Haber / Ermeniler Açıklama İçin Ne Diyor?
17:28 23 April 2014

Başbakan’ın 1915 açıklamasıyla ilgili Ermeniler ne düşünüyor?

“Bu duaya amin deriz”

Hayko Bağdat (Yazar): Bu ülkede bir acı var; mezarlıklar üzerine kurduğumuz bir ülke burası. Toprakların altında usulüne göre gömülmemiş ölülerimiz var. Doğuluların istediği yegane şey, bu acının usulüne uygun şekilde karşılanması, ona dua edilmes, o ölülerin huzur kavuşmasıdır.

Bu açıklamayı reel politik olarak değerlendirmek istemiyorum. Buna ne kadar mecburdu, niyeti ne, arkasında ne var diye bakmak istemiyorum. Bir üzüntü beyanı varsa, ölmüşler için huzur içinde yatsınlar duası varsa, buna amin derim; Allah razı olsun derim. Bu bizim miladımız olsun. Hayırlı bir gelişme. Zaten bu iş buradan çözülür, başka bir yönetmi yok. Bu yöntemi, bu dili nasıl devam ettireceğimize hep beraber bakacağız; hepimizin üstüne sorumluluk düşüyor.

“Çözüme yönelik yolun başlangıcı olsun”

Jaklin Çelik (Yazar): Başbakanın açıklaması, 1915 Soykırımı için küçük ama AKP hükümeti tarafından Türkiye için atılmış önemli bir adım. 2015 yılı, soykırımın yüzüncü yılı olması sebebiyle tüm dünyada bir dizi etkinliklerin gerçekleştirileceği bir anma yılı olacak. Bu doğrultuda hükümetin, meseleye ilişkin çıkacak uluslararası çoksesliliğe karşı böylesi esnek/dokunaklı bir dille duruş belirlemesi bir anlamda herkesin hayrına olmuştur. Bu mesaj ve içeriğindeki duygu tonlaması bundan sonraki süreçte sorunun farklı platformlarda konuşulması adına ayrıca önem taşıyor. Başbakanın işaret ettiği tarih komisyonu ise daha çok Türk toplumunu rahatlatmak adına verilmiş bir mesaj gibi duruyor. Sonuç itibariyle Ermeni Soykırımı Türk coğrafyasında gerçekleşmiş bir trajedidir. Çözümün dili de acının yaşandığı bu topraklarda yolunu bulmalı. Bu açıklamanın çözüme yönelik böylesi bir yolun başlangıcı olduğunu umut etmek istiyorum.

“Sorunlu ve olumlu”

Yetvart Danzikyan (Yazar): Sorunlu ve olumlu. Ölenler ve torunları için taziye dilenmesi çok olumlu bir gelişme. Biz de bu mesajı alıyoruz. Ancak metin içindeki bazı noktalar dikkatimizden kaçmıyor. 1915 olayları denmesi mesela. Sanki faili belirsiz kendi kendine olmuş olaylar gibi tarif edilmesi sorunlu. Ortak tarih komisyon gibi aslında Türkiye’nin klaisk politikasının terk edilmediğini görüyoruz. Bunlar önemli kısımları ancak toplamına baktığımızda bunun önemli, tarihi bir dönemeç olduğunu söylemek lazım. İlk kez böyle bir açıklama yapılıyor.

“Özür dilemiyorsa…”

Sarkis Paçacı (Karikatürist): Özür dilemiyorsa Amerika’nın baskısıyla yapılmış fasulyeden bir açıklamadır. Ermeni lobisinin Amerika’nın soykırım olduğunu kabul etmesi için yaptığı bir baskı var Türkiye’de bu gerilimi almak için böyle bir baskıyla açıklama yapmış.

İçerikte insani şeyler olmasına ve sempatik görünmesine rağmen tehdit de içeriyor. Yani kışkırtmayın, rahatsız etmeyin diyor. Sonuçta soykırım olduğunu açıklaması gerekiyor. Belki de kısa sürede bunu yapacak; bu açıklama ile daha geriden başlamak istiyorlar. Ancak özür dilemediği için gerçek bir sorumluluğunu yerine getirme değil.

“Yenilik yok”

Mıgırdiç Margosyan (Yazar): Bu açıklamada hiçbir yenilik göremedim. Daha önce söylenenlerin tekrarı. Yıllardır bildiğimiz aynı lafları okuyorum. Değişen bir şey yok. Güya iyi niyetle söylenmiş, söylenmesi gereken politik laflar.

Hrant Dink’in kardeşi Orhan Dink: “Ataları ihanet etti” söyleminden bugün taziyeye gelmek çok önemli bir adım ve Türkiye demokrasi inşa edecekse en temel taşlarından biri de budur. Açıklamayı çok önemsiyorum. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın böyle bir açıklama yapması, Türkiye’de yaşayan Ermeniler açısından, benim açımdan önemlidir. ‘Gecikmiş’ denilebilir ama önemli olan, bu ilk adımını atılmasıdır. Bu adım iki toplumun yavaş yavaş normalleşmesine doğru gitmeli.

Yazar Masis Kürkçügil: Bu üslubu şaşırtıcı buldum. İfadeler alışılmışın ve resmi söylemin dışında, bunu kabul etmek lazım. Başbakan’ın üslubundan ziyade Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun yaklaşımını yansıtıyor. 1915’in 100. yılı için, öncekilere göre saldırgan bir pozisyon takınılmayacağını görülüyor. Meydanlarda herkesi dışlayan, ‘vatan haini’ ve ‘paralel’ diye damgalayan birinin böylesine kritik bir konudaki üslubu dikkat çekicidir. Ancak sorunun yüz yıl sonra da tarih komisyonlarına devredilmesiyle ne şiş yansın ne kebap yaklaşımı da sürecektir. Herhangi bir adım atılmış değildir. Davutoğlu’nun diplomatik olarak söylediği şeylerin tekrarıdır.

Garo Paylan (HDP MYK üyesi): Böyle bir açıklamayı bekliyordum. Geçen yıl Ahmet Davutoğlu’nun açıklamasında bunun emarelerini görüyorduk. Açıklamada, TC’nin inkar politikasının devam ettirmeyeceğinin işareti var. Zaten Türkiye sivil toplumu mücadelesiyle bunun yolunu açtı. İnkar tabanda karşılığının olmadığını gördü muktedirler. Bence tarihi bir açıklama; hakkını verelim. Eski ezberlerden büyük ölçüde arınmış. Ancak tabii ki eksik olan yönü şu: Başbakan, sanki üçüncü bir öznenin yaptığı biç suçtan söz ediyor. Halbuki devletin sorumluluğuna işaret eden ifadelerin de olması gerekirdi. Geçmişe dair, tarihe ve hukukçulara bırakmak gibi çağrılar var. Bu anlamda çok sorunlu. Bu, tarihi bir mesele değil, benim dedemin meselesi. Bundan sonrasında açılan kapıdan Türkiye sivil toplumu ve siyaseti çok şey yapabilir. Şu olabilir: Başbakan’a gereğini yapmasını ve özellikle kendi döneminde işlenen Hrant Dink ve Sevak Balıkçı davalarının üzerini örtme girişimlerin son verilmesi, Talat Paşa’nın isminin sokaklardan ve okullardan silinmesi istenebilir. Bunlar samimiyetini de gösterecektir.

Gazeteci Yetvart Danzikyan: Böyle açıklamaları tek kelimeyle değerlendirmek doğru olmasa da dünden beri bizden görüş soranların önce kısaca ne dediğimizi merak ettiklerini biliyorum. Dolayısıyla ilk olarak diyeceğim tüm sorunlu ifadelere rağmen bunun olumlu ve önemli bir açıklama olduğudur. Açıklamanın Erdoğan’ın kişisel bir açıklaması gibi durması öncelikle soru işareti yaratmakta ve metindeki “1915 olaylarının Türkiye karşıtlığı için bir bahane olarak kullanılması” gibi ifadelerin gerçek bir yüzleşme için çabalayanları her zamanki gibi kriminalize ettiğini düşünebiliriz. Keza 1915’ten bahsederken “olaylar yaşanması” gibi faili ve nedeni belirsiz ifadeler kullanılması da önemli bir mesele. Bu ve benzer tüm eksikliklerin gözardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Keza 2015 yaklaşırken Türkiye’nin biraz da diplomatik hamleler yapacağını tahmin etmekteydik. Zira Türkiye’nin bu kritik tarihi en az hasarla atlatmak isteyeceği ortada. Tüm bu çekince ve sorunlarla birlikte diyeceğim bunun kritik bir dönemeç olduğu ve dilenen taziyenin karşılıksız bırakılmaması gerektiğidir..

İMC TV Haber Müdürü Aris Nalcı: Genel anlamda diyasporayı tatmin etmedi bu açıklama. Ortadoğu’daki diyaspora, ‘Biz tarihte Türklerin çektiği acıları inkar etmedi. Ama Başbakan 99 yıllık bir inkarın sonunda ortak acıyı öne sürüp bu açıklamayı yaptı. Bizi tatmin etimiyor’ diyor. Amerika diyasporasından, lobi faaliyeti yapan bir arkadaşım, anneannesinin ‘Ne tava yansın ne yağ’ sözünü hatırlattı. Arkadaşıma göre bu açıklama, ‘Soykırım olmamıştır. Bizim de ölülerimiz oldu. Ama hadi Osmanlı vatandaşları gibi sizin de başınız sağ olsun’ anlamına geliyor. Bu açıklamanın, diyasporayı memnun etmeyeceği doğrudur. Ermenistan’dan ise ‘Bu bir adımdır’ şeklinde yorum geliyor. Çünkü Türkiye tarihinde ilk kez bir başbakan, böyle bir açıklama yapıyor. Fakat bu ne yazık ki 2015’ten önce bir ön alma çalışmasıdır. Bunun samimiyetini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Zira ‘Tarih komisyonu teklifimiz açık’ demek, yine bu işi tarihçilere havale etmek, çözüm getirmeyecek. Daha önce de komisyon toplantı. Türkiye elindeki belgeleri vermediği için Ermeni tarafı masadan kalktı.

radikal/bianet

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar