Haber / Hauti Sohrokov: Diyalog ihtiyacı karşılıklıdır
15:09 26 July 2014

“DÇB üyesi organizasyonlar Rusya yanlısıdırlar. “

“Bizim çabalarımız kültürel, entelektüel ve ekonomik potansiyelimizi Rusya Federasyonu’nun barışı için kullanmaya ve uluslararası prestijini güçlendirmeye yöneliktir.”

“Diyalog ihtiyacı karşılıklıdır”

 “Ukrayna krizini ele alalım. Örneğin 50 ülkedeki Adigelerin temsilcileri Rus ideolojisini desteklerse, bunun Rusya’nın dış politikası üzerinde olumlu etkileri olacaktır. “

“Adige halkının kaderine dikkatli baktığınızda atalarımız tarafından neredeyse 500 yıl önce Rusya’yla birlikte olma ve bu birlikteliği geliştirme yönünde girilen yolun doğru olduğunu görürsünüz.”

Bu sözler, Çerkes diasporasının gündeminden düşmeyen Dünya Çerkes Birliği Başkanı Hauti Sohrokov’a ait. gorchakovfund.ru internet sitesine konuşan Sohrokov, Suriye’li Çerkeslerden Soçi Olimpiyatlarına oradan Çerkes Meselesine bir çok konuyu değerlendirdi ve tartışılacak açıklamalarda bulundu. 24 Temmuz’da yayınlanan söyleşinin tamamı şu şekilde;

Dünya Çerkes Birliği başkanı Hauti Sohrokov eminim ki “Çerkes meselesi” Rusya için bir sorun değil ülkenin dünyadaki konumunu güçlendirecek kaynaklardan biri olacaktır dedi. 

Sizce Çerkes meselesi bir sorun mu yoksa Rusya’nın dış politikasında bir potansiyel mi?

Sohrokov: Analitik literatürdeki “Çerkes Meselesi” bir bütün olarak Çerkes etnik grubunu ilgilendiren karmaşık sorunları ifade etmektedir. Bu sorun 18-19. Yüzyıllara dayanmaktadır. Bir trajediye dönüşen Kafkas Savaşları boyunca ve sonucunda Çerkes halkı dağılmıştır. Bugün, anavatanları – Rusya’ya bağlı Kuzey Kafkasya – bu etnik grubun sadece küçük bir bölümüne ev sahipliği yapmaktadır ve geri kalanı 50’den fazla ülkeye dağılmış şekilde yaşamaktadırlar.

Bu sorunun politik, ekonomik, sosyal ve kültürel sonuçları da vardır. Siz meselenin dış politikayla  ilgili boyutunu sorduğunuza göre, Çerkeslerin içinde yaşadıkları ülkelerin sosyo-politik yaşamlarına ve sosyal yapısına tam olarak dâhil olduklarını söylemek gerekir. Bugün Çerkes diasporası yaşadıkları ülkelerde önemli bir yer işgal etmektedirler, yüksek bir sosyal statüye sahiptirler, siyasi süreçlerinde önemli etkilere sahiptirler ve hükumetlerin desteğine sahiptirler. Aralarında pek çok ünlü insan bulunmaktadır: Yazarlar, sanatçılar, bilim insanları, Nobel ödülü kazananlar, Olimpiyat şampiyonları ve dünya şampiyonları, devlet adamları, bakanlar ve senatörler.

Bugün biz kültürel, tarihi ve  siyasi değerlerimizle uluslararası alanda etkili olmayı öğrenmeliyiz. DÇB üyesi organizasyonlar Rusya yanlısıdırlar.  Rusya vatandaşı  ve yabancı ülkelerin vatandaşı olarak biz Çerkesler Rusya’nın yurttaşlarıyız. Bizim çabalarımız kültürel, entelektüel ve ekonomik potansiyelimizi Rusya Federasyonu’nun barışı için kullanmaya ve uluslararası prestijini güçlendirmeye yöneliktir. Örneğin Ukrayna krizini ele alalım. Örneğin 50 ülkedeki Adigelerin temsilcileri Rus ideolojisini desteklerse, bunun Rusya’nın dış politikası üzerinde olumlu etkileri olacaktır. Dolayısıyla, “Çerkes meselesi” Rusya için bir sorun değil ülkenin dünyadaki konumunu güçlendirecek  kaynaklardan birisi olacaktır.

Olimpiyatlar öncesinde bu konuyla ilgili büyük bir gürültü koparıldı. Sizce, bunların bir etkisi oldu mu yoksa “havaya” mı gitti?

Sohrokov: Soçi 22. Kış Olimpiyat Oyunlarının yerinin açıklandığı günden itibaren Çerkes toplumu üzerinde duygusal baskı yaratan şey Olimpiyat oyunlarının Adigelerin anavatanlarında ve Kafkas Savaşının bitişinin 150. Yılında yapılacak olmasıydı. Rusya’nın Karadeniz Kıyılarının yerlileriyle ilgili bazı yanlış bilgilerin yayılması da buna ilave oldu. Bu nedenle, DÇB dışındaki bazı Çerkes organizasyonları Soçi Olimpiyatlarına şiddetle karşı çıktı.

Dünya Çerkes Birliği başından itibaren Olimpiyatları destekleyerek Olimpiyatların düzenleneceği yerin yerli halkı olan Çerkeslerin tarihi anılarına ve milli duygularına saygı bekledi.

Bu meseleler yabancı Çerkes delegasyonunun Krasnodar Bölgesi ziyaretinde tartışıldı. Delegasyon Olimpiyat tesislerini ziyaret ederek bölge sakinlerinin temsilcileriyle ve yetkililerle, özellikle de Başbakan Yardımcısı Dimitri Kozak’la, Krasnodar valisi Alexander Tkachev’le ve Soçi 2014 Organizasyon Komitesi başkanı Dimitri Chernyshenko’yla görüştüler.

Adigelerin bu toprakların yerli halkı olduğunu ve Soçi şehrinin Karadeniz bölgesi için önemini vurgulayan Dimitri Kozak ülke yönetimi  adına Çerkes kültürünün yaklaşmakta olan Olimpiyat programında geniş ve adil bir yer bulacağı sözünü verdi.

Ve gerçekten Olimpiyat oyunlarının kültürel programında Adigeler (Çerkesler) mümkün olduğunca geniş yer buldu. Öyle ki, Olimpiyat Parkı’ndaki “Adige Evi”nin açılışı Kış Oyunlarının kültürel programındaki en popüler noktalardan birisi oldu. Soçi’nin yerlilerinin ziyaretine önemli siyasetçiler, ünlü şahsiyetler, aktörler, atletler, gösteri dünyasından yıldızlar ve her gün binlerce insan geldi. Bütün bunlar bizi, tarihimizi ve kültürümüzü öğrendiler. Adige Evi’ni ziyaret eden Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dünya ülkelerinin temsilcilerini ağırlarken, Adigelerin sadece Olimpiyat Parkı’nın bu köşesinde değil aynı zamanda ülkemizin halklar mozaiğinde de manevi ve kültürel mirasları dolayısıyla önemli bir yere sahip olduklarını söyledi.

Olimpiyat tesisinde, Olimpiyat oyunlarının açılış ve kapanışının da yapıldığı mekânlardan  birisinin Kafkas Sıradağlarının batısında yer alan ve şarkılarımızda, şiirlerimizde, destanlarımızda adı geçen bir zirvenin adından gelen ve “beyaz” anlamına gelen Çerkesce “Fişt” adının verilmiş olması önemlidir. Ve Şapsığların yer adları da korunmuştur.

Genel olarak, yapıların inşaatının bölgede yaşayan Çerkes alt-etnik gruplarından birisi olan Şapsığların sosyal ve ekonomik gelişimi üzerinde olumlu bir etkisi olmuştur.

İnanıyorum ki, Olimpiyatlar Çerkeslerin ve kültürlerinin tanınması  yönünde önemli bir kanal oldu.

DÇB’nin faaliyetlerinde ilk sırada neler geliyor?

Sohrokov: Dünya Çerkes Birliği 1991’den beri faaliyetlerini yürütüyor. Birliğin içinde Kabartay-Balkar, Adigey, Karaçay-Çerkes, Karadeniz Şapsığ, Moskova, Krasnodar “Adige-Khase”lerinin yanı sıra Türkiye’deki Çerkes topluluğu, Ürdün, Suriye, İsrail, Amerika Birleşik Devletleri (California ve New Jersey) ve Avrupa Çerkes dernekleri de bulunuyor. DÇB’nin öncelikleri Çerkes halkının kültürel ve manevi mirasının korunması ve geliştirilmesi, etnik gruplar arası barış ve huzurun sağlanması, Çerkes Diasporasının içinde yaşadıkları ülkelerdeki süreçlere katılımı, kültürel, entelektüel ve ekonomik potansiyellerinin Rusya’da ve yurt dışında Rusya Federasyonu çıkarlarına yönelik olarak kullanılması, kendi anavatanlarına dönmek isteyen soydaşlarımızın geri dönüş şartlarının oluşturulması gibi çalışmalar vardır.

20 yıldan uzun süre varlığı boyunca DÇB ulusal kültür  merkezleriyle, gençlik organizasyonlarıyla, hükumet kuruluşlarıyla ve eğitim kurumlarıyla çalışma konusunda büyük bir deneyim kazanmıştır.

Bize Suriye dâhil, yurt duşundaki soydaşlarımıza ne gibi yardımlarda bulunduğunuzu anlatır mısınız?

Sohrokov: DÇB’nin kuruluşundan bu yana en önemli amaçlarından birisi şu anda sistematik hale gelen Rusya ve Rusya dışındaki Çerkes dernekleri arasında bağ kurmak olmuştur.

Ülkemizdeki üniversitelerde eğitim almaya  teşvik etmek de dâhil olmak üzere, özellikle diasporanın genç üyeleri ile etkileşim öncelikli konularımızdan birisi olmuştur. Bugüne kadar Kabartay-Balkar Devlet Üniversitesi’nde 40 yüksek lisans, 2 doktora öğrencisi olmak üzere 2 binin üzerinde öğrenci eğitim almıştır. Şu anda 300 öğrenci kayıtlıdır.

Rusya üniversitelerinde eğitim görenler eğitsel, bilimsel ve ticari ilişkilerin gelişiminde bir “köprü” görevi görmektedir. Bunlar Orta Doğu, Avrupa, Asya ve Amerika’daki kültürel, bilimsel, ekonomik ve siyasi yaşama önemli katkılarda  bulunmuş, ülkemizle dostane ilişkiler kurulmasına yardımcı olmuşlardır. Rusya’da edindiği bilgileri kullanan pek çok insan vardır.

Geçen sene Ekim ayında kurulan Kabartay-Balkar Devlet Üniversitesi yabancı mezunları ve dostları derneği soydaşlarımız arasındaki insani ve bilimsel ortaklığın kurulmasını ve geliştirilmesini organize edecektir. Derneğin üyeleri arasında devlet memurları, diplomatlar, bilim ve  sanat alanından temsilciler, ünlü siyasetçiler, halka mal olmuş kişiler, iş adamları ve genç profesyoneller bulunmaktadır.

Ayrıca, yabancı ülkelerin üniversitelerinde Çerkes dili öğretmenlerinin eğitiminde kullanılacak kitaplar gönderilmiştir.

Her yıl Türkiye, Ürdün ve Suriye’den Kabartay-Balkar’daki yaz kamplarına çocuklar alınmakta ve çok güzel kültürel ve eğitsel programlara katılmaktadırlar.

Son yıllarda uluslararası toplumun yanı sıra DÇB’nin de ilgisi Suriye meselesine kaymıştır. Ülkedeki gelişmeleri  endişeyle takip ediyor ve can kayıplarından dolayı büyük üzüntü duyuyoruz. Suriye‘de 120 binin üzerinde Çerkesin de yaşıyor olması endişelerimizi arttırıyor.

Rusya Federasyonu’nun Suriye’de barış sağlanmasına yönelik çabalarını takdir ediyoruz. Dünya toplumu Suriye’deki iç çatışmalara silahlı müdahalenin önündeki en önemli engel olan Rusya’nın güçlü ve ilkeli duruşunun farkında. Bu çok önemli. Nihayetinde, bu savaşın uzaması hem can hem de mal kayıplarının artmasına neden olacak.

Suriye Arap Cumhuriyeti’ndeki insani felaketi ilk fark eden ve insani destek sağlayan Rusya Federasyonu olmuştur ve buna da devam etmektedir.

Rusya yasalarına göre Suriye’den gelenler mülteci olarak kabul edilmemektedir fakat bu ülkedeki durumdan dolayı bunlara 1 yıllık süreyle  barınma olanağı sağlanmıştır ve ülkedeki çatışma devam ettiği sürece uzatılacaktır.

Silahlı çatışmaların başladığı ilk  günden itibaren, bunların pek çoğu tarihi anavatanlarına dönme arzusunda olduklarını ifade etmişlerdir. Bugüne kadar Rusya’ya dönenlerin sayısı binin üzerindedir. Kabartay-Balkar, Adigey ve Karaçay-Çerkes cumhuriyetlerine dönüşleri ve buralara uyumları desteklenmiştir. Soydaşlarımızın destek sağlamak üzere hesaplar açılmış, tıbbi bakım sağlanmış, eğitim kurumlarında eğitim verilmiş, Rusça ve anadil eğitimi verilmiş, yardım kampanyaları düzenlenmiştir.

Kırsal kesimde Suriye’den dönenler için yardım fonlarıyla 20 ev alınmıştır. Şu anda 61 aileye daha ev bağışlanmasıyla ilgili çalışmalar yapılmaktadır.

Ne var ki, Suriyeli sığınmacılara yönelik yardım çalışmaları devlet bütçesi ölçüsünde yapılmaktadır.

Sizce Çerkes meselesiyle ilgili tartışmalar ne yöne doğru gidecek?

Sohrokov: Birkaç mevzunun altını çizmek gerekiyor.

İlk olarak, Meselenin iki tarafı var.

İkincisi, Çerkes  meselesinin çözümü Rusya Federasyonu’nun yasal sınırları içindedir.

Üçüncüsü, Kabartay-Balkar ve Adigey parlamentoları daha 90’lı yıllarda Kafkas Savaşı yıllarındaki Çerkeslerin trajedisini soykırım olarak kabul etmiştir. Günümüzde Çerkesler Kafkas Savaşı’nı Çarlık Rusya’sının politikalarının bir sonucu olarak görmekte ve bu trajedinin sorumlusu olarak bugünün Rusya’sını görmemektedir. Bizim için bu trajediyle ilgili gerçeklerin objektif değerlendirilmesi ve Kafkas Savaşı’nın ahlaken kınanması önemlidir. Bu sadece tarihi adaletin sağlanması için değil, aynı zamanda ülkemizin demokrasi geleceği için de önemlidir.

Biz ulusların sürekli bir  birleriyle tartışamayacaklarını anlıyoruz. Savaşlar sona erer ve bu savaşları kınayan insanlar ilişkiler, ekonomik ve kültürel bağlar geliştirir. Dolayısıyla, bugün Çerkesler Rusya’yla ve birlikte yaşadıkları halklarla ortak bir dil bulmaktadır.

Dördüncüsü, Rusya-Çerkes ilişkileri Kafkas Savaşı öncesinde ve sonrasında yüzlerce yıllık iyi komşuluk, karşılıklı yardımlaşma ve ortak mücadele geleneğine dayanmaktadır. Adige halkının kaderine dikkatli baktığınızda atalarımız tarafından neredeyse 500 yıl önce Rusya’yla birlikte olma ve bu birlikteliği geliştirme yönünde girilen yolun doğru olduğunu görürsünüz.

Ve beşincisi, Çerkes meselesiyle ilgili tartışmaları siyasi bir pencereden ele alacak olursak, bu bir günün meselesi  değildir. Fakat federal hükumetin ve bizim karşılıklı  ilişki şeklini seçmiş olmamız önemlidir. Bunun doğruluğunu birkaç şekilde görebiliyoruz.

Örneğin, Rus parlamentosundan temsilcilerin, diasporadaki Türkiye, Suriye, Ürdün, Almanya, ABD ve Rusya’daki STK temsilcilerinin oluşturduğu DÇB arasında, Mayıs 2011’de Rusya Federasyonu Devlet Duması Dış İlişkiler Komitesi’nde bir toplantı yapılmıştır. Ayrıca, Dimitri Kozak, Alexander Tkachev, Dimitri Chemyshenko yukarıda bahsettiğim üzere Olimpiyatların Çerkeslerin anavatanında yer almasıyla ilgili olarak bir araya gelmişlerdir. Kabartay-Balkar Devlet Üniversitesi yabancı mezunları ve dostları derneği kuruldu. Rusya dışındaki üniversitelerde yaşayan yurttaşlarımızın çocuklarına destek sağlandı. Ayrıca her yıl çocukları kamplara alıyoruz, vs.

Karşılıklı diyalog, anlayış ve tavizler gerekli. Ve birbirimizi anlamak için daha sık bir araya gelmeliyiz. Bu süreç devam ediyor. Umuyorum ki olumlu bir sonuca ulaşacağız.

Kaynak: http://gorchakovfund.ru/

Röportaj: Tatina Khruleva

Çeviri: Guşıps

Yorumlar (2)
  1. nn on said:

    hain ve yalancı

  2. Erkan Hak'aşe on said:

    Harbi adammış. Adam dobra dobra söylemiş işte düşüncelerini. Utanma duygusu yoksa da açık sözlüymüş en azından.DÇB’nin gelmiş geçmiş en açık sözlü başkanı olarak madalyayı haketti bence. Hiç Hauti’ye kızmasın kimse. Kızacaksanız bu zibinin başkanı olduğu örgütün peşine takılan- bundan rant devşirenlerden başlayın derim ben…

HABER / En Çok Okunanlar