaşmasıyla “20 cent ruhu”nun ilk günkü ateşini yakalaması sürpriz olmaz.

MISIR’DA İÇ SAVAŞTAN ENDİŞE EDİLİYOR

Mısır’da 3 Temmuz Çarşamba günü Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi askeri darbeyle devrildi. Tahrir’de Mursi karşıtları, Adeviye Meydanı’nda Mursi destekçileri sokaklarda… Mursi’nin henüz 1’inci yılını doldurduğu 30 Haziran’dan beri ülkenin canı burnunda. Mursi taraftarları, darbeyi kabul etmeyeceklerini haykırıp meydanları daha da kalabalık doldurmaya başladılar. Darbenin ardından teoriler havada uçuşuyor. Darbenin Amerika’nın değişen Ortadoğu stratejisi ve Suriye’de Esad’lı çözüm için ABD ve Rusya’nın anlaştığı iddialarıyla ilgisi olduğunu savunan da var, Körfez ülkelerinin demokrasi korkusundan kaynaklandığını söyleyen de… Öte yandan dünya da darbe sonrası ikiye bölünmüş durumda. Batı, “Darbe” ifadesini kullanmamak için adeta özel bir çaba harcıyor. Körfez ülkeleri ilk kutlayanlar… Türkiye’yse darbenin rahatsızlık ve endişe yarattığını en net söyleyenlerden. Gazetemizin elinizde olduğu şu dakikalardaysa Mısır’da neler olacağını kestirmek pek mümkün değil. Bir iç savaş çıkmasından endişe ediliyor…

AMERİKALILAR DA SOKAKTA

Amerika’da Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA), hem ülkede hem de dünyada tüm siber iletişim araçlarını takip ettiği ve dinlediği, NSA’nın eski sistem analizcisi Edward Snowden’ın geçen mayısta basına sızdırdığı belgelerle ortaya çıkmıştı. 4 Temmuz Bağımsızlık Günü’ne, San Fransisco başta olmak üzere birçok şehirde “Restore the Fourth Amendment” (4’üncü Maddeyi Yenile) sloganıyla sokağa çıkan ve kendilerini “Siyasi partilere bağlı olmayan, barışçıl” göstericiler olarak tanımlayan kitlelerin protestoları damga vurdu. Eylemciler yasadışı dinlemelerde bulunan Amerikan hükümetini protesto ediyor ve Kongre’den Anayasa’nın kişinin özel hayatını koruma altına alan 4’üncü ek maddesini gözden geçirmesini istiyorlar.

SOFYA’DA KUŞATMA

Sofya sokaklarıysa 3 haftadır ayakta… Bulgaristan’da 12 Mayıs’ta yapılan erken seçimle yenilenen parlamentoda Bulgaristan Sosyalist Partisi’nin desteklediği Plamen Oreşarski 30 Mayıs’ta başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Hükümetinin 3’üncü haftasında medya baronu Delyan Peevski’yi Ulusal Güvenlik Dairesi başkanlığına atamasının ardından sokak gösterileri başlamış, ana muhalefet partisi parlamentoyu boykot etmişti.

Oreşarski, geçen hafta yaptığı konuşmada “Siyasi bir hata yaptım ve bunun için sadece sizden değil sokaklara dökülen binlerce kişiden de özür diliyorum” dedi. Ancak protestoları dindirmek için geç kaldı. Sosyal paylaşım ağları üzerinden düzenlenen ve “kahve molası” olarak ilan edilen protestolarda göstericiler güne parlamentoyu kuşatarak başlıyorlardı. Çarşamba gününden beriyse eylemler tüm gün sürmeye başladı. Özgürlük Meydanı’ndan gelen mesajsa “Mesele yoksulluk değil, mesele yolsuzluk, demokrasinin sahte doğası, hizipçi siyaset ve ekonomik kalkınmadan aslan payını almaya hazırlanan seçkinler.”

ELİTLERİN KONTROLÜNDEKİ 7 MİLYONLUK ADA

Hong Kong’un İngiltere tarafından Çin’e devredilmesinin 16’ncı yıldönümünde (1 Temmuz) “Merkezi işgal et” adıyla düzenlenen ve insan hakları cephesi tarafından organize edilen protestoda 10 binlerce insan sokaklardaydı. Hedef, merkezi Çin hükümeti. Talepse genel oy hakkıydı. Çin’e bağlı özel yönetim bölgesi Hong Kong valisi 1.200 kişilik bir grup tarafından seçiliyor. Genel katılımlı seçimlerin 2017’den itibaren yapılması planlanıyor. Ancak göstericiler demokratik reformun bir an önce yapılmasını istiyor. Buzdağının görünmeyen kısmındaysa sosyal eşitsizlik var. Elitlerin kontrolündeki 7 milyonluk adada konutlandırma, fahiş kiralar, eğitim ve gelir adaletsizliği gibi sorunların hasır altı edilmesi kitlelerin tansiyonunu ateşliyor.

MEKSİKA’DA SULAR ISINIYOR

Meksika’nın 14 eyaletinde bugün seçimler var ve ülkede tansiyon gittikçe artıyor. Seçimler öncesi adam kaçırma ve suikast haberleri ülkenin dört bir yanında yankılanırken seçimlerin en ateşli geçeceği Baja California eyaletinde 14 yıl sonra Nieto’nun partisi PRI öne geçebilir. Geçen yıl 1 Temmuz 2012’de devlet daşkanı seçilen Kurumsal Devrimci Parti lideri Enrique Pena Nieto’nun başkanlığını engellemek isteyen 131 üniversite öğrencisi, destek istemişti. Sonunda ortaya “Ben 132’yim” anlamına gelen “yo soy 132” hareketi çıkmış, başarılı olamamıştı. Nitekim hareketin birinci yılından sonra bu sefer Meksika’nın ulusal petrol şirketi Pemex’in özelleştirilmesine karşı protestolarda yüzlerde yine V maskesi vardı. Seçimlerle birlikte Meksika’da muhalif hareketin çok daha büyümesi olası.

CAKARTA’DAN YAYILDI

Endonezya Devlet Başkanı Susilo Bambang Yudhoyono’nun haziran ayında benzine yapılan sübvansiyonun kaldırılacağını açıklaması, başkent Cakarta’da insanları sokağa döktü. 21 Haziran’da sübvansiyon kaldırıldı ve gösteriler artık sadece Cakarta’da değil birçok şehirde… Protestolara muhalefet partilerinden ve çok sayıda sivil toplum kuruluşundan destek var. Protestocuların yaşlarıysa 15 ile 25 arasında değişiyor. 1 Temmuz Pazartesi günü parlamentoda, hükümete kitle örgütlerini kontrolüne alma ve yargı kararı olmadan kapatma yetkisi tanıyan yasanın görüşmesi, aynı gün Cakarta’da düzenlenen yürüyüş ve mitinglerle protesto edildi.

 

(Haberturk)

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar