Haber / Rusya’nın Yeni Ulusal Stratejisi
20:24 1 October 2014

Ukrayna krizi sürerken Kremlin yeni bir ulusal strateji benimsedi. Strateji son iki yıldır Rusya’da güçlenen trendleri yansıtıyor. Trendler bugün Rusya-Batı ilişkisinde yaşanan krizin ötesinde başta AB olmak üzere Rusya’nın komşuları açısından önem taşıyor.

Kremlin Rusya’nın geleceğini Avrupa’nın geri kalanının dışında görüyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından dile getirilen ve AB’de pek çok kişinin yüz vermediği Lizbon’dan Vladivostok’a uzanan Büyük Avrupa önerisinden kendi yaratıcısı da vazgeçti. Rusya ekonomisini geliştirirken, siyasal sistemini tahkim ederken ve güçlü bir silahlı kuvvetler inşa ederken kendi kaynaklarına dayanacak.

Rusya kendine yeterli bir kalkınma modeli benimsemeyecek ama küreselleşmenin nimetlerine de bel bağlamayacak. Son yaptırımlar Moskova’ya bu nimetlerin bir anda ortadan kaybolabileceğini öğretti. Rusya ithal ikameci sanayileşmeye yönelecek, yerli tarım üretimine ağırlık verecek ve mali özerkliği hedefleyecek.

Savunma sanayisi uzun süredir endüstriyel ve teknolojik yaratıcılığın asıl taşıyıcısı olarak görülüyor. Ne var ki asıl görevi Rusya’nın askeri modernleşmesini tamamlamak olacak. Bunu içeride ve dışarıda silahlı kuvvetlerin kapasitesini artırarak yapacak.

Batıyla restleşme –özellikle Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımlar ve enformasyon savaşı- Rusya’da yurtsever duyguları güçlendirdi. Rusya’nın acil görevi toplumun ana gövdesini bu platform üzerinde bir araya getirmek ve ulusal birliği inşa etmek. Buna karşı çıkacak küçük bir kesime ajan muamelesi yapılacak.

Pozitif ulusal tahkim Kremlin’in geleneksel değerleri savunması sayesinde başarılacak. Bunların arasında devletin her şeyin üzerinde tutulması ; Ortodoks Kilisesi’nin öncülüğünde ahlaki ve ruhani rehberlik ; geleneksel ailenin kutsallığı ve ülkedeki farklı etnik grupların barış içinde bir arada yaşaması olacak.

Bu bağlamda Kırım hem ideolojik fay hatlarına rağmen Rusya’nın ulusal birliğinin simgesi hem de ülkenin rakiplerini püskürtmesine yarayan yeni keşfedilmiş kapasitesinin işareti. Kırım bir defa Rusya’ya bağlandıktan sonra hiçbir koşulda terk edilmeyecek. Nitekim yarımadadaki Rus askeri garnizonu güçlendiriliyor. Güçlerini Rusya sınırına yakın noktalara konuşlandıran NATO yeniden muhtemel rakip tanımlanıyor.

Rusya yeni dış politikasını uygularken kararlı ama sabırlı ve temkinli olacak. Moskova’nın Batı’ya uyguladığı tarımsal karşı yaptırımlar bazı Orta ve Doğu Avrupa ülkelerini hayli sarstı. Rusya bir yandan da ABD ve NATO ile ,özellikle Ukrayna’da, açıkça silahlı çatışmaya girmekten kaçınma siyasetine devam edecek.

Rusya Ukrayna’dan vazgeçmeyecek. Ama uzun vadede taktikleri ve stratejisi değişebilir ve değişecek. Ukrayna’da parlamento seçimleri ve kış yaklaştıkça Moskova dikkatini ülkenin doğusundaki silahlı isyandan siyasal ve ekonomik konulara kaydırabilir.

Küresel ölçekte Moskova Amerikan hegemonyasını azaltmak için Batılı olmayan ülkelerle ittifaklar kurabilir. Çin en önemli aday. Çin’in nakit ve yatırımları karşılığında Rusya enerji ve gelişmiş askeri teknoloji verebilir. Moskova’nın diğer ülkeler yanında Hindistan, Brezilya, Arjantin, Mısır, İran, İsrail, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne ilgisi artıyor.

Rusya Batılı olmayan ülkelerle güçlerini birleştirse bile, Amerika’nın hamlelerinin Rusya’nın çıkarlarına zarar vermediği Afganistan veya Irak gibi alanlarda Washington ile işbirliğine devam edecek. 11 Eylül sonrasının tersine, Moskova –İslamcı aşırılıkçılara hiç sempati duymamakla birlikte- Libya’dan Irak’a kadar bölgesel istikrarsızlığın kaynağı olarak Amerikan politikalarını gösterecek.

Rusya ulusal çıkarlarına hizmet etmediğine karar verdiği uluslararası antlaşmalar ve sözleşmelerden de çekilecek. Bu özellikle 1987 tarihli Amerikan-Sovyet Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler (INF) Antlaşması için geçerli. Antlaşma iki ülkenin orta menzilli füze sistemlerine sahip olmasını yasaklamış ama diğer ülkeleri serbest bırakmıştı. Rusya AİHM’den de çekilebilir : Moskova mahkemenin aşırı siyasallaştığını düşünüyor. Bu konuda kesin karar verilmese bile uyarılar yapıldı.

Moskova Avrupa’yı tamamen gözden çıkarmıyor ama tüm ilişkileri içinde en çok Avrupa ile bağları zayıfladı. Ruslar son altı ayda iki defa AB karşısında çok ciddi hayal kırıklığı yaşadılar. BirincisindeFransa, Almanya ve PolonyaKiev’de Viktor Yanukoviç ile Ukrayna muhalefeti arasında sağladığı 21 Şubat antlaşmasının arkasında durmadı. İkincisinde AB Amerika ile birlikte Malezya Havayolları uçağının düşürülmesinden sorumlu tuttukları Rusya’ya yaptırımlar uyguladı. Oysa iddiaları doğrulayacak kesin kanıtlar yoktu.

Kremlin AB üyesi ülkelerle münferit olarak ilişki kuracak. Çünkü Avrupa’nın birlik olması Moskova’ya karşı ABD ile dayanışması anlamına geliyor. Moskova da şunu biliyor : Avrupa Ukrayna’da şiddetin bitmesini Kiev’in askeri zafer kazanmasından daha çok istiyor. Rusya bir şeyin daha farkında : Bu yıl kış gelmeden Avrupalılar Ukrayna konusunda Rusya ile işbirliği yapmak istiyorlar. Bu antlaşmanın rekabetçi de olsa hayat dolu olacağı anlamına geliyor.

Dmitri Trenin:

Direktör, Carnegie Moscow Center

Çeviri : Dr. Ömer Aytek Kurmel

cherkessia.net

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar