Haber / Rus Hukuk Profesörüne Göre, Putin’in ‘Muhafazakarlığı’ Muhafazakar Değil Totaliter
16:50 17 July 2014

Vladimir Putin kendisini muhafazakar değerlerin savunucusu olarak konumlandırıyor ve bu sayede Rusya’da ve Batı’da muazzam bir destek görüyor. Oysa anayasa uzmanı İlya Şablinski’ye göre Putin’in muhafazakarlık anlayışıyla Batı kaynaklı muhafazakarlık birbirinden çok farklı şeyler.

Moskova Ekonomi Yüksek Okulu’nda hukuk profesörü olan Şablinski “Nezavisimaya gazeta”nın bugünkü sayısında yayınlanan eleştirisinde söz konusu iki muhafazakarlık anlayışının çok farklı olması sebebiyle iki anlayışı savunanların birbirleriyle özdeşlemelerinin anlaşılamaz olduğunun altını çizdi. (ng.ru/politics/2014-07-14/3_kartblansh.html).

Profesöre göre Avrupa veya Batı muhafazakarlığı “çok sayıda ülkede demokratik rejimin temel taşlarından biri olmuştur”. Buna karşılık Putin’in muhafazakarlık dediği şey, hedeflerine ulaşmak için “en kullanışlı araç olarak tek adam rejimini mazur göstermeye ve şekillendirmeye yarıyor”.

Şablinski bu çelişkiye örnekler veriyor. Batı’daki muhafazakar hükümetler toplumlarının kültürel hayatına müdahale etmeyi çok uzun zaman önce bıraktılar. Aile, din ve eğitim gibi geleneksel değerlerin korunması için buna hiç gerek yok.

Muhafazakarların bu noktaya gelmesinin sebeplerinden biri 20. yüzyılda yaşanmış üç totaliterlik (Sovyet, Alman ve İtalyan) deneyimidir. Bu deneyim zirvedeki adamın kendi görüşlerini diğerlerine dayatmasının keyfi olması ve geleneksel değerlerin ihlali anlamına gelmesi yanında kaçınılmaz olarak devlet gücünün kullanılmasını içerdiğini de öğretti.

Şablinski’ye göre bugün Rusya’da başkalarının görüşlerini yasaklayarak kuvvet yoluyla kendi düşünce biçimini dayatanlar muhafazakarlığa değil totaliterliğe inanıyorlar.

Batılı hakiki muhafazakarlığın özelliklerinden biri bireyin hakları ile sorumlulukları arasında kurulan bağdır. “Muhafazakar siyasetçiler düzene vurgu yaparlar ; yani yasadan taviz verilmez ve yasa tarafından polis ve askere verilen rol gözetilir”.

Şablinski muhafazakarların güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarını desteklemeye her zaman hazır olduğunu, ama muhafazakarlar için “kamu nizamının özgürlüklerin yaşanmasının koşulu olmaktan bir anlam ifade etmediği” görüşünde. Muhafazakarlar en az liberaller kadar, hatta bazen onlardan daha fazla bireyin özgürlüğünü savunur, çoğunluğun veya tek adam yönetiminin zulmüne karşı çıkarlar.

Kendilerine muhafazakar diyen Ruslar ise tam tersine “her koşulda tek adam iktidarını desteklemeye hazırdır”. Özgürlükler sadece “tepedeki yöneticinin sınırsız iktidarını tehdit, hatta rahatsız etmediği sürece önemlidir”.

Moskovalı bilim adamına göre Batı’da muhafazakarlar mülkiyet hakkını neredeyse mutlak değer olarak benimserler. Rusya’da kendilerine muhafazakar diyenler için mülkiyet, mal sahibi ile siyasal piramidin tepesindeki lider arasındaki ilişkiye tabidir.

İki grubun ters düştüğü bir başka konu milliyetçiliktir. Batı’da muhafazakarlar etnik veya dinsel grupların, özellikle de şiddet yoluyla birbirine düşman edilmesine karşıdır. Dolayısıyla “saldırgan milliyetçiliği” veya “milliyetçi sloganlar altında her türlü saldırganlığı” sistematik olarak reddederler. Rus “muhafazakarlar” ise tam tersine inanırlar.

Dmitri Rogozin kendisine muhafazakar demekten hoşlanan Rus liderlerden biri, ama Ukrayna konusunda Moskova’ya destek veren Avrupalı muhafazakarlardan bahsettiğinde muhafazakarlıktan

neyi anladığı ortaya çıkıyor.

Bilim adamına göre “Avrupa’daki tüm yetkin muhafazakar partiler” Rusya’nın eylemlerini lanetlediler. Kremlin’i sadece “aşırı milliyetçi” çevreler destekliyor ; onlar da -Moskova’daki dostları gibi- “muhafazakar” kelimesine yanlış anlam yüklüyorlar.

Paul Goble

Kaynak: http://windowoneurasia2.blogspot.com.tr/2014/07/window-on-eurasia-putins-conservatism.html

Çeviri : Dr. Ömer Aytek Kurmel

Cherkessia.net, 16 Temmuz 2014

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar