Haber / Kırık milletler
13:04 5 September 2014

Katliamlara maruz kalan, siyaseten başarısızlığa uğratılan, elindeki silahla baş başa kalan, travmatik süreçleri atlatamayan milletlerin sorunlu unsurları ötekilerin savaşlarına kolayca malzeme olabiliyor. Çerkesler, Kazaklar, Filistinliler…

Geçen hafta Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde Çerkeslerle sohbet ederken ileri gelenlerden biri Suriye’de muhaliflerin safında yaralanıp Türkiye’ye getirilen Kafkasyalı bir militanın “Suriye’de ne işiniz var?” sorusuna şu yanıtı verdiğini aktardı: “Burada aslında Rusya’ya karşı savaşıyorum.” Moskova’nın bir müttefikine karşı savaşı Rusya’ya düşmanlık olarak gören bir anlayış. Elbette burada Kafkasya’daki direnişin ideolojik dönüşüp geçirip küresel cihat ağına dahil olmaları asıl etken. Maalesef savaş ya da kaosla lime lime olan ve dokusu bozulan milletler ötekilerin davasına kolayca ‘er’ olabiliyor. Cesurlar, savaşkanlar, sadıklar; haliyle savaş ağaları için değerliler. İdeolojik bir tutamaç da oldu mu tamam. Reyhanlı’daki yaralı Kafkasyalı da anavatanında bitmemiş bir savaşın sınır aşan bir unsuru. Kullanışlılık hali sadece Rusya karşıtları değil Moskova’dan yana olanlar için de geçerli. Mesela Çeçenlerden oluşan Vostok Taburu 2008’de Güney Osetya’daki savaşta Gürcistan’a karşı Osetlerle omuz omuza verirken bağımsızlık yanlısı Çeçenler de Tiflis yönetiminin yanındaydı. Şimdi benzer durum Ukrayna’da tekerrür ediyor.

UKRAYNA’DAKİ KAFKASYALI SAVAŞÇILAR

Bir süreden beri Kremlin’in adamı Çeçenya lider Ramzan Kadirov’un Ukrayna’nın doğusunda Donetsk ve Lugansk bölgelerinde kontrolü ele geçiren Rusya yanlılarına destek için yüzlerce savaşçı gönderdiği haberleri geliyor. Çeçenlerin Ukrayna’daki iç savaşa karıştığı suçlamasını reddeden Kadirov önce yurtdışında yaşayan Çeçenlerden birkaç düzinesinin gönüllü olarak gitmiş olabileceğini söyledi. 30 Mayıs’ta ise Ukrayna’da 14 Çeçen’in öldüğünü itiraf etti. Kavkazki Uzel’e göre Donetks’te öldürülen en az 35 Çeçen’in cesedi 28-29 Mayıs’ta Çeçenya’ya götürüldü. Kafkasya Emirliği’nin sözcülüğünü yapan Kavkaz Center ise 21 Ağustos’ta “Son bir ayda Ukrayna’da 120-150 Çeçen öldü” haberini geçti. ABD Kongresi’nin finanse ettiği RFE/RL’nin tahminlerine göre Ukrayna’da savaşa katılan Çeçenlerin sayısı 1000 civarında. Savaşa gönüllü katılanlara günlük 350 dolar ödendiği de iddia ediliyor. Gidenler sadece Çeçenlerden ibaret değil. İnguşetya Cumhuriyeti Başkanı Yunusbek Yevkurov, İnguşların Ukrayna’daki savaşta yer aldığını teyit etti. Benzer şekilde Rusya’nın bağımsızlığını tanıdığı Güney Osetya’dan Ukrayna cephesine gidenlerin olduğu ortaya çıktı. Eurasia Daily Monitor’a yazan Valery Dzutsev’e göre mayısta Kuzey Osetya merkezli Region15.ru adlı sitede Ukrayna’da savaşacak gönüllülerin arandığına dair bir ilan yayımlandı. Savaşa katılan Osetlerin masrafları eski Güney Osetya lideri Eduard Kokoyti tarafından karşılandı.

Rusya’nın sınır ötesi operasyonlarında Kafkasyalılar nicelik olarak Rus Kazakların gölgesinde kalıyor. Rus yanlısı ayrılıkçıların safında hem Rusya hem Ukrayna vatandaşı binlerce Kazak savaşçının olduğu söyleniyor. Kafkasyalı unsurların Kazakların yedeğinde gitmesinin dokunaklı bir tarafı var: Rus Kazakları Kafkasyasız Rus İmparatorluğu’nun tamamlanamayacağını düşünen Çarların vurucu timleriydi. Vladimir Putin’le birlikte yeniden Çarlık dönemindeki misyonlarına kavuşan Kazaklar, 1919’da “Ukraynasız Rusya olmaz. Rusya, Ukrayna’nın kömürü, demiri, madeni, ekmeği, domuz yağı, Karadeniz’i olmadan var olamaz” diyen Troçki’nin saçtığı ışığın altında Novorossiya’yı (Yeni Rusya) diriltmeye çalışan Putin’in hayalleri için çalışıyor.

Beri tarafta Ukrayna ordusuna karşı savaşan Kafkasyalı çıkar da Kiev’e omuz verenler çıkmaz mı? Çeçenya’nın bağımsızlık lideri Cohar Dudayev’in generallerinden İsa Munayev soluğu Ukrayna’da alıp 28 Ağustos’ta “ABD ve demokratik dünyayı Ukrayna halkına askeri destek vermeye çağıran” bir açıklama yayımladı. Putin- Kadirov ikilisinin savaş açtığı ve Doku Umarov’un Kafkasya Emirliği’ni kurarken feshettiğini duyurarak tabutuna çivi çaktığı ‘Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti’nin sürgündeki başbakanı Ahmet Zakayev de Kiev için sesini yükseltti. Zakayev, 1994-1996’daki ilk savaşta Çeçenya için savaşan bir avuç Ukraynalıya olan vefa borçlarını anımsatıp Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko’ya şu aklı verdi: “Topraklarını özgürleştirmeden sakın Putin’le müzakereye yanaşma.” Ortak düşman saikiyle hareket eden Zakayev’in sunduğu destek elbette tarihsel bir arka plana yaslanıyor. Çeçenlerin geçen yüzyılda Polonya ve Ukrayna’daki Rusya karşıtı milliyetçi kanatlarla geliştirdikleri duygudaşlığın yanı sıra Çerkes aktivistler 20 Mayıs 2014’te sözünü ettiğim ortak düşman telakkisinden hareketle 1864 Çerkes Sürgünü’nün soykırım olarak tanınması için Ukrayna Parlamentosu’nda başvurdu.

Kafkasyalıların Rus karşıtlığında birleşen keskin milliyetçi yapılarla geliştirdikleri ortaklıklar ne denli sorunsa Vostok Taburu örneğinde olduğu gibi bu halkların kendilerini kıran güçlerin operasyonel unsurlarına dönüşmeleri de o denli trajik.

FİLİSTİN ÖRNEĞİ

Yeri gelmişken ‘kırık millet’ refleksinin bir başka örneğini son yollarda Filistinliler’in sergilediğini not etmek lazım. 2006’da Lübnan’da Filistinli mültecilere ev sahipliği yapan Nehr el Berid Kampı’nda patlak veren çatışmalar sırasında silahlı selefi bir yapılanma olarak ortaya çıkan Feth el İslam adlı örgütün nasıl Suud-Amerikan finansörlüğündeki mezhepçi savaşın parçası haline geldiğini görmüştük. Filistinliler Suriye’de 2011’den beri yaşanan çatışmalarda da karşıt kamplarda silah kuşandılar. Şam yakınlarında 150 bin Filistinlinin kaldığı Yermuk Mülteci Kampı kısa sürede Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve Nusra gibi örgütlerin üssüne dönüşürken Suriye yönetimi kendisi için savaşacak Filistinli bulmakta zorlanmadı. Filistin Kurtuluş Halk Cephesi-Genel Komutanlık, ÖSO ve Nusra’nın kampa sızmasını önlemek için militanlarını seferber etti. En kritik destekçisi Şam’a yüz çeviren Hamas da gerek Hizbullah’tan öğrendiği tünel kazma tekniklerini muhaliflerle paylaşarak vekâlet savaşına katkısını sundu. Gazze’den bazı militanlar da bizzat Suriye’ye gidip muhaliflere katıldı. Tabi şimdi Hamas pişman ve Şam’a tekrar yanaşmanın yollarını arıyor. Yine NATO müdahalesiyle kaosa teslim edilen Libya da her cepheye savaşçı göndermeye hazır ‘kırık millet’ olma yolunda. Sanırım bu sınıfın en fazla arananı Kafkasyalılar. Ta Memluklular’dan beri böyle…

Ezcümle katliamlara maruz kalan, siyaseten başarısızlığa uğratılan, elindeki silahla baş başa kalan, travmatik süreçleri atlatamayan, kendi özgül ağırlığıyla toparlanamayan ve ulusal davalarında odak kayması yaşayan milletlerin sorunlu unsurları ötekilerin savaşlarına kolayca malzeme olabiliyor.

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar