Haber / Hrant Dink öldürülüşünün 6’ncı yılında anıldı
23:05 19 January 2013

Gazeteci Hrant Dink, öldürülüşünün 6. yılında “Buradayız Ahparig” (Buradayız Kardeşim) adıyla düzenlenen etkinliklerle anılıyor. Agos gazetesi önünde düzenlenen törende ünlü düşünür Noam Chomsky de bir konuşma yaptı.

Gazeteci Hrant Dink’in Şişli’de Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı Agos gazetesinin önünde öldürülmesinin üzerinden tam 6 yıl geçti.

Cinayetin işlendiği ilk günden itibaren Hrant Dink için eylemler düzenleyen “Hrant’ın Arkadaşları” bu yıl da bir dizi anma etkinliği düzenliyor.

Etkinliklerin bu yılki “Buradayız Ahparig” (Buradayız Kardeşim) oldu.

Yağmur altında toplanan çok sayıda kişi, yürüyerek Agos’un önüne geldi. Çeşitli dövizler taşıyan grup, sık sık adalet için sloganlar attı.

Hrant Dink’in öldürüldüğü saat olan 15.05’te saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra Dink’in bir ses kaydı dinletildi.

Agos’un balkonundan bir konuşma yapan ünlü düşünür Noam Chomsky: “Hrant Dink’i ancak, uğruna hayatını verdiği ideallerin izinden gitmeye söz verdiğimizde en iyi şekilde anmış oluruz.”

Agos gazetesinin önünde Ermenice ve Türkçe şarkılar da çalındı.

Anma töreninde konuşma yapan eşi Rakel Dink, dertleşmek istediğini dile getirerek, “Sevgili dostlar; canımın içini, sevgilimi, ‘çutag’ımı öldürtmek, düşünme ve algı yoksunluğunun ispatı değil mi?” diye sordu. Dink, “Ey Tanrı benzerliğinde yaratılmış insanoğlu, insanlığından olma” diye seslendi.

Rakel Dink’in konuşmasının tamamı şöyle:

Altıncı yılda buradayız, birlikteyiz. Sizinle biraz dertleşmek istiyorum. İyilik eden bir kişi bile yok; herkes suç işliyor, herkes, her devlet suç işlemeye devam ediyor.

Suç ve günah altın olsa, kimse alıp takmaz. Fakat suçu işlerken, maalesef, düşünce de, algı da körleşmiş ve kapalıdır. Kazanç, büyüklük, üstünlük derken kimleri yok ediyorlar, nelerden mahrum kalıyorlar… Farkında olmadan veya farkında olarak yok etmek…

Var olman, benim, bizim yokluğumuz üzerine kurulmuşsa, bu senin büyüklüğünün veya üstünlüğünün ispatı değil, hiçliğinin ispatıdır.

Ey, Tanrı benzerliğinde yaratılmış insanoğlu; güç ve yetki sahibi olacağım derken insanlığından da olma! Çalmaya, gasp etmeye ve öldürmeye gelenle hiçbir ortak paydamız, paydaşlığımız olmasın, sevgili kardeşler.

Sevgili dostlar; canımın içini, sevgilimi, ‘çutag’ımı (keman) öldürtmek, düşünme ve algı yoksunluğunun ispatı değil mi? Onursuzluk, mahcubiyet ve utanç değil mi? Tahammülsüzlüğün ispatı değil mi? Yoksa hâlâ “Bunlar da ne demek?” mi diyorlar? “Evet, öyle diyorlar” diye düşünüp ümitsizliğe düştüğüm zaman, Hisus (Mesih İsa) kulağıma fısıldar: “Ben kabirde kalsaydım, haklı olurdun meyus durmaya. Fakat kabirde kalmadım; kalmadığım gibi, bütün gerçekler de gün gibi, güneş gibi ortaya çıkacak.” Kalk, meyus olma! Evet, meyus olmayacağız. Umutla, imanla, şevkle buradayız, birlikteyiz. Ey Türkiye’nin güzel insanları, sevgili gençler, anneler, babalar, kardeşler!

Türkiye’nin sevgili insanları!

Sağımızdakine, solumuzdakine rahatsızlık vermeden, ötekileştirmeden buradayız. Adalet borcumuzu hatırlayarak buradayız. Sevgimizi, umudumuzu hatırlayarak buradayız. Yataklarında sevdiklerinin elini tutarak ölme fırsatı ellerinden alınanların anısına buradayız. Acımızla, onurumuzla buradayız. Doğruluk ve adalet için buradayız. Birbirimize hikâyelerimizi anlatmak ve anlamak için de burayız. Hep burada olacağız, birlikte olacağız.

Hoş geldiniz, teşekkür ederim, sağ olun.

t24

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar