Özetle Çerkes sağında, Türkiye sağı gibi, milliyetçi ideolojinin Anti-Rus politikalar ile çerçevelenmiş egemenliği bulunmaktadır.

Can Nart 23 March 2014
Çerkes Sağı (2)

 

Çerkes sağının, katı, yani milliyetçi hali, Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk dernek örgütlenmesini, Dosteli Yardımlaşma Derneği’ni “yeteri kadar siyasi bulmayarak”, bu dernekten ayrılarak 1951 yılında gerçekleştirdi. “Kurucuları arasında Pşımakho Kotse, Wassan Giray Cabağı, Aytek Namitok, Said Şamil gibi Kafkas emigrasyonunun liderlerinin de bulunduğu örgütlenme, Kuzey Kafkasyalılar Türk Kültür ve Yardım Derneği (KKTKYD) adındaydı.” Adı sonradan “Kafkasyalılar Kültür ve Yardımlaşma Derneği’ne, 1996 yılında ise Birleşik Kafkasya Derneği’ne” çevrildi. (1) Çerkes Teavvün Cemiyeti geleneğinden gelen ve 1952 de İstanbul’da (2) , 1964 de Ankara’da kurulan Kafkas Kültür derneklerini, 1951 de kurulan dernekten ayıran en önemli özellik ise yönetimlerinde 1918 muhacirlerinin etkili olmaması idi. (Bu iki örgütlenme çizgisi Çerkes aydınlarının ulusal soruna yaklaşımında bugünlere kadar gelen iki ana ekseni belirledi). (3) (4)

 

Avrupada “Sovyetler Birliğini İnceleme Enstitüsü” ve “Özgürlük Radyosu” gibi örgütlenmeler ile sıkı ilişkileri olan milliyetçi kadrolar, Türkiye’de “esir Türkler” sorununa duyarlı Turancı harekete yakınlaşmışdı. Yakınlaşma KKTKY Derneğinin “Türk Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federsayonu”na (TGMDF) katılmasıyla pekişti. Derneğin başkanlarından Kadircan Kaflı kurulan federasyonun (1954) başkanı ve kurucularındandı. (5) 1986 yılında derneğin yöneticilerinden Musa Ramazan aynı federasyon ”tarafından ‘Şükran hatırası’ şilti ile onurlandırıyor” du. (6)

 

 

ABD başkanı Eisenhower tarafından 1958 de anti-sosyalist/anti-sovyet politikaları çerçevesinde geliştirilen “esir milletler” kavramı (7), Türkiye de milliyetçi-turancı hareketler tarafından, aynı politikalara eklemlenerek “esir türkler” kavramına dönüştürülmüştü. Ülkücü yayınlarda “Yamyamlar bile hür Türkler neden hala esir?” sloganı ile “esir Türkler haftası” anılıyordu. “Ülkü Ocakları Derneği” 14 Temmuz 1975 tarihinde “Esir Türkler Haftası” nı Türkiye genelinde organize etti. (8)

 

1976 yılı Kafkas Dernekleri ile BKD çizgisinin siyasi olarak ayrıştığı yıl oldu. Ankara derneğinin yönetim kurulu üyeleri İstanbul’da KKY Derneği ile birlikte yapılması kararlaştırılan halk oyunları etkinliğine, İstanbul Derneğinin TGMD Ferderasyonuna bağlı olması ve bu federasyonun Türkçü-Turancı siyasetler ile iç içe olması nedeniyle, itiraz etti. Ankara derneği konuyu incelemek üzere İstanbul’a bir heyet gönderdi ve bu heyet itirazı haklı buldu. Yönetim kurulu, üye çoğunluğu ile, gösterinin iptal edilmesi kararını aldı. Böylece Kafkas Kültür Derneklerinde BKD çizgisinden koparak demokratik yapının kurumsallaşmasının önü açıldı. 1976 yılı, yıllarca süren mücadelenin sonunda demokrat örgütlenmelerde milliyetçi statükonun son bulduğu yıl oldu.

 

1975’ler Türkiye de siyasal İslamın da kendini göstermeye başladığı yıllardı. Ali Şeraiti, Mevdudi ve Seyyid Kutub’un kitapları Türkçeye çevriliyor, siyasal islamcılar Şura, Tevhid gibi radikal dergiler-gazeteler yayınlamaya başlıyordu. Siyasal İslam kapitalizme karşı ezilenlerin-sömürülenlerin sesi oluyordu. (9)

 

Çerkes islamcı aydınları üzerinde etkisi olan bu gelişmeler, Türkiyedeki gelişmenin zayıflığına paralel olarak Çerkesler içinde de geç ve zayıf kaldı. (Bir islami sivil toplum kuruluşu olarak kabul edilen Kafkas Vakfı 1995 yılında kuruldu.)(10) Türkiyede Türk-İslam sentezinin ideolojik baskınlığı, Çerkeslerde de İslamcıların BKD’nin ideolojik altyapısını aşabilecek bir düzeye ulaşılmasını engelledi. Bu yetersizliğin Batı Kafkasya’ya önemli bir etkisi olmamakla birlikte, Çeçenistan’ın ulusal mücadelesini anavatan ve muhaceret de olumsuz etkiledi. Ulusal demokratik talepler ile yola çıkan Çeçen ulusal hareketi yanlış bir “İslami” yapılanma nedeniyle uluslararası “terör” hareketinin parçası olarak nitelendi. (Hakan Albayrak’ın bu döneme ilişkin değerlendirmeleri önemlidir.) Çeçen ulusal hareketinin Türkiye’deki yansıması da “Nizam-ı Alem” çizgisine teslim edildi. Bütün bu gelişmenin temelinde Çeçen ulusal hareketinin demokrat yapılarla sağlıklı ilişkiler geliştirememesinin yanı sıra, milliyetçiliği aşabilmiş bir “Siyasal İslam” hareketinin gelişememiş olması yatmaktadır.

 

Özetle Çerkes sağında, Türkiye sağı gibi, milliyetçi ideolojinin Anti-Rus politikalar ile çerçevelenmiş egemenliği bulunmaktadır. ABD ve Rusya arasındaki mücadele, AB ve Şangay Beşlisi arasındaki çelişki geçiş bölgelerindeki halklara yönelik “milliyetçiliği” geliştirmektedir. Bu milliyetçilik Rusya’ya sınırı bulunan ulusların dönem dönem faşizme, şovenizme yönelen milliyetçiliklerini körüklemektedir.

 

Çerkes halkının demokrat unsurlarının geliştirdiği her ulusal-demokratik kavram ve mücadele alanları “milliyetçi ideoloji” tarafından dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Günümüzde sloganları “Rusya biz geri geldik”, “katil Rusya Kafkasyadan defol” ve “kahrolsun Rusya” dır. Bu ideoloji ve sloganları ulusal sorunu çözüm olarak demokrasi mücadelesini temel alan siyasetler ve dönüş politikaları ile çelişmektedir. Yapılmak istenen “geçmiş statükoyu yeniden kurma” çalışmasıdır. Milliyetçi statükonun oyuncuları yeni olmakla birlikte “oyun (politika ve ideolojisi) eski” dir.

 

 

(1) www.caucasusforum.org/tr/orhan-dobay-ile-kafkasyann-politik-tarihi-uezerine-ii/

(2) 1946 yılında Dosteli ve Yardımlaşma Derneği adı ile kurulan dernek 1952 yılında tüzük değişikliği ile Kafkas Kültür Derneği adını almıştır. www.istanbulkafkaskultur.net/?page_id=211

(3) www.kaffed.org/bilgi-belge/diaspora/item/6-kuzey-kafkas-dernekleri.html

(4) www.circassiancanada.com/tr/tarih/051_biz_cerkeslere_elestirel_bir_bakis.htm

(5) www.kafkasevi.com/index.php/whoswho/detail/3644

(6) www.kafkasevi.com/index.php/whoswho/detail/3673

(7) www.radikal.com.tr/yazarlar/fehim_tastekin/kosova_esir_milletler_ve_sadik_kazaklar-1010608

(8) www.kutluyol.org/Milliyetcilik.php?id=185

(9) www.kaynakmetinler.com/?p=75

(10) t24.com.tr/yazi/islami-sivil-toplum-iii/1657

 

Yorumlar (1)
  1. kxunta on said:

    O dönem turkcu oldugunu iddia ettiginiz kesimler de sizin gibi miydi? Sizin gibi rusyayla is yapip oradan para kazandigi için rusya avukatligi yapmak yerine, para almadan turkçuluk yaptilarsa çok enayilermiş. Keski bi yol gosterseydiniz adamlara, 3-5 kuruş kazanirlardi degil mi?

    Şu saatten sonra siz allah bir deseniz inanmam. Cunku cerkes diasporasiyla ilgili siyaset anlayisinizla rusyayla olan is ilişkileriniz paralel isliyor.

    Bir de guşips yonetimi, baska yazar bulamadiniz mi web sitenize? Boylelerini toplum icinde gormekten biktik artik.