Haber / Yuliya Timoşenko: Rusya’nın planlarına yem olmayacağız
18:49 8 April 2014

Rusya’nın Ukrayna’da federal bir anayasayı devreye sokmak istemesindeki asıl amaç, ülkeyi demokratikleştirmek değil, ileride Kırım gibi kolayca bünyesine katmak üzere küçük parçalara ayırmaktır.

İkinci Dünya Savaşı’nın başında, Eylül 1939’da savaş ilan edilmesi ile Nazilerin Mayıs 1940’ta Belçika ve Fransa’ya saldırması arasında geçen sessiz dönem, çoğu zaman “Sahte Savaş” olarak adlandırılır. Rusya’nın Kırım’ı işgal ve ilhak edip doğu sınırımıza asker ve zırhlı araçlar yığmaya başlamasıyla birlikte, Ukraynalılar olarak biz de kendimizi böyle bir ‘sahte savaşın’ içinde bulduk.

Ancak şu anda Ukrayna halkının ülkesini ve demokrasiyi savunmak adına gösterdiği çabanın sahte bir tarafı yok. Kadınlı-erkekli gençlerimiz, gönüllü olarak silah altına giriyor; hem de şimdiye dek hiç olmadığı kadar yoğun bir ilgi var. Hükümetimiz, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile bir standby anlaşması imzaladı ki, bu sayede maliye ve ekonomimizi düzene koymak için ihtiyaç duyduğumuz bir takım araçlara erişim imkanımız olacak. Söz konusu anlaşma beraberinde reel ekonomik sıkıntılar da getirecek, ancak Ukraynalılar bağımsızlıklarını korumak için bu bedeli ödemeye razı.

Konuyu ihmal edip, Avrupa’nın geri kalanı gibi bizim de kıta sınırlarının bir daha asla cebren değiştirilemeyeceğine inandığımız bir dönemin ardından, biz de ekonomimizin içinde bulunduğu nazik duruma rağmen savunma harcamalarımızı arttırıyoruz. Artık bağımsız Ukrayna topraklarının bir karışından bile feragat etmeyeceğiz.

En önemlisi de, karşımıza yığılan Rus ordusuna rağmen seçim kampanyasına başlıyoruz. Ukraynalılar önümüzdeki ay özgürce yeni cumhurbaşkanlarını seçecek. Bu da sanıyorum Rusya’nın demokrasiyi sürdürme konusunda sözüm ona başarısız olduğumuz yönündeki propagandasına karşı verilebilecek en iyi cevap.

Lakin Ukrayna halkı olarak yağmacılık üzerine kurulu Viktor Yanukoviç iktidarının ardından ülkemizi yeni baştan inşa etmeye çalışırken, “barış atağı” adı altında yeni bir tehditle yüz yüzeyiz ki, bu, Sovyet diplomasisinin ezelden beridir Batı’nın kararlılığını baltalamak amaçlı başvurduğu bir unsur. Aslında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kısa bir süre önce diplomatik görüşmeleri yeniden canlandırmak için ABD Başkanı Barack Obama’yı telefonla araması ve ardından Kremlin’in bizzat yarattığı krizin nasıl çözülebileceği konusunda Rusların yayınladıkları rapor, barışa saldırı niteliğinde bir barış atağı.

Putin’in bu hamlesi, Joseph Stalin’in Winston Churchill ve Franklin D. Roosevelt’i Avrupa’da kıtanın neredeyse yarısını köleleştiren bir bölünmenin suç ortağı haline getiren 1945 tarihli meşhur Yalta Konferansı’na benziyor. Bugün Putin’in başarmaya çalıştığı şey, Kremlin eliyle tasarlanmış federal bir anayasa sayesinde daha sonra kolayca yutabileceği küçüklükte bir düzine Kırım yaratarak Ukrayna’nın parçalanması için Batı’yı kendisine suç ortağı yapmak.

 

Federalizm elbette kulağa hoş geliyor. Siyasi erki, insanların bilfiil yaşadıkları yere yakın kılmak her zaman cazip ve genellikle de etkili bir yöntem. Fakat Ukrayna demokrasisinin esenliği Putin’in umrunda değil: Onun bakış açısından federal bir sistem, Kremlin’in siyasi fitnelerine ve nihayetinde de Ukrayna’nın doğu ve güney bölgelerinin Rusya Federasyonu’na katılması için bir araç. Putin, [Prusyalı general ve askeri teorisyen Clausewitz’in Savaş Üzerine adlı meşhur eserinde söylediği “Savaş, siyasetin başka araçlarla devam ettirilmesidir” sözüne benzer şekilde] federalizmi bir ülkenin ilhakına başka araçlarla devam etmek olarak görüyor.

Bunu anlamak için Rusya’nın önerisinin satır aralarına bakmak yeterli. Önerinin Ukrayna’daki yeni federal birimlerin “ülkenin dış politika yönelimi” üzerinde ciddi söz sahibi olmasını öngören maddesi, Putin’e Rusça konuşulan bölgelerde Avrupa lehindeki kararların veto edilmesi yönünde baskı ve manipülasyon yapma imkanı verecek.

Ukrayna’nın anayasal yapısına ancak Ukrayna vatandaşları karar verir. Bu konuda yardım amaçlı bile olsa ne Rusya’ya ne de başka ülkelere söz düşer. Ukrayna, Yugoslavya’nın dağılmasının ardından yıllarca kanlı savaşlara sahne olan ve daha sonra barış görüşmeleri neticesinde anayasasına kavuşan Bosna ile de; hükümet yapıları henüz oluşma aşamasındayken bağımsızlığını ilan eden Kosova ile de karıştırılmamalıdır. Ukrayna, Rusya da dahil tüm dünya tarafından tanınan, tam bağımsız bir ülkedir.

Putin’in federalizm aldatmacasına kanmak, Kremlin’in Ukrayna’daki mevcut geçici hükümet ile Yanukoviç’i deviren cesur kadın ve erkekler hakkında söylediği yalanlara inanmaktır. Putin’in uşaklığını yapanlar, Ukrayna’da Rusça konuşanların tehdit altında olduğunu iddia ediyor, ancak bunu doğrulayacak tek bir zulüm örneği bile ortaya koyamıyorlar. Rusça konuşan halktan Ukrayna’nın doğusunda ya da Kırım’da yaşayıp da Rusya’ya kaçan veya herhangi bir başka ülkeye siyasi mülteci olarak başvuran yok.

Bunun da sebebi basit: Ukrayna’da Rusça konuşanlara yönelik bir baskı yoktur ve hiçbir zaman da olmamıştır. Yanukoviç hükümeti, yetersiz, yozlaşmış ve yalancıydı. Ancak baskı uygulama konusunda herkese “eşit muamele” yapıyorlardı.

Ukrayna’da Rusça konuşanlara karşı baskı yoksa, ülkenin siyasi yapısını değiştirmeye de gerek yok. Hal böyleyken, Ukrayna, ‘Büyük Yalan’a dayanarak anayasal düzenini değiştirmek zorunda kalmalı mı? İhtiyacımız olan şey, yetkin, etkili ve yozlaşmamış bir hükümettir. Avrupa’nın yardımları ve teknik desteği ile de o hükümeti kuracağız.

Diplomatların Ukrayna krizine barışçıl bir çözüm bulma arzusu anlaşılabilir bir durum. Fakat Rusya’nın talep ettiği koşulların Batı tarafından kabul edilmesi, Ukrayna’nın bağımsızlığını fena halde baltalar. Daha da kötüsü, Rusya’nın koşullarının kabulü, güçlü ülkelerin istediklerini yaptırmak için kendilerinden daha güçsüz komşularını sindirip, bağımsızlıklarından vazgeçme noktasına getirebileceği fikrini de doğrulamış olur.

Ukrayna olarak, zorbalığa karşı gerekirse tek başımıza direneceğiz. Tarih kitaplarına talihsiz kurban olarak geçmeyi reddediyoruz.

Yuliya Timoşenko, Ukrayna’da iki dönem görev yapmış eski başbakan. Çeşitli yolsuzluk suçlamalarıyla hüküm giydi ve Viktor Yanukoviç’in yerinden edildiği gösteriler sonrasında serbest bırakıldı. Mayıs ayında yapılacak seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olarak yarışacak.

Yuliya Timoşenko

Bu makalenin ilk nüshası Project Syndicate tarafından yayınlandı.

aljazeera.com.tr

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar