Haber / Kuzey İrlanda deneyimi: 25 yıllık çatışma, 13 yıllık barışma
21:56 19 January 2013

Haber ajansları son günlerde durmadan Kuzey İrlanda’daki ‘olaylarla’ ilgili haberler geçiyor.

Kuzey İrlanda’nın yönetim merkezi Belfast’taki belediye binasına Britanya bayrağı çekilecek günlerin sınırlanması ardından İngiltere ile birlik yanlılarının gösterileriyle başlayan olaylar bölgede kaygı yaratıyor.

Ancak birçok uzmana göre Kuzey İrlanda’nın eski günlerine dönme ihtimali zayıf.

Bunun en önemli nedeniyse uzun yıllara yayılmış bir savaşın tarihi bir barış anlaşmasıyla, hem politik hem toplumsal düzlemde büyük bir destekle yaşama geçiş olması.

Peki, bütün dünya kamuoyunu IRA örgütüyle tanıştıran bu savaş nasıl doğdu, gelişti ve barışa nasıl ulaşıldı?

 

Kuzey İrlanda sorununun kökleri

 

Sorunun tarihsel kökeni, 1600’lü yılların başlarında İngiliz ve İskoç yerleşimcilerin İrlanda adasına gelmesi ve Katolik İrlanda halkını yönetimleri altına almaya başlamalarına dayanıyor.

Bununla birlikte Katolik İrlandalıların tepkileri de başlıyor.

1916 yılında Dublin’de kurulan IRA’nın (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) silahlı mücadelesi sonucu 1922’de adanın güneyinde bağımsız İrlanda Cumhuriyeti kuruldu.

Adanın kuzeyiyse İngiltere yönetimine bağlı kaldı.

1960’lı yıllarda Kuzey’de yaşayan Katolik İrlandalılar İngiltere’den ayrılıp birleşik bir İrlanda devleti kurmak amacıyla IRA’yı yeniden kurdu.

2005’teki barış anlaşmasıyla sona eren modern Kuzey İrlanda sorunu böylece doğdu.

IRA, Katolik İrlandalılar arasında örgütlenirken, İngiltere ile birlik yanlısı Protestanlar arasındaysa, ‘Gönüllü Ulster Güçleri’ adlı paramiliter grup ortaya çıktı.

Böylece Katolik İrlandalılar ve IRA, karşılarında Protestan İrlandalılar, ‘Gönüllü Ulster Güçleri’ ve İngiliz güçlerini buldukları kanlı bir çatışma sürecine girdiler.

1970’lerde IRA silahlı saldırılarını artırdı ve İngiltere kentlerini de hedef aldı.

 

Sinn Fein: ‘Bir elimizde seçmen kartı, diğerinde silah’

 

1981’de Kuzey İrlanda’dan bağımsız milletvekili olarak İngiltere Parlamentosu’na giren Bobby Sands’in cezaevinde açlık grevinde ölümü çatışma sürecinin önemli noktalarından biri olarak görüldü.

Bu ölümden sonra IRA yanlıları siyasal sürece de dahil oldu ve yasal parti Sinn Fein kuruldu.

IRA destekçilerinin yeni sloganı ise ‘Bir elimizde seçmen kartı, diğerinde silah’ oldu.

Partinin lideri Gerry Adams, 1983’te milletvekili seçilerek İngiltere parlamentosuna girdi.

Dönemin İngiltere Başbakanı ‘Demir Leydi’ Margaret Thatcher devletin IRA’yla görüşmesi için silahların susması ön koşulunu koydu.

 

‘Tony Blair’in aldığı risk’

 

Thatcher’ın yerine 1990’da Başbakanlık koltuğuna oturan John Major, çatışan taraflara görüşme çağrısı yapıyor, IRA bunun üzerine 1994’te ateşkes ilan ediyor ancak Sinn Fein’le görüşülmemesi üzerinde ateşkes adımı geri alınıyordu.

İşçi Partili Tony Blair’in 1997’de İngiltere Başbakanı olması, Kuzey İrlanda sorunu açısından dönüm noktalarından biri oldu.

Blair, önceki hükümetin aksine herhangi bir ön şart koymadan Gerry Adams’la görüşüyor ve IRA’nın “yasal kolu” barış sürecine dahil edildi.

BBC Türkçe’ye konuşan, Kuzey İrlanda’daki Ulster Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Martin Melaugh, Blair’in bu tavrını şöyle yorumluyor:

“Blair, bir anlaşmanın mümkün olduğu noktasına vardı ve buna ulaşmak için bazı politik riskler almaya hazırdı.”

Yine BBC Türkçe’ye konuşan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Elçin Aktoprak ise, Blair’in rolüyle ilgili şu yorumu yapıyor:

“Barış anlaşmasının devreye girmesinde, hem İşçi Partisi’nin varolan sorunu farklı bir boyutta ele almaya başlamasının, hem de Tony Blair’in kendisinin de kabul ettiği, bir nevi mesihçilik oynayarak, bu sorunu çözmekte kararlı olmasının etkisi oldu. Öte yandan tüm bu etkisine rağmen barış sürecini, sadece Tony Blair’in başarısı olarak kabul etmek de, doğru değil.”

 

Uluslararası oyuncuların rolü

 

Bu süreçte uluslararası oyuncuların da önemli bir rolü oldu.

Söz konusu dönemde, güçlü bir Kuzey İrlanda lobisine sahip olan ABD Başkanı Bill Clinton, Gerry Adams’ı Beyaz Saray’a davet etti.

Bu süreçte dönemin ABD Senatörü George Mitchell da, arabulucu olarak önemli bir rol üstlendi.

BBC Türkçe’ye konuşan Dr. Martin Melaugh, “süreçte hem George Mitchell’ın başrolüne, hem de Avrupa Birliği’nin etkisine”dikkat çekiyor.

İzmir Ekonomi Üniversitesi’nden Dr. Zafer Yörük ise, Mitchell’ın süreçte “belkemiği rolünü oynadığını” belirtiyor.

 

Bağımsızlık referandumu hakkı tanıyan barış anlaşması

 

Görüşmeler sonunda 1998 Paskalya’sından iki gün önce Kuzey İrlanda Anlaşması imzalandı.

Anlaşmaya göre IRA silah bırakmaya razı olurken, İngiltere de, IRA mahkumlarını serbest bırakmayı, Kuzey İrlanda’dan askerlerini çekmeyi, Kuzey İrlanda’ya yerinden yönetim hakkı vermeyi kabul etti.

Buna göre 1972’de kapatılmış olan Kuzey İrlanda Parlamentosu da tekrar açılacaktı.

Barış anlaşmasının en kritik maddesindeyse, hem İngiltere’nin hem de İrlanda’nın, Kuzey İrlanda konusunda halkın çoğunluğunun rızasını kabul etme taahhütleriydi.

Bu, bir referandumla Kuzey İrlanda halkının İrlanda Cumhuriyeti’ne bağlanmayı onaylaması durumunda, bu kararın kabul edileceği anlamına geliyor.

Referanduma sunulan anlaşmaya Kuzey İrlanda’da yüzde 71 destek oyu çıktı.

Böylece 25 yıl süren çatışma süreci ve 13 yıl süren barış görüşmeleri sürecinden sonra Kuzey İrlanda barışı için büyük bir adım atılmış oldu.

 

Anlaşma tüm sorunları çözdü mü?

 

Dr. Melaugh’ya göre barış süreci silahların büyük oranda susmasını sağlamayı başardı.

Ancak Melaugh’ya göre ortada hala birçok sorun var.

Melaugh, bu sorunları şöyle açıklıyor:“Kuzey İrlanda hala insanların ayrışmış cemaatler içinde yaşadıkları bölünmüş bir toplum olmaya devam ediyor. Geçmişteki sorunların üstesinden gelme, mezhepçiliğin devamlılığı, uzlaşmanın olmaması ve geçit törenleri konusu önemli sorunlar olarak sürüyor.”

Melaugh son dönemde yaşanan gerginliklere de vurgu yapıyor ve “Belfast Belediyesi’ne asılan Britanya bayrağıyla ilgili son şiddet olayları ve yaz boyunca geçitler sırasında yaşanan sıkıntı, toplumun önemli bir bölümü içinde hala uzlaşma sağlanamadığının taze kanıtları” diyor.

Bununla birlikte Melaugh, şunu da özellikle ekliyor:

“Barış mükemmel değil ama, birçok insan, durumlarının çatışma döneminkinden çok daha iyi olduğunu düşünüyor.”

 

KUZEY İRLANDA SÜRECİNDE DÖNÜM NOKTALARI

 

  • 16. yüzyıl başlarında adaya İngiliz ve İskoç yerleşimi başladı.
  • 1916’da kurulan IRA, İrlanda’nın bağımsızlık mücadelesini başlattı.
  • 1922’de adanın güneyinde İrlanda Cumhuriyeti kuruldu.
  • 20. Yüzyılın ikinci yarısındaki IRA ise birleşik bir İrlanda’ya ulaşmak amacıyla 1969’da kuruldu.
  • 1972’de Londonderry kentinde gösteri yapanlara ateş açılması sonucu 14 kişi öldü. Tarihe “Kanlı Pazar” olarak geçen bu olay çatışma sürecini şiddetlendirdi.
  • 1981’de Kuzey İrlandalı milletvekili Bobby Sand açlık grevinde öldü, cenazesine on binlerce kişi katıldı.
  • 1983’te Gerry Adams milletvekili seçildi.
  • Dönemin Başbakanı John Major’un çatışan taraflarla görüşme çağrısı üzerine IRA 1994’te ateşkes ilan etti. 1994, bu yüzden barış sürecinin başlangıcı olarak kabul edildi.
  • 1997’de Blair ve Adams Başbakanlık konutunda görüştü.
  • 1998’de Mübarek Cuma Anlaşması imzalandı.
  • IRA 2005’te silah bıraktı ve yaklaşık 3600 kişinin canını yitirdiği çatışma süreci resmen sona ermiş oldu.
  • 2007’de Kuzey İrlanda’da Katolikler ve Protestanlar arasında bir ortak hükümet kuruldu.

 

Comments are closed.

HABER / En Çok Okunanlar