Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kafkas Dernekleri Federasyonu ziyaretinde dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

Beraberindeki heyetle birlikte, Kafkas Dernekleri Federasyonu (Kaffed) yöneticileriyle görüşen Selahattin Demirtaş, görüşme sonrasında Kaffed başkanı Yaşar Aslankaya ile birlikte basın mensuplarının karşısına geçti.

“Tek adam, tek dil, tek kültür”

Her birimiz farklı acılı tarihlerden, katliamlardan, soykırımlardan, işkencelerden, zulümlerden geçerek, burayı ortak vatan haline getirecek iradeyle bugünlere geldik. İstiyoruz ki, bizi belki sonsuza kadar bu coğrafya bağlayan ortak geçmişimizi inkar etmeden, ortak geleceğimizi nasıl birlikte kuracağımızı bütün toplumsal kesimlerle tartışalım. Önyargı veya toplumsal kesimler arasında yaratılmaya çalışılan kutuplaşma, gerilim, ayrılık diline karşı barış diliyle sorunlarımızı tartışalım. Bütün toplumsal kesimler siyasete müdahale hakkına sahip olsunlar. Parlamentonun siyaset yapma biçimine, alacağı kararlara etki etsinler. Hem yerelde hem merkezde, ‘biz de varız, bizde dilimizle, tarihimizle, kültürümüzle bu ülkenin eşit yurttaşı olarak eşit muamele görmek istiyoruz’ diyen herkesin mutlaka bu sistem içinde yer bulması lazım. Fakat maalesef Türkiye’de devlet işleyişi demokratik olmadığı, katılıma açık olmadığı için, tekçi bir anlayışla, tek adam, tek dil, tek tarih, tek kültür anlayışıyla bütün bu zenginliklerimiz, farklılıklarımız ayrılık gerekçesi haline getirildiği için bu farklılıkların karar alma süreçlerine katılımı gerçekleşemiyor. Bugün burada Kaffed’i özel olarak ziyaret etmemizin sebebi budur”.

“Soykırımdan geçen Çerkes halkının var olma mücadelesi”

Ziyaret sebebini açıklarken, Çerkes halkının soykırım kurbanı bir halk olduğunu da vurgulayan Demirtaş, “Acılı bir geçmişe sahip, soykırımlardan geçerek kendi anavatanından dünyanın değişik ülkelerine savrulmuş Çerkes halkı, gittiği yeri vatan belleyerek orada insan onuruna yakışır bir mücadeleyle kendini var olma çabasında olan bir halk. Çerkeslerin siyasette daha görünür olması ve devlet yönetimine kendi kimliğiyle katılabilmesinin kıymetini vurgulamak için bu ziyareti gerçekleştiriyoruz” dedi.

“Cunta anayasasıyla olmaz”

Sivil toplum örgütlerinin görüşü, hatta yeri geldiğinde onayı alınmadan Türkiye kalıcı, köklü bir demokratik reform gerçekleştirmenin ve birlikte kardeşçe yaşamı kurmanın kolay olmadığını belirten Demirtaş, “Biz, köklü sorunlarımızın ancak yeni yapılacak bir anayasayla çözülebileceğine inanıyoruz. Türkiye’de halkların, inançların ve kimliklerin birbiriyle derdi yoktur, olamaz. Devletin hatalı politikaları nedeniyle maalesef bu güzelim renkli çiçek bahçesi soldurulmak istenmiş, tek renk, gri bir enkaza dönüştürülmek istenmiştir.

Haberin devamı için: www.ajanskafkas.com