Haber / Rusya Çerkesleri ‘Rossiyane’ Kapsamına Almazsa Felaket Yaşayacak
11:28 17 September 2014

Sergey Arutyunov’a göre“’Rossiyane’ etnik Ruslar ve soydaşlarımızdan daha fazlası anlamına geliyor.Sadece Kanada veya Arjantin’deki Rusları değil ; Sincan’daki Tuvinleri, Shemekhen’deki Buryatları,Suriye veya Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki Çerkesleri de kapsamalı. En azından kendilerini öyle kabul ettikleri sürece” diyor.

Arutyunov Çerkesler ve tarihsel belleklerine ilişkin üç yeni kitabı incelerken etnik ve siyasal kimliklerin aynı olmadığı gerçeğini “gazeteciler ve bakanlar, neo-Kazaklar ve valiler, Moskova Etnoloji ve Antropoloji Enstitüsü Kafkasya Bölümü başkanı” anlaması gerektiğini kaydediyor.

Rusya makamları Çerkesleri dönüş hakkına sahip soydaşlar olarak tanımamakta ısrar ediyorlar. Çünkü kitlesel bir dönüş hareketinin Kuzey Kafkasya’yı daha da istikrarsızlaştırmasından korkuyorlar. Ama bu politika dış ülkelerde yaşayan beş milyon civarındaki Çerkesin yanısıra tarihsel yurtlarında yaşayan yarım milyondan fazla Çerkesi de yabancılaştırma riskini içeriyor.

Bu tesbit Arutyunov’un inceleme yazısında dile getirdiği gözlemlerden biri. Bu saptama soyut gözükse bile, ciddiye alınıp politika haline getirildiği takdirde bu halklar için daha iyi bir geleceğin kapısını açabilir. (zapravakbr.ru/index.php?option=com_content&view=article&id=411%3A2013-08-06-10-24-30&catid=5%3Aanalinic&Itemid=7)

Arutyunov’un 4.300 kelimelik yazısında incelediği üç kitap Emilia Şewcen’in “Tarihsel Bellekte Adiğeler (Çerkesler)” (Moskova ve Maykop, 2010), Fatima Ozova’nın “Çerkesya Siyasal Tarih Çalışmaları” (Pyatigorsk ve Çerkesk, 2013) ve Marina Khakuasheva “Kayıp Anlamın İzinde” (Nalçik, 2013) başlıklı eserleri.

Üçü de Çerkes kadın bilim insanları tarafından Rusça kaleme alınan kitaplar tarih ve tarihsel bellek meseleleriyle ilgili. Bu iki tema geçmişte bölgenin en kalabalık halkı olan ve günümüzde önemini koruyan Çerkes halkının yaşamında merkezi bir role sahip.

Moskovalı etnografa göre üç kitapta ele alınan meseleleri daha da önemli yapan şey, “Çerkeslerin toplam nüfuslarına göre en kalabalık diasporaya sahip olması– nüfusun onda dokuzu”.

Çerkeslerin önemini artıran iki gerçeklik daha var : Çerkesler “Çarlık kolonyalizmine karşı verilen mücadelenin” esas yükünü çektiler ve son yıllarda “kültürlerini, edebiyatlarını, dillerini ve geleneklerini canlandırma konusunda herkesten çok başarı gösterdiler”.

Arutyunov bu yılın ortasında Kafkasya’da ve dünya çapında Kafkasya Savaşı’nın sona ermesinin 150. yılının anıldığını kaydediyor. Çerkesler bu savaşta “en ağır kayıplara” uğramaları ve sürgün edilmeleri sebebiyle tarihsel belleğin canlandırılması sürecine öncülük ettiler.

Soçi Olimpiyatı sürgünün 150. yılında ve yaşandığı yerde düzenlendiği için “yıldönümü dünyada bütün ilgi topladı”. Arutyunov’a göre yıldönümüyle ilgili yayınların bir kısmı yanlı olsa bile, incelediği üç kitap makul bir yaklaşımı temsil ediyor.

Şewcen kitabında “halkın büyük çoğunluğu aile geçmişlerine ilişkin bilgilere yeterince önem vermediğine,atalarının günlüklerini, el yazmalarını ve fotoğraflarını saklamayı gerekli görmediğine” dikkat çekiyor. Dolayısıyla Çerkeslerin geçmişini belgelemek çok güç oluyor.

Ama Arutyunov’a göre “başta Ruslar olmak üzere Rusya Federasyonu’nda yaşayan halkların çoğu bu konuda Çerkesler’den ve Kuzey Kafkasyalı halklardan çok daha kötü durumdalar”.

Moskovalı bilim adamı, Ozova farklı konulara odaklanıyor diyerek sözlerine devam ediyor.Ozova Kafkasya Savaşı ve Çerkes sürgünü üzerinde yoğunlaşıyor. Ona göre esas problem savaşan taraflardan birinin tamamen iyi veya kötü gösterilmesine yarayacak bol miktarda malzeme olması.

Dolayısıyla belgelerin seçilerek yayınlanması derleyenlerin bakış açısını yansıtıyor. Bu bakış açıları “çağdaş terörle mücadele”, “”ayrılıkçıların ve teröristlerin faaliyetleri” ve “fanatik Müslümanlarla onlardan daha az fanatik olmayan zalimler” olabiliyor.

Arutyunov’a göre taraflardan birisini yüzde yüz haklı veya haksız göstermek isteyen bu aşırı görüşler “Kuzey Kafkasya’nın Çarlık Rusyası tarafından istilasının sömürgeci doğasını mazur gösteremez”.

Ozova kitabını şöyle bitiriyor : “Çerkeslerin var oluşu için tek yol Kafkasya’daki tarihsel topraklarında bir araya gelerek yeniden doğmalarıdır”, ama bu vizyon Rusya devletinin Çerkesleri bölünmüş halde bırakan politikası ve Çerkeslerin geri dönüşüne muhalefetiyle çelişiyor. Arutyunov Ozova’nın bu görüşünü onaylıyor.

Arutyunov’un incelediği üçüncü kitap olan Marina Khakuasheva ait eser öncekilerden farklı. Tek bir konuda tarihsel çalışma olmayıp, medyada daha önce yayınlanmış 60 yazıdan oluşuyor. Doğal olarak diğer iki kitaptan daha duygusal bir içeriğe sahip ama gerçekler dikkate alındığında bu duygusallık normal.

Khakuasheva, Çerkes dilinin hayatta kalma sorunsalıyla ilgileniyor. UNESCO’nun 2009 yılında yaptığı “aralarında Çerkesce’nin de olduğu tüm Kuzey Kafkasya dillerinin ölmekte olduğu” açıklamasına işaret ediyor. Buna göre Kabardey diyalektinin kalan ömrü 25 ila 50 yıl.

Ama Rusya makamları bu yok oluşu tersine çevirmek yerine daha da hızlandırıyorlar : Kabardey-Balkar Devlet Üniversite’sinde Kabardey dili (Kabardey diyalekti—ç.n.) öğrencilerinin sayısı 1970’li yıllardan bu yana 75’den 38’e inmiş. Moskova şimdi okullarda Çerkesce dil dersinin saatlerini azaltarak Rus diline ağırlık veriyor.

Khakuasheva’a göre Moskova Çerkes sürgünü ve ölümcül sonuçlarıyla yüzleşmek istemiyor. Buna karşılık“Ermeni soykırımını” tartışmaktan kaçındığı gerekçesiyle Türkiye’yi eleştiriyor.

Khakuasheva ve Arutyunov’a göre Çerkes tarihinin kilometre taşı sayılabilecek dönüm noktaları sadece pişmanlığın dile getirilmesiyle geçiştirilebilecek gibi değil. Korkunç “emperyal ve kolonyal ideoloji ve uygulamalar” için tazminat da gerekiyor.

Arutyunov “bunun küçük bir şoven aydınlar grubunun değil, zamanımızın talebi olduğunu” dile getirerek “zamanın pişmanlık dile getirilmesini gerektirdiği kadar pişmanlığı dile getirmenin de zaman gerektirdiğini” ekliyor ve Çerkesleri ne kadar bekletirsek“Rusya’nın birliğine kastedenlerin eline daha fazla fırsat vereceğiz” diyor.

 Paul Goble

Çeviri : Dr. Ömer Aytek Kurmel

Cherkessia.net, 16 Eylül 2014

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar